Özel Hatem Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Semra Sarı Yıldız, kadınlarda kısırlığın nedenleri ve tedavisi hakkında bilgiler verdi. Yıldız, aşılamada riskin az olduğunu ve hamilelik şansını arttırdığını söyledi.
1 yıl ya da daha uzun süre boyunca ilişkiye rağmen hamileliğin gerçekleşmemesinin kısırlık olarak adlandırıldığını ve erken tedavinin önemine değinen Op. Dr. Semra Sarı Yıldız, “Sağlık problemi olmayan bir çiftin düzenli ilişki ile her ovulatuvar siklus (yumurtlamanın olduğu dönem) başına hamile kalabilme şansı yüzde 25 civarındadır. Korunmayan çiftlerin yüzde 57’si ilk 3 ayda, yüzde 72’si 6 ay içinde, yüzde 85’i 1 yıl ve yüzde 93’ü ise 2 yılın sonunda gebe kalabilmektedir. İnfertilite (kısırlık) 1 yıl ya da daha uzun süre ile düzenli ve korunmasız ilişkiye rağmen gebeliğin gerçekleşmemiş olmasıdır. Bu süre sonrasında çift kısırlığa sebep olan faktörlerin belirlenmesi ve buna yönelik tedavilerin planlanması açısından detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Kadın yaşının 35 ve üzerinde olması, adet döngüsünün 35 günden fazla olması veya hiç adet olamaması, bilinen ve şüpheli rahim, tüpteki hastalıklar, endometriosiz ve benzeri durumlarda erken tedavi gerekebiliyor. Bu durumlarda 1 yılın dolmasını beklemeden tedaviye başlamak çok önemli” dedi.
Kaygı bozukluğu kısırlığa neden oluyor
Kaygı bozukluğunun kısırlığa eşlik edebileceğini ve erkek ile kadının kısırlıkta hemen hemen aynı oranlara sahip olduğunu söyleyen Op. Dr. Yıldız, “Çocuk sahibi olma isteği ile bir tedavi merkezine başvuran çiftlerde kısırlığa yol açan nedenin doğru bir şekilde ortaya çıkarılması ve uygun tedavilerin belirlenmesi zaman kaybını önleyeceği gibi çiftlerin yaşayabileceği psikolojik sorunları da büyük oranda engelleyebilir. Anksiyete (kaygı bozukluğu) sıklıkla kısırlığa eşlik eder ve bu durum yumurtlamayı ve cinsel birlikteliği olumsuz etkileyebilir. Başlangıç değerlendirmesinin eşlerin her ikisi ile birlikte yapılması çok önemlidir. Kısırlığın sadece kadının değil çiftin ortak problemi olduğunun vurgulanması ve bu durumun eşler tarafından anlaşılabilmesi gereklidir. Kısırlık değerlendirilmesine alınan çiftlerin yaklaşık yüzde 50’sinde erkek faktörü rol oynamaktadır. Bu nedenle erkeğe ait faktörlerin incelenmesi de çok önemlidir. Erkekte yeterli bir spermiogram (sperm testi) incelenmesi ile çoğu zaman bu bilgiyi elde etmek mümkündür” ifadelerini kullandı.
“Uzun süre sigara tüketimi yumurtalık kapasitesini düşürüyor”
Yumurtalık kapasitesinin genetik olduğunu ancak uzun süreli sigara gibi maddelerin tüketiminin kadınlarda yumurtalık kapasitesini düşürdüğünü dile getiren Op. Dr. Semra Sarı Yıldız, “Yumurtalık kapasitesi genetik olarak aktarılan ailevi eğilim ile belirlenmektedir ancak bu kapasiteyi azaltan dış faktörler de bulunmaktadır. Örneğin uzun süreli ve fazla sayıda sigara içen kadınlarda yumurtalık kapasitesinde azalma meydana gelmekte ve kısırlık sorunları görülmektedir. Kadında dışardan vereceğimiz hormonlara sağlanacak olan uyarıya verilecek yumurtalık cevabının önceden belirlenmesi, yumurtalık kapasitesinin uygun şekilde değerlendirilmesi ile mümkündür. Yumurtalık kapasitesinin belirlenmesinde kullanılan temel testler şunlardır; FSH, LH, Estradiol, AMH, Ultrason ile yumurtalıkların değerlendirilmesi” şeklinde konuştu.
“Aşılama basit ve riski az olan bir yöntemdir”
Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin aşılama ile basit ve riski az bir şekilde çocuk sahibi olabileceklerini söyleyen Op. Dr. Semra Sarı Yıldız, aşılamanın nasıl yapıldığına dair bilgiler vererek, “Çocuk sahibi olamayan çiftlerin çoğunun düşündüğünün aksine ilk seçenek her zaman tüp bebek tedavisi değildir. Yapılan muayene ve tetkiklerin ardından uygun hastalarda tüp bebek tedavisine geçilmeden önce aşılama tedavisi planlanabilir. Aşılama işlemi erkek spermlerinin laboratuvar ortamında çeşitli işlemlerle ayrıştırılıp yumurtlamanın olduğu gün kadın rahmine bırakılması işlemidir. Bu süreçte bazı ilaçlarla kadında yumurtalar geliştirilir ve yumurtalar istenilen büyüklüğe ulaştığında çatlatma iğnesi yapılır. Çatlatma iğnesinden 12-36 saat sonra, rahim içerisine ince bir tüp ile girilir ve hazırlanan spermler rahim içine verilir. Bu işlem ağrısızdır ve anestezi gerektirmez. Başarı oranı yaşa göre değişmekle beraber genç hastalarda yüzde 10-15 civarındadır. Tüp bebek tedavisine geçilmeden önce 2-3 kez aşılama tedavisi denenebilir. Pratik ve kolay bir tedavi yöntemidir. Kısırlık gerek sosyoekonomik gerekse psikolojik tarafları olan bir sorundur. Yeterli ve güvenli bir yaklaşımda, hekiminizin bireysel eğitim ve bilgi düzeyi ve tecrübesi ile en doğru tedavi seçeneği seçilecektir” diye konuştu.