Ankara'daki özel bir hastanede çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak görev yapan Dr. Nejdet Birgen, bilinçsiz kullanılan yüksek etkili antibiyotiklerin çocuklarda ve yetişkinlerde bağırsak düğümlenmesine neden olduğunu söyledi.
Dr. Birgen, antibiyotiklerin yan etkilerinin yanı sıra bağırsağı hızlı çalıştıran gıdaların ve cerrahi operasyonların, amipli dizanteri, bakteriyel dizanteri, tifo, bağırsak düzensizliği, kabızlık ve ishal gibi hastalıkların bağırsak düğümlenmesine neden olabileceğini belirtti.
Bağırsakta oluşan fıtıklaşma sonucu bağırsağın bir bölümünün diğer bölümünün içine girerek genişlemesiyle ortaya çıkan bağırsağın aldığı teleskobik yapının bağırsak düğümlenmesi olarak tanımlandığını ifade eden Birgen, bu durumun bağırsaktaki maddenin ilerlemesine engel olduğunu ve hastanın dışkılayamadığını söyledi.
Türkiye'de bilinçsiz ilaç kullanıldığını, bunların başında antibiyotiklerin geldiğini kaydeden Birgen, ''Bu konuda yeterli bilinç düzeyine ulaşamadık henüz. Hatta kimi hekimler bile tanı koymadan her hastalığa antibiyotik verme yolunu seçiyor'' dedi.
Sağlık Bakanlığının gereksiz ve yanlış ilaç kullanımının üzerinde son 10 yıldır önemle durduğunu, hekimlere eğitim verdiğini ifade eden Birgen, ''Yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan yan etkiler vücuda ciddi zararlar verebiliyor. Antibiyotikler mikroorganizmaları öldürürken bağırsakta veya vücutta bulunan iyi huylu mikroorganizmaları da yok ediyor. Özellikle geniş spektrumlu ilaçların bir yan etkisi olarak ağızda yaralar başlıyor ve ağızdaki yaraları tedavi etmeye çalışırken burada oluşan bozulmalar bağırsakları etkiliyor. Bu da hastayı bağırsak düğümlenmesine kadar götürüyor'' diye konuştu.
1980'li yıllarda kuzey ülkelerde yapılan ishal aşılarının 20 yıllık araştırmanın ardından 2000'li yıllarda kullanılmaya başlandığını hatırlatan Birgen, şunları söyledi:''Bu aşılar üzerine 20 yıl araştırma yapıldı. Birinci kuşak aşılarda bağırsak düğümlenmesi görüldü ve uygulama hemen kesildi. Antibiyotikleri de kullandığınızda bağırsağın çalışma sistemi değişebiliyor. Her ilacın bir yan etkisi vardır ancak dereceleri farklıdır. Hekimlikte ilacın fayda ve zararlarını değerlendiriyoruz. Antibiyotikler tabii ki hastalığın tedavisinde olmazsa olmazlar ve gerektiğinde doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Burada büyük görev hekimlere düşüyor. Özellikle pediatride kullanılan antibiyotiklerin dozu çok önemlidir. Antibiyotik kullanılması gerekiyorsa ve bağırsak düğümlenmesi görülüyorsa ilacın kesilmesi hekim tarafından değerlendirilmeli, duruma göre karar verilmelidir.''
Birgen, hastalığın çoğunlukla 0-2 ile 65 yaş ve üzeri kişilerde görüldüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:''Bu hastalığın bebeklerde ve küçük çocuklarda en kolay fark edilme şekli kramplar halinde şiddetli karın ağrısı gözlenmesidir. Bunun yanı sıra ebeveynler çocuklarında şiş karın, sert bir şekilde ele gelen belirgin bir sertlik görürlerse ve çocuk kakasını yapmada problem yaşıyorsa kısacası günlük yaşamda karşılaşılmayan bir durum görüldüyse hemen hekime başvurulmalı. Belirtilere ek olarak çocuk kaka kusmaya başlar ve bu durum acil müdahale edilmesi gereken bir tablodur.''
Birgen, tedavi safhasında da ilk olarak burun yolu ile takılan mide hortumuyla mideden mide suyu ve bağırsak içeriğinin dışarı boşaltılarak bağırsaktaki ödemin yok edilmeye ve geçişin açılmaya çalışıldığını, yanıt vermeyen olgularda ise ameliyat yöntemine başvurulduğunu söyledi.
Düğümlenmenin defalarca tekrarlaması halinde altta yatan başka bir neden olabileceğine dikkati çeken Birgen, ''Bağırsakta doğuştan uzunluk ya da kısalık var mı? Bağırsak çalışmasını sağlayan sinir sisteminde bir bozukluk var mı? Ona bakılıp hasta mutlaka bir çocuk gastroentoloğuna yönlendirilmeli'' diye konuştu.
Ailelerin alacağı önlemlerle hastalık riskini azaltabileceğini ifade eden Birgen, ''Çocuklara en az yarım dakika ile 2 dakika arasında el yıkama alışkanlığının erken yaşlardan itibaren kazandırılması lazım. İçilen suların sağlıklı sular olduğuna dikkat edilmesi de önemli bir husus. Aynı zamanda, dondurma gibi gıdaların da çok dikkatli tüketilmesi, açıkta satılan yiyeceklerin alınmaması gerekiyor. Çocuğunuzda eğer tırnak yeme alışkanlığı varsa bu durum psikolojik destek alınarak ortadan kaldırılmalı'' dedi.
Zamanında müdahale edilmemesi durumunda bağırsakta dolaşım bozukluğunun çürümeyle sonuçlanarak o kısmın kaybedilmesine neden olduğuna dikkati çeken Birgen, geç kalınan vakalarda bağırsağın çürüme bölgesinden delinerek bağırsak içeriğinin karın içine boşalmasının ölüme neden olabileceğini söyledi.AA
Dr. Birgen, antibiyotiklerin yan etkilerinin yanı sıra bağırsağı hızlı çalıştıran gıdaların ve cerrahi operasyonların, amipli dizanteri, bakteriyel dizanteri, tifo, bağırsak düzensizliği, kabızlık ve ishal gibi hastalıkların bağırsak düğümlenmesine neden olabileceğini belirtti.
Bağırsakta oluşan fıtıklaşma sonucu bağırsağın bir bölümünün diğer bölümünün içine girerek genişlemesiyle ortaya çıkan bağırsağın aldığı teleskobik yapının bağırsak düğümlenmesi olarak tanımlandığını ifade eden Birgen, bu durumun bağırsaktaki maddenin ilerlemesine engel olduğunu ve hastanın dışkılayamadığını söyledi.
Türkiye'de bilinçsiz ilaç kullanıldığını, bunların başında antibiyotiklerin geldiğini kaydeden Birgen, ''Bu konuda yeterli bilinç düzeyine ulaşamadık henüz. Hatta kimi hekimler bile tanı koymadan her hastalığa antibiyotik verme yolunu seçiyor'' dedi.
Sağlık Bakanlığının gereksiz ve yanlış ilaç kullanımının üzerinde son 10 yıldır önemle durduğunu, hekimlere eğitim verdiğini ifade eden Birgen, ''Yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan yan etkiler vücuda ciddi zararlar verebiliyor. Antibiyotikler mikroorganizmaları öldürürken bağırsakta veya vücutta bulunan iyi huylu mikroorganizmaları da yok ediyor. Özellikle geniş spektrumlu ilaçların bir yan etkisi olarak ağızda yaralar başlıyor ve ağızdaki yaraları tedavi etmeye çalışırken burada oluşan bozulmalar bağırsakları etkiliyor. Bu da hastayı bağırsak düğümlenmesine kadar götürüyor'' diye konuştu.
1980'li yıllarda kuzey ülkelerde yapılan ishal aşılarının 20 yıllık araştırmanın ardından 2000'li yıllarda kullanılmaya başlandığını hatırlatan Birgen, şunları söyledi:''Bu aşılar üzerine 20 yıl araştırma yapıldı. Birinci kuşak aşılarda bağırsak düğümlenmesi görüldü ve uygulama hemen kesildi. Antibiyotikleri de kullandığınızda bağırsağın çalışma sistemi değişebiliyor. Her ilacın bir yan etkisi vardır ancak dereceleri farklıdır. Hekimlikte ilacın fayda ve zararlarını değerlendiriyoruz. Antibiyotikler tabii ki hastalığın tedavisinde olmazsa olmazlar ve gerektiğinde doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Burada büyük görev hekimlere düşüyor. Özellikle pediatride kullanılan antibiyotiklerin dozu çok önemlidir. Antibiyotik kullanılması gerekiyorsa ve bağırsak düğümlenmesi görülüyorsa ilacın kesilmesi hekim tarafından değerlendirilmeli, duruma göre karar verilmelidir.''
Birgen, hastalığın çoğunlukla 0-2 ile 65 yaş ve üzeri kişilerde görüldüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:''Bu hastalığın bebeklerde ve küçük çocuklarda en kolay fark edilme şekli kramplar halinde şiddetli karın ağrısı gözlenmesidir. Bunun yanı sıra ebeveynler çocuklarında şiş karın, sert bir şekilde ele gelen belirgin bir sertlik görürlerse ve çocuk kakasını yapmada problem yaşıyorsa kısacası günlük yaşamda karşılaşılmayan bir durum görüldüyse hemen hekime başvurulmalı. Belirtilere ek olarak çocuk kaka kusmaya başlar ve bu durum acil müdahale edilmesi gereken bir tablodur.''
Birgen, tedavi safhasında da ilk olarak burun yolu ile takılan mide hortumuyla mideden mide suyu ve bağırsak içeriğinin dışarı boşaltılarak bağırsaktaki ödemin yok edilmeye ve geçişin açılmaya çalışıldığını, yanıt vermeyen olgularda ise ameliyat yöntemine başvurulduğunu söyledi.
Düğümlenmenin defalarca tekrarlaması halinde altta yatan başka bir neden olabileceğine dikkati çeken Birgen, ''Bağırsakta doğuştan uzunluk ya da kısalık var mı? Bağırsak çalışmasını sağlayan sinir sisteminde bir bozukluk var mı? Ona bakılıp hasta mutlaka bir çocuk gastroentoloğuna yönlendirilmeli'' diye konuştu.
Ailelerin alacağı önlemlerle hastalık riskini azaltabileceğini ifade eden Birgen, ''Çocuklara en az yarım dakika ile 2 dakika arasında el yıkama alışkanlığının erken yaşlardan itibaren kazandırılması lazım. İçilen suların sağlıklı sular olduğuna dikkat edilmesi de önemli bir husus. Aynı zamanda, dondurma gibi gıdaların da çok dikkatli tüketilmesi, açıkta satılan yiyeceklerin alınmaması gerekiyor. Çocuğunuzda eğer tırnak yeme alışkanlığı varsa bu durum psikolojik destek alınarak ortadan kaldırılmalı'' dedi.
Zamanında müdahale edilmemesi durumunda bağırsakta dolaşım bozukluğunun çürümeyle sonuçlanarak o kısmın kaybedilmesine neden olduğuna dikkati çeken Birgen, geç kalınan vakalarda bağırsağın çürüme bölgesinden delinerek bağırsak içeriğinin karın içine boşalmasının ölüme neden olabileceğini söyledi.AA