Prof. Dr. Onur Yaprak, vücudun bir kimya fabrikası gibi işlev gören karaciğerde hastalığa işaret eden 10 belirtiyi açıkladı. Prof. Dr. Yaprak, “Karaciğer karın boşluğunda sağ üst kısımda yer alır. Ortalama bir karaciğerin ağırlığı kişinin vücut ağırlığına göre değişmekle birlikte 1,5 kilogram civarındadır. Yemek, ilaç, alkol veya toksinler olsun, her şey karaciğer tarafından metabolize edilir. Karaciğer kan şekeri seviyesinin dengelenmesinde çok önemli bir role sahiptir. Fazla şekeri depolar ve gereğinde kullanıma sunar. Proteinler karaciğerde üretilir. Salgıladığı safra ile hem yağların parçalanması ve emilmesine katkı sağlar hem de toksin gibi atıkları vücuttan uzaklaştırır. Demir ve bazı vitaminler gerektiğinde kullanılmak üzere karaciğerde depolanır” diye konuştu.
Bu durumlar yıllar içinde siroza neden oluyor
Karaciğerin normalde pembe-kırmızı bir rengi, pürüzsüz bir yüzeyi ve yumuşak bir dokusu bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Onur Yaprak, “Karaciğerin sertleşmesi, büzülüp küçülmesi, şeklinin bozulması, içinde yumrular oluşmasına ‘siroz’ diyoruz. Karaciğer birdenbire siroz olmaz, sağlıklı karaciğerin siroza dönmesi için yıllar gereklidir. Karaciğerde siroz olmadan önceki aşamalarda yağlanma ve/veya iltihap ve sertleşme gelişir. İltihap iyileşirken scar yani nedbe dokusunun oluşumuna yol açar, son aşamada ise karaciğerde nodül dediğimiz yumrular oluşur. Karaciğerde yağlanma, iltihap ve sertleşmeye yol açan nedenlerin başında ise hepatit B ve C gibi viral hepatitler, aşırı alkol tüketimi, sağlıksız beslenme, çocukluk çağının bazı genetik geçişli ve metabolik hastalıkları, otoimmun dediğimiz bağışıklık sisteminin uygunsuz çalışmasına bağlı gelişen karaciğer hastalıkları, safra kanallarını etkileyen bazı durumlar en başta gelmektedir” dedi.
Bu belirtilerden bir veya daha fazlasına dikkat
Prof. Dr. Onur Yaprak, karaciğer ile ilgili sorunların, erken evrelerde belirgin bir semptom olmaksızın sessizce geliştiğine değinerek, şu bilgileri verdi:
“Ancak siroz aşamasına geldiğinde şikayetler oluşmaya başlar. Sirozunuz varsa, bu belirtilerden bir veya daha fazlasını fark edebilirsiniz. Bu belirtiler ise; kaşıntı, gözlerin ve cildin sararması ile idrarın koyulaşmasına neden olan sarılık, ayak ve bacaklarda ödem, karında sıvı toplanması, karın cildinde toplardamar varisleri, kanlı kusma, avuç içlerinde kızarıklık, kadınlarda adet düzensizlikleridir. Ayrıca kanamaya eğilim, sık burun ve diş eti kanaması, ciltte kolay morarma, küçük kanamaları durdurmada zorluk ile unutkanlık, hafıza kaybı, kafa karışıklığı ve uyuşukluk da bir diğer belirtilerdendir.”