Sağlık Bakanlığı, kanserin dünyada ve Türkiye’de sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemi olduğunu belirterek, “Bu çerçevede kanserden korunmak büyük önem arz etmektedir. Ülkemizde yılda yaklaşık 175 bin kişiye kanser teşhisi konulmaktadır. Kanserli olguların yaklaşık üçte ikisi erkeklerde görülmekte, bölge veya şehirlerimiz arasında kanser görülme sıklığı açısından önemli farklılıklar bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ülkemizdeki kanser vakalarının önemli bir kısmı sigara ve obeziteyle ilişkilidir” açıklaması yaptı.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı, “Dünya Kanser Günü” dolayısıyla bir açıklama yaparak uyarılarda bulundu. Açıklamaya göre kanser korunulabilir bir hastalık ve doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebiliyor. Çevresel etkenler kanser oluşumunda yüzde 90-95 oranında etkili bulunuyor. Kanser oluşumunda etkisi olan kötü beslenme, sedanter (tembel) yaşam, tütün ve alkol kullanımı ile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalma gibi çevresel etkenlerin kontrol altına alınması kanser görülme sıklığını azaltıyor. Dolayısıyla sağlıklı yaşam davranışları ile kansere karşı korunulabilmekte ve tarama programları sayesinde erken teşhis konularak yaşam süreleri uzatılabiliyor.
Kanser Daire Başkanlığı’nın da üyesi olduğu Dünya Kanser Teşkilatı (UICC) tarafından 2013 Dünya Kanser Günü'nde kanser hakkında yanlış bilinenler teması üzerinde durulduğu belirtilen açıklamada dünyada ve Türkiye’de kanserle ilgili bazı yanlış bilgiler ve doğruları da sayıldı: Yanlış 1: Kanser bir sağlık sorunudur. Doğru 1: Kanser sadece bir sağlık sorunu değildir. Sosyal ve ekonomik yönleri de olan insan haklarını etkileyebilen bir sorundur. Yanlış 2: Kanser; gelişmiş ülkelerde, yaşlı ve refah düzeyi yüksek insanlarda görülen bir hastalıktır. Doğru 2: Kanser küresel bir sorundur, her yaşta görülebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkilemektedir.
Yanlış 3: Kanser ölüm demektir. Doğru 3: Günümüzde yeni tedavi yöntemleri ile pek çok kanser türünde uzun yaşam sürelerine ulaşılmıştır. Ülkemizde tüm kanser tedavileri ücretsiz yapılmakta ve modern tıptaki standart bütün tedavilere ulaşılabilmektedir. Yanlış 4: Kanser benim kaderim, ondan kaçamam. Doğru 4: Kanser önlenebilir bir hastalıktır. Doğru stratejiler ile her üç kanserden birisi önlenebilmektedir.
Açıklamada Kanser Daire Başkanlığı tarafından kanser kontrolüne ilişkin yapılan çalışmalar da sıralandı. Kanser kayıtçılığında, dünya nüfusunun 8'inin takip edildiği belirtilen açıklamada, Türkiye’de ise toplam nüfusun yaklaşık yüzde 27'sinin kanser gelişimi açısından aktif takip altında olduğu kaydedildi. Son olarak İstanbul ve Mersin’de aktif kanser kayıt merkezleri kuruldu.
Bu merkezlerle birlikte aktif kanser kaydındaki oran ülke genelinde yüzde 50 düzeylerine ulaşacak. Türkiye’de kanser kontrolü çalışmaları şöyle: “-İzmir Kanser Kayıt Merkezi, Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu (İARC) tarafından, kendi ülkelerinin kanser kaydını yapacak yabancı uzmanların eğitimi için Bölgesel Eğitim Merkezi olarak belirlendi. -Kanser önleme çalışmalarında tütün ve obezite ile mücadele devam edecek. Ayrıca 2013 yılında, Türkiye Radon Haritalandırma ve Eylem Planı ile Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Eylem Planı hayata geçirilecek. -KETEM’lerde ‘Erken teşhis hayat kurtarır!’ prensibiyle meme, kolorektal ve serviks kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz veriliyor. Vatandaşların kanser taramalarına daha kolay ulaşabilmesi için mahallelere kadar giderek Mobil KETEM araçlarıyla verilen hizmeti yurt geneline yaygınlaştırma hedefleniyor. Ayrıca kanser taramaları 2013 yılında tüm illerde Aile Hekimliklerine entegre edilecek. -Uygulanan kanser tarama programlarının etkinliğinin artırılması için ulusal standartlar belirlendi ve yayınlandı. Bu çerçevede; Türkiye’de meme kanserinin daha erken yaşlarda görülmesi nedeniyle meme kanseri tarama yaşı 40'a indirildi. Rahim ağzı kanserlerinin erken teşhisi için 30-65 yaşları arasında devam edilen smear (sürüntü) programına HPV testleri de ilave edildi. Ayrıca bağırsak kanserlerine yönelik ülke genelinde 50-70 yaşlar arasındaki vatandaşların dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi ile taranmaları sağlanacak. Bütün bu taramalar sayesinde bu üç kanser türünde de erken teşhis imkânları artacak ve hastalarımızda ciddi yan etkilere neden olan tedavilerin önüne geçilecek.
-Kanser tedavisi olan vatandaşların ağrı kontrolünde kullanılan morfinlere ulaşabilmeleri için merkezi olarak uluslararası morfin ithalatı ve yerli morfin üretim çalışmaları başlatıldı. Benzer şekilde ilk defa ulusal ilaç firmalarınca yerli kemoterapiler üretilmeye başlandı. Robotik kemoterapi hazırlama üniteleri ve radyoterapi merkezleri 2023 planlamasına göre yaygınlaştırmaya devam ediliyor. Türkiye’de uluslararası standartlara göre uygulanan tedavilere her bir vatandaş kolayca ve ücret ödemeden ulaşabiliyor. Sosyal devletin bir parçası olan bu anlayış önümüzdeki yıllarda da devam edecek.
-2012 yılında pilot uygulama olarak bazı merkezlerde başlatılan Palyatif Bakım üniteleri yurt genelinde yaygınlaştırılacak. Gelecek 3 yıl içerisinde 200'ün üzerinde palyatif bakım merkezi kurulması hedeflenmektedir. Böylelikle kanserle mücadele eden ve hayatının son günlerini yaşayan vatandaşların her türlü ihtiyacını karşılayan, fiziksel, ruhsal, psiko sosyal ve maddi açıdan destekleyen bir sağlık sistemi kurulmuş olacak. Türkiye’de kanserle olan mücadele bütün toplumsal unsurların desteği ile devam edecek. Kanserle mücadele uzun soluklu bir maraton ve ekonomik güç, siyasal istikrar ite birlikte halkın da aktif katılımı gerekiyor.”
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı, “Dünya Kanser Günü” dolayısıyla bir açıklama yaparak uyarılarda bulundu. Açıklamaya göre kanser korunulabilir bir hastalık ve doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebiliyor. Çevresel etkenler kanser oluşumunda yüzde 90-95 oranında etkili bulunuyor. Kanser oluşumunda etkisi olan kötü beslenme, sedanter (tembel) yaşam, tütün ve alkol kullanımı ile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalma gibi çevresel etkenlerin kontrol altına alınması kanser görülme sıklığını azaltıyor. Dolayısıyla sağlıklı yaşam davranışları ile kansere karşı korunulabilmekte ve tarama programları sayesinde erken teşhis konularak yaşam süreleri uzatılabiliyor.
Kanser Daire Başkanlığı’nın da üyesi olduğu Dünya Kanser Teşkilatı (UICC) tarafından 2013 Dünya Kanser Günü'nde kanser hakkında yanlış bilinenler teması üzerinde durulduğu belirtilen açıklamada dünyada ve Türkiye’de kanserle ilgili bazı yanlış bilgiler ve doğruları da sayıldı: Yanlış 1: Kanser bir sağlık sorunudur. Doğru 1: Kanser sadece bir sağlık sorunu değildir. Sosyal ve ekonomik yönleri de olan insan haklarını etkileyebilen bir sorundur. Yanlış 2: Kanser; gelişmiş ülkelerde, yaşlı ve refah düzeyi yüksek insanlarda görülen bir hastalıktır. Doğru 2: Kanser küresel bir sorundur, her yaşta görülebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkilemektedir.
Yanlış 3: Kanser ölüm demektir. Doğru 3: Günümüzde yeni tedavi yöntemleri ile pek çok kanser türünde uzun yaşam sürelerine ulaşılmıştır. Ülkemizde tüm kanser tedavileri ücretsiz yapılmakta ve modern tıptaki standart bütün tedavilere ulaşılabilmektedir. Yanlış 4: Kanser benim kaderim, ondan kaçamam. Doğru 4: Kanser önlenebilir bir hastalıktır. Doğru stratejiler ile her üç kanserden birisi önlenebilmektedir.
Açıklamada Kanser Daire Başkanlığı tarafından kanser kontrolüne ilişkin yapılan çalışmalar da sıralandı. Kanser kayıtçılığında, dünya nüfusunun 8'inin takip edildiği belirtilen açıklamada, Türkiye’de ise toplam nüfusun yaklaşık yüzde 27'sinin kanser gelişimi açısından aktif takip altında olduğu kaydedildi. Son olarak İstanbul ve Mersin’de aktif kanser kayıt merkezleri kuruldu.
Bu merkezlerle birlikte aktif kanser kaydındaki oran ülke genelinde yüzde 50 düzeylerine ulaşacak. Türkiye’de kanser kontrolü çalışmaları şöyle: “-İzmir Kanser Kayıt Merkezi, Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu (İARC) tarafından, kendi ülkelerinin kanser kaydını yapacak yabancı uzmanların eğitimi için Bölgesel Eğitim Merkezi olarak belirlendi. -Kanser önleme çalışmalarında tütün ve obezite ile mücadele devam edecek. Ayrıca 2013 yılında, Türkiye Radon Haritalandırma ve Eylem Planı ile Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Eylem Planı hayata geçirilecek. -KETEM’lerde ‘Erken teşhis hayat kurtarır!’ prensibiyle meme, kolorektal ve serviks kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz veriliyor. Vatandaşların kanser taramalarına daha kolay ulaşabilmesi için mahallelere kadar giderek Mobil KETEM araçlarıyla verilen hizmeti yurt geneline yaygınlaştırma hedefleniyor. Ayrıca kanser taramaları 2013 yılında tüm illerde Aile Hekimliklerine entegre edilecek. -Uygulanan kanser tarama programlarının etkinliğinin artırılması için ulusal standartlar belirlendi ve yayınlandı. Bu çerçevede; Türkiye’de meme kanserinin daha erken yaşlarda görülmesi nedeniyle meme kanseri tarama yaşı 40'a indirildi. Rahim ağzı kanserlerinin erken teşhisi için 30-65 yaşları arasında devam edilen smear (sürüntü) programına HPV testleri de ilave edildi. Ayrıca bağırsak kanserlerine yönelik ülke genelinde 50-70 yaşlar arasındaki vatandaşların dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi ile taranmaları sağlanacak. Bütün bu taramalar sayesinde bu üç kanser türünde de erken teşhis imkânları artacak ve hastalarımızda ciddi yan etkilere neden olan tedavilerin önüne geçilecek.
-Kanser tedavisi olan vatandaşların ağrı kontrolünde kullanılan morfinlere ulaşabilmeleri için merkezi olarak uluslararası morfin ithalatı ve yerli morfin üretim çalışmaları başlatıldı. Benzer şekilde ilk defa ulusal ilaç firmalarınca yerli kemoterapiler üretilmeye başlandı. Robotik kemoterapi hazırlama üniteleri ve radyoterapi merkezleri 2023 planlamasına göre yaygınlaştırmaya devam ediliyor. Türkiye’de uluslararası standartlara göre uygulanan tedavilere her bir vatandaş kolayca ve ücret ödemeden ulaşabiliyor. Sosyal devletin bir parçası olan bu anlayış önümüzdeki yıllarda da devam edecek.
-2012 yılında pilot uygulama olarak bazı merkezlerde başlatılan Palyatif Bakım üniteleri yurt genelinde yaygınlaştırılacak. Gelecek 3 yıl içerisinde 200'ün üzerinde palyatif bakım merkezi kurulması hedeflenmektedir. Böylelikle kanserle mücadele eden ve hayatının son günlerini yaşayan vatandaşların her türlü ihtiyacını karşılayan, fiziksel, ruhsal, psiko sosyal ve maddi açıdan destekleyen bir sağlık sistemi kurulmuş olacak. Türkiye’de kanserle olan mücadele bütün toplumsal unsurların desteği ile devam edecek. Kanserle mücadele uzun soluklu bir maraton ve ekonomik güç, siyasal istikrar ite birlikte halkın da aktif katılımı gerekiyor.”