Türkiye’de pandemiyle birlikte uyuz vakalarında ciddi artış yaşanıyor. Hastanelere şiddetli kaşıntı, deride kızarıklık gibi nedenlerle başvuran kişi sayısı her geçen gün artıyor. Giysilerden ve her türlü temas yolundan bulaşabilen uyuz vakalarının bu derece artmasının bir diğer sebebinin de yoksulluk olduğu belirtiliyor.
Birgün'den Berkay Sağol'un haberine göre; Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Torun, gece ve sıcak ortamlarda artan kaşıntının akla uyuzu getirmesi gerektiğini belirtti. Uyuz vakalarında dönem dönem artışlar yaşandığını vurgulayan Dr. Torun, “Yaşlılardan çok çocuk ve genç yaşlarda görülen bu hastalık genellikle geri kalmış ülkelerde gözleniyor. Kalabalık yaşayan ailelerde bir kişinin buna yakalanmasının ardından kısa sürede diğer fertler de yakalanıyor. Mevsim geçişlerinde bulaşması kolaylaşıyor. Belirtileri görüldüğü andan itibaren hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor. En önemli belirtisi geceleri artan kaşıntı” dedi.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum nedeniyle yoksulluğun giderek derinleştiğine de dikkat çeken Dr. Torun, “Şu sıralarda paramızın değeri erirken, yoksulluğun tırmanışa geçtiğini hepimiz görüyoruz. Yoksullukla beraber bulaşıcı hastalıklar ve uyuz vakaları maalesef hızla artıyor” diye konuştu. Torun yoksulluk ve uyuz hastalığı arasındaki ilişkiyi şu şekilde açıkladı:
“Yoksulluk nedeniyle insanlar yetersiz besleniyor; vitamin, B12 ve demir eksikliği gelişiyor, bağışıklık sistemleri zayıflıyor. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle kalabalık olarak bir arada yaşamaları, alt yapı sistemlerinin yetersiz olduğu semtlerde oturmaları, sağlık hizmetlerinden yararlanamamaları, maddi nedenlerle doktora ve sağlık kurumlarına gidememeleri, hijyen kurallarına ekonomik nedenlerle uyamamaları, tedavilerini düzenli şekilde sürdürememeleri, bu hastalığın yayılmasında önemli rol oynuyor.”
Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucularındanHacer Foggo da pandeminin başından beri birçok ailenin gıdaya erişememe sorunu yaşadığına ve bu durumun hastalıkları beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Foggo, şunları söyledi:
“Ekonomik krizle beraber artık öğün atlama dönemi başladı. Süt, yumurta, yoğurt ve et gibi gıda maddelerine aileler ulaşamıyor. Sadece kuru gıdayla beslenme sonucunda yeterli vitamin alınamıyor ve bağışıklık sistemi çöküyor. Özellikle çocuklarda son dönemde uyuz ve benzeri deri hastalıklarında artış başladı. Evlerin birçoğu kötü durumda ve hijyen malzemelerine bile ulaşmak çok zor.”
Bu kış sağlıklı gıdaya erişim konusunda yoksul yurttaşları daha da kötü günlerin beklediğini belirten Foggo, bu konuda yerel yönetimlere önemli görevler düştüğünü vurguladı. Foggo, “Yerel yönetimlerin besleyici ve kaliteli gıdaya erişim konusunda özellikle çocuklu ailelere çok daha fazla destek olması gerekiyor" diye konuştu.
İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan da, son iki yılda uyuz ilaçlarına yönelik talebin arttığını kaydetti. Geçen yıl talebin çok daha fazla olduğu söyleyen Sayılkan, “Bu yıl o kadar değil ama hastalık artarak devam ederse bunun sonu nereye varır bilemiyoruz. Ama kesinlikle vakalarda bir artış olduğunu söyleyebilirim” dedi.
Uyuzun bulaşmasında malzemelerle temasın önemli bir etken olduğuna işaret eden Sayılkan, “Burada da hijyen sorunu ortaya çıkıyor. İnsanlar birbirinin eşyalarını kullanmamalı. Öte yandan bazı vatandaşlar kendiliğinden bu hastalıktan şüphelenip ilaç satın alarak tedavi yoluna gidiyorlar. Her kaşıntı ya da her alerjik görünüm uyuz değildir, bunun teşhisinin doğru konması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Sayılkan, yurttaşlara kendi başlarına bu sorunu çözmeye çalışmamaları, belirtiler başladığı anda bir sağlık kuruluşuna başvurmaları çağrısı yaptı.