Sağlık Bakanlığı’na bağlı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, 14 Ekim tarihinde Genel Müdür Yardımcısı Muhammet Çömçe ile Genel Müdür Fatih Kara’nın imzasıyla veremle ilgili dikkat çekici bir yazı yayınladı. Yazıda, “2019 yılında 1 milyon doz PPD Tüberkülin solüsyonu satın alınmıştır. Dünya ve ülke genelinde Covid-19 salgını sonrası tüberküloz (verem) taramalarında görülen azalma sebebiyle depolarımızda ve sahada 24 ay raf ömrü dolan ürünler bulunmaktadır” denilerek son kullanma tarihi geçen PPD Tüberkülin solüsyonlarının altı ay daha kullanılması istendi.
Yazıda, PPD Tüberkülin solüsyonu için yeni alım süreçlerinin başlatıldığı, ihale süreçleri ve en az 2 ay sürecek analiz süreleri de dikkate alınarak bu sürenin zaman alacağı için sok kullanma tarihi geçen ürünlerin kullanılması istendi.
BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre, Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise konuya ilişkin BirGün’ün sorularını şöyle yanıtladı: “Son kullanma tarihi geçen PPD Tüberkülin solüsyonunu, analiz ve test sonuçlarına göre kullanılmaya devam ediyor. PPD Tüberkülin solüsyonunu için alım ve ihale süreçleri ise devam ediyor.”
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de geçen haftalarda dünya genelinde veremden ölenlerin sayısının arttığını açıkladı. DSÖ’nün İsviçre’nin Cenevre kentinde kamuoyunda açıklanan yeni raporuna göre 2020 yılında veremden ölenlerin sayısı yaklaşık 1,5 milyon olarak kaydedildi. DSÖ verilerine göre, 2019 yılında dünya genelinde veremden ölenlerin sayısı yaklaşık 1,4 milyon olarak kayıtlara geçmişti.
Veremden ölümlerin artmasında koronavirüs pandemisinin rol oynadığı belirtiliyor. Pandemiyle mücadelenin öncelik haline gelmesiyle verem hastalarının tedaviye erişiminin zorlaştığı, birçok ülkede kaynakların korona ile mücadeleye ayrıldığı kaydediliyor. DSÖ Genel Direktörü Tedros Ghebreyesus veremle savaşta yıllardır elde edilen kazanımların bu nedenle kaybedildiğini söyledi. DSÖ’nün tahminlere göre vereme yakalananların ve ölenlerin sayısı 2021 ve 2022 yıllarında daha da artacak. Pandemi öncesindeki 2019 yılında 7,1 milyon olan yeni vaka sayısı resmi kayıtlara göre 2020’de 5,8 milyona düşmüş olsa da aynı dönemde bildirilmeyen vakaların 2,9 ila 4,1 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Sağlık Bakanlığı’nın PPD Tüberkülin solüsyonunu temin etmemesini eleştirerek “Bu affedilebilir bir durum değildir” dedi.
Türkiye’nin veremin yaygın olarak görüldüğü ülkelerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Ertuğrul, “Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren verem savaş dispanserleriyle vereme karşı taramalar yapılmış ve hastalık belirli oranda kontrol altına alınmıştı. Ancak özellikle son yıllarda verem savaş dispanserleri işlevini yitirdiği ve kapatıldığı için taramalar da eski gibi yapılamadı. PPD Tüberkülin solüsyonunu teşhis koymak için sık başvurduğumuz birşeydir. Bütçesizlik, personelsizlik ve kaynak aktaramama gibi nedenlerden dolayı nedeniyle son 15-20 yıldır Türkiye’nin veremle mücadelesi ciddi anlamda sekteye uğradı” ifadelerini kullandı.
PPD Tüberkülün solüsyonunun son kullanım tarihinin 6 ay daha uzatılmasının ‘güvensizliğe’ yol açacağını vurgulayan İzmir Tabip Odası üyesi Dr. Ergün Demir ise yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Aşı, ilaç, tıbbi malzeme ve solüsyonları kendimiz üretirken, üretim yapan tesislerimizi kapatıp yurtdışından ithal etmeye başladık. Döviz kurlarındaki artışlar bunların teminini güçleştirmekte ve vatandaşların ilaç, tıbbi malzemelere ulaşımı zorlaşmaktadır. ‘Avrupa’da alışveriş raflarının boş olduğunu vatandaşların yokluk çektiklerini’ söyleyen AKP Genel Başkanı Erdoğan, kendi eksikliklerini görmezden geliyor. Döviz kurundaki artış nedeniyle başta ithal ilaç olmak üzere tıbbi malzemelere ulaşmak güçleşmekte ve bir kriz yaşanmaktadır. İlacın, tıbbi malzemelerin, solüsyonların bulunabilir, alınabilir ve kaliteli olması için esas olanın döviz kurundan bağımsız; uzun vadeli, kamu üretim politikalarının geliştirilmesi olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.”
Dünya genelinde en fazla can kaybına neden olan bulaşıcı hastalıkların başında gelen verem Türkiye’de de ciddi sayıda ölüme yol açıyor. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesine geçen Ağustos ayında yanıt veren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 01 Ocak 2020 ile 26 Mayıs 2021 tarihleri arasında 13 bin 458 kişiye verem tanısı konulduğunu açıkladı. Ayrıca, Türkiye'de hâlâ 173 aktif veremle savaş dispanseri var.
İnsanlık tarihi kadar eski bir tarihi olan verem hakkında ilk bilgiler milattan üç bin yıl önceye kadar uzanıyor. Verem, mycobacterium tuberculosis isimli bir mikrobun neden olduğu bulaşıcı bir hastalık. Verem mikrobu, solunum yoluyla bulaştığı kişilerin büyük bir kısmında hastalık oluşturmadan, uyur durumda akciğerde yıllarca kalabilir ve kişinin vücut direncinin azaldığı bazı durumlarda hastalık oluşturabilir. Mikrop bulaşanların az bir kısmında ise kısa süre içinde verem hastalığı ortaya çıkar. Kişinin verem mikrobuyla karşılaşıp karşılaşmadığını yani vücudunda verem mikrobunun bulunup bulunmadığını anlayabilmek için de PPD Tüberkülin solüsyonundan faydalanılır. Ayrıca PPD Tüberkülin solüsyonu basit ve ucuz bir cilt testi.