ANASAYFA arrow right Sağlık

Görme bozukluğu varsa arpacık oluşma riski artar

Görme bozukluğu varsa arpacık oluşma riski artar
YAYINLAMA: 10 Ağustos 2021 / 20.46
GÜNCELLEME: 10 Ağustos 2021 / 20.46
Halk arasında ‘arpacık’ olarak bilinen göz kapağı enfeksiyonunun sık gelişmesi aslında genel vücut sağlığıyla ilgili de bilgi veriyor. Yetişkinlerde vücut direncinin düşüklüğü, aşırı uykusuzluk ve yorgunluk arpacık riskini artırırken, bu sağlık sorununun çocukluk döneminde çok fazla ortaya çıkması görme sorunlarının da işareti olabiliyor.

Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Yetişkinlerde ve özellikle de çocuklarda düzeltilmemiş yüksek hipermetropi ile astigmat gibi görme bozuklukları varsa, arpacık oluşma riski artar” diyerek bu sağlık sorunun ihmal edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Arpacık tedavisinin sıcak kompresli masaj ile başladığını, düzelmemesi halinde antibiyotikli merhemlerin iyileşme sürecini hızlandırdığını anlatan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, tedavi için arpacığa sarımsak uygulanması gibi yöntemlerden de uzak durulması gerektiğini belirtiyor. 

Bulaşıcı değil

Göz kapağındaki yağ bezlerinin tıkanması sonucu oluşan akut bakteriyel enfeksiyon olarak tanımlanan arpacık, görüldüğü yere göre iç ve dış olarak ikiye ayrılıyor. Kirpik diplerine açılan yağ bezlerinin tıkanmasının dış arpacık olduğunu anlatan Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Kapak kenarındaki yağ bezinin tıkanması nedeniyle oluşan enfeksiyona da ‘iç arpacık’ adı veriliyor. Arpacık bulaşıcı değildir. Oluşum mekanizması son derece basittir. Göz kapağındaki yağ bezleri salgısının yavaşlaması veya durmasıyla birlikte kirpik diplerinde bulunan bakteriler çoğalarak küçük lokal bir apse oluşumuna neden olur. En sık da stafilokokos auerus adlı bakteri bu enfeksiyona yol açar” diyor. 

Diyabeti olanlar dikkat

Oluşumundan bakteriler sorumlu olsalar da, bazı hastalıklar arpacık riskini artırıyor. Seboreik dermatit, rozesea, diyabet ve lipit yüksekliği olanlarda arpacığın görülme oranının yüksek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Müslime Akbaba, vücut direncinin düşüklüğü, aşırı yorgunluk ve uykusuzluğun yanı sıra bioritmin bozulmasının da tetikleyici etmen olduğunu ifade ediyor. “Çocuklarda düzeltilmemiş yüksek hipermetropi, astigmat gibi görme bozuklukları varsa yine arpacık oluşma riski artar” diye konuşan Prof. Dr. Müslime Akbaba, sözlerine şöyle devam ediyor: “Arpacık akut bir durumdur. Birdenbire göz kapağında ağrı ile başlayan ödem ve kızarıklık olur. Ağrı bir iki gün içerisinde geçerken, şişlik ve kızarıklık devam eder. Dış arpacıkta kapak kenarındaki şişlik çok belirgindir. Enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak apseleşip kendiliğinden dışa akabilir. İç arpacıkta ise kapağın içinde kızarıklık ve şişlik daha belirgindir”

Sıcak kompresli masaj iyi geliyor

Arpacığın kesin tanısı göz hekimleri tarafından konuyor. Çok küçük ve basit olan türlerinin kendiliğinden geçmesine karşın, erken medikal tedavi ile hastalığın daha çok kontrol altına alınabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Sıcak kompresli masaj oldukça etkin bir tedavi yöntemidir. Sıcak kompres, sertleşmiş dokunun yumuşamasını ve akmasını sağlar. Ayrıca bebek şampuanı veya blefarit tedavisi için üretilen solüsyonlar da hem antibakteriyel etkileriyle hem de tıkanmış bezdeki kalıntıları temizleyerek tedaviye yardımcı olabilirler. Ancak sıcak kompres ve solüsyon ile masaj, hastalığı tedavi etmede yeterli değildir. Topikal antibiyotikli damla ya da pomadların kullanılmaları tedavi süresini kısaltabilir ve apseleşmeyi önleyebilir” diyor. Ayrıca topikal kortizonlu göz damlalarının kısa süreli kullanımıyla enfeksiyonun daha çabuk geçebileceğini kaydeden Prof. Dr. Müslime Akbaba, arpacık çok büyük olmadıkça sistemik antibiyotik kullanmaya gerek olmadığını belirtiyor.

Arpacığın apseleşmesi, yani iltihaplı sıvı birikimi haline gelmesi durumunda mutlaka boşaltılması gerekiyor. Apse boşaltımının hastane koşullarında yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Hasta çocuk değilse genel anestezi ve genel ameliyathane koşulları gerekli değildir. Göz kapağı uyuşturularak ayaktan yapılan basit bir girişim şeklidir” diyor.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *