Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ceren Ayalp, kışın bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, gribal enfeksiyonlara karşı taze sıkılmış meyve suyu ve bol bol salata tüketilmesini önerdi.
Ayalp, sonbahar ve kış mevsiminde hastalıklardan korunmak için nasıl beslenmek gerektiği konusunda bilgi verdi. Kışın gelmesiyle soğuyan hava nedeniyle grip ve nezle gibi basit hastalıklara daha sık yakalanıldığını kaydeden Ayalp, bu hastalıklarla başa çıkabilmek için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Ceren Ayalp; A, C, E vitaminleri ve çinko, selenyum, demir, magnezyum, potasyum minerallerinin alımının arttırılmasını önererek, bu aylarda çok bol bulunan; turunçgiller, havuç, brokoli, kabak, Brüksel lahanası, yeşilbiber, karnabahar, mandalina, maydanoz, roka, tere ve meyvelerin tüketilmesiyle bu vitaminlerin sağlanabileceğini ifade etti.
Ayalp, "Taze sıkılmış meyve suları, vücudumuzun gribal enfeksiyonlara karşı korunmasında etkilidir. Bol bol salata tüketilmelidir. Bekletildiğinde C vitamini kaybı hızlı olacağından bu besinler hazırlandığında bekletilmeden tüketilmelidir" dedi.
Yumurta, balık, havuç, brokoli, kuşkonmaz, ıspanak, pırasa, lahana, soğan, sarımsak, koyu yeşil sebzeler, greyfurt, havuç, nar, limon ve sivri biberin günlük tüketimde mutlaka yer alması gerektiğini anlatan Ayalp, sözlerini şöyle sürdürdü: "Taze sıkılmış meyve suları kadar havuç-nar-greyfurt karışımı ve brokoli-ıspanak-kereviz sapı suyu da, yenilenmeniz için yararlı olacaktır. Kış aylarında bitki çayları ve C vitamini yönünden zengin olan kuşburnu çayı tercih edilebilir. Sabahları 1 su bardağı limon-bal-tarçınlı ılık suyla başlayıp, gün içerisinde sık sık su ve bitki çayları tüketilerek sıvı dengesi korunmalı. Bitki çayı olarak kuşburnu, ekinezya, yeşil çay, adaçayı, ıhlamur ya da baharatlı çaylar tercih edilmeli. Çayların içine limon dilimi ya da limon/mandalina suyu ile tane karabiber ve dal tarçın eklenerek etkinliği artırılabilir."
Kış mevsiminin vazgeçilmezleri arasında olan, iyi bir protein kaynağı; nohut, kuru fasulye, mercimek ve kuru baklagillere sofralarda mutlaka haftada en az iki gün yer verilmesi gerektiğini anımsatan Ayalp, yemek düzeninin yeterli miktarda ve doğru yağlar içermesinin bağışıklık sistemini desteklediğine dikkat çekti. Ayalp, "Elbette aşırı yağlı bir diyet bağışıklığı olumsuz etkiler. Ama çok yağsız bir beslenme düzeni de çok gerekli olan yağ asitlerini almamıza engel olur. Omega-6 ve omega-3 içeren doymamış yağlar tüketmek sağlığımızı korumaya yardımcı olur. Beslenirken genelde omega-6 alımı yeterli olmasına rağmen omega-3 alımında eksiklikler saptandığından ceviz, balık ve soya bazlı yemeklere yönelmek de faydalıdır" hatırlatmasında bulundu.
Kemik ve diş gelişimi için D vitamininin çok önemli olduğunu kaydeden Ayalp, "Kış aylarında güneş ışınları çok daha az alınabildiği için D vitamininden yoksun kalınmakta ve D vitamini gereksinimlerini karşılamakta güçlük çekilmektedir. Havanın güneşli olduğu günlerde 20 dakika kadar güneş ışığından direkt yararlanmakta fayda var" uyarısında bulundu.
Kışa doğru vücut direncini artırırken, diğer yandan da yazın alınan kilolardan kurtulmak için sonbaharın ideal bir dönem olduğunu bildiren Ayalp, "Yaz aylarındaki sıcak havaların ardından soğuk kış aylarına girerken metabolizma da kendisini ona göre ayarlar. Kışın metabolizma; soğuklara karşı vücudu koruyabilmek için deri altı yağ dokusunu arttırmaya çalıştığından yavaşlar ve kilo alma durumu meydana gelir. Yaz aylarında yaşamakta olduğumuz hareketliliğimizi kışın kaybederiz. Çoğumuz kış aylarında vaktimizi evimizde ya da ev gezmelerinde geçiririz. Dolayısıyla aktivitemiz ve bazal metabolizma hızımız azalır ve harcanandan daha fazla enerji alımı ile kilo almaya başlarız. Kış aylarında kilo almanın ikinci bir nedeni de gündüzlerin kısa ve gecelerin uzun olmasıdır. Gecenin uzunluğu atıştırma alışkanlığımıza olumsuz etki edebilir" diye konuştu.
Yaza oranla aynı şekilde beslenilmesine rağmen bu dönemde kilo almanın çok kolay olduğunu, özellikle kış aylarında hareketlerin yavaşladığından dengeyi sağlayabilmek için beslenmeye son derece dikkat edilmesi gerektiğini aktaran Ceren Ayalp, sonbahar ve kışın beslenme önerilerini ise şöyle sıraladı:
"Metabolizmayı hızlandırabilmek için 2,5-3 saatte bir aralıklarla beslenmeli, lif oranı düşük, kalorisi yüksek hamur işleri, yağda kızartmalar, kavurmalar, salam, sosis, sucuk gibi şarküteri ürünleri, kuru yemiş, hazır gıda ve hazır yemeklerin tüketimi azaltılmalı. Günde ortalama 2,5-3 litre su tüketmeli, yemeklere ekstradan tuz ilave edilmemeli. Yazın daha enerjik ve hareketli olunduğu düşünülerek metabolizmayı hızlandırmak için kışın da mutlaka egzersiz yapılmalı. Haftanın en az 2-3 gününde 30-40 dakikalık yürüyüşler yapmaya özen gösterilmeli. Akşamları genelde hareketsiz geçirildiğinden akşam yemekleri sebze ağırlıklı seçilmeli, televizyon karşısında atıştırmaktan kaçınılmalı."İHA
Ayalp, sonbahar ve kış mevsiminde hastalıklardan korunmak için nasıl beslenmek gerektiği konusunda bilgi verdi. Kışın gelmesiyle soğuyan hava nedeniyle grip ve nezle gibi basit hastalıklara daha sık yakalanıldığını kaydeden Ayalp, bu hastalıklarla başa çıkabilmek için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Ceren Ayalp; A, C, E vitaminleri ve çinko, selenyum, demir, magnezyum, potasyum minerallerinin alımının arttırılmasını önererek, bu aylarda çok bol bulunan; turunçgiller, havuç, brokoli, kabak, Brüksel lahanası, yeşilbiber, karnabahar, mandalina, maydanoz, roka, tere ve meyvelerin tüketilmesiyle bu vitaminlerin sağlanabileceğini ifade etti.
Ayalp, "Taze sıkılmış meyve suları, vücudumuzun gribal enfeksiyonlara karşı korunmasında etkilidir. Bol bol salata tüketilmelidir. Bekletildiğinde C vitamini kaybı hızlı olacağından bu besinler hazırlandığında bekletilmeden tüketilmelidir" dedi.
Yumurta, balık, havuç, brokoli, kuşkonmaz, ıspanak, pırasa, lahana, soğan, sarımsak, koyu yeşil sebzeler, greyfurt, havuç, nar, limon ve sivri biberin günlük tüketimde mutlaka yer alması gerektiğini anlatan Ayalp, sözlerini şöyle sürdürdü: "Taze sıkılmış meyve suları kadar havuç-nar-greyfurt karışımı ve brokoli-ıspanak-kereviz sapı suyu da, yenilenmeniz için yararlı olacaktır. Kış aylarında bitki çayları ve C vitamini yönünden zengin olan kuşburnu çayı tercih edilebilir. Sabahları 1 su bardağı limon-bal-tarçınlı ılık suyla başlayıp, gün içerisinde sık sık su ve bitki çayları tüketilerek sıvı dengesi korunmalı. Bitki çayı olarak kuşburnu, ekinezya, yeşil çay, adaçayı, ıhlamur ya da baharatlı çaylar tercih edilmeli. Çayların içine limon dilimi ya da limon/mandalina suyu ile tane karabiber ve dal tarçın eklenerek etkinliği artırılabilir."
Kış mevsiminin vazgeçilmezleri arasında olan, iyi bir protein kaynağı; nohut, kuru fasulye, mercimek ve kuru baklagillere sofralarda mutlaka haftada en az iki gün yer verilmesi gerektiğini anımsatan Ayalp, yemek düzeninin yeterli miktarda ve doğru yağlar içermesinin bağışıklık sistemini desteklediğine dikkat çekti. Ayalp, "Elbette aşırı yağlı bir diyet bağışıklığı olumsuz etkiler. Ama çok yağsız bir beslenme düzeni de çok gerekli olan yağ asitlerini almamıza engel olur. Omega-6 ve omega-3 içeren doymamış yağlar tüketmek sağlığımızı korumaya yardımcı olur. Beslenirken genelde omega-6 alımı yeterli olmasına rağmen omega-3 alımında eksiklikler saptandığından ceviz, balık ve soya bazlı yemeklere yönelmek de faydalıdır" hatırlatmasında bulundu.
Kemik ve diş gelişimi için D vitamininin çok önemli olduğunu kaydeden Ayalp, "Kış aylarında güneş ışınları çok daha az alınabildiği için D vitamininden yoksun kalınmakta ve D vitamini gereksinimlerini karşılamakta güçlük çekilmektedir. Havanın güneşli olduğu günlerde 20 dakika kadar güneş ışığından direkt yararlanmakta fayda var" uyarısında bulundu.
Kışa doğru vücut direncini artırırken, diğer yandan da yazın alınan kilolardan kurtulmak için sonbaharın ideal bir dönem olduğunu bildiren Ayalp, "Yaz aylarındaki sıcak havaların ardından soğuk kış aylarına girerken metabolizma da kendisini ona göre ayarlar. Kışın metabolizma; soğuklara karşı vücudu koruyabilmek için deri altı yağ dokusunu arttırmaya çalıştığından yavaşlar ve kilo alma durumu meydana gelir. Yaz aylarında yaşamakta olduğumuz hareketliliğimizi kışın kaybederiz. Çoğumuz kış aylarında vaktimizi evimizde ya da ev gezmelerinde geçiririz. Dolayısıyla aktivitemiz ve bazal metabolizma hızımız azalır ve harcanandan daha fazla enerji alımı ile kilo almaya başlarız. Kış aylarında kilo almanın ikinci bir nedeni de gündüzlerin kısa ve gecelerin uzun olmasıdır. Gecenin uzunluğu atıştırma alışkanlığımıza olumsuz etki edebilir" diye konuştu.
Yaza oranla aynı şekilde beslenilmesine rağmen bu dönemde kilo almanın çok kolay olduğunu, özellikle kış aylarında hareketlerin yavaşladığından dengeyi sağlayabilmek için beslenmeye son derece dikkat edilmesi gerektiğini aktaran Ceren Ayalp, sonbahar ve kışın beslenme önerilerini ise şöyle sıraladı:
"Metabolizmayı hızlandırabilmek için 2,5-3 saatte bir aralıklarla beslenmeli, lif oranı düşük, kalorisi yüksek hamur işleri, yağda kızartmalar, kavurmalar, salam, sosis, sucuk gibi şarküteri ürünleri, kuru yemiş, hazır gıda ve hazır yemeklerin tüketimi azaltılmalı. Günde ortalama 2,5-3 litre su tüketmeli, yemeklere ekstradan tuz ilave edilmemeli. Yazın daha enerjik ve hareketli olunduğu düşünülerek metabolizmayı hızlandırmak için kışın da mutlaka egzersiz yapılmalı. Haftanın en az 2-3 gününde 30-40 dakikalık yürüyüşler yapmaya özen gösterilmeli. Akşamları genelde hareketsiz geçirildiğinden akşam yemekleri sebze ağırlıklı seçilmeli, televizyon karşısında atıştırmaktan kaçınılmalı."İHA