ANASAYFA arrow right Sağlık

Şebeke suyundan pislik akıyor

Şebeke suyundan pislik akıyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 02.11
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 02.11
Halk,sanayi atıklarının şebeke sularına karıştığını,salgın hastalığın başladığını ve çiftçiliğin bittiğini söyledi.
Gaziantep’in Nizip ilçesi Tatlıcak beldesinde halk, sanayi atıklarının şebeke sularına karıştığını, bu nedenle salgın hastalığın başladığını ve çiftçiliğin bittiğini söyledi.
Tatlıcak beldesinde 15 yıldır içme suyuna Gaziantep 3. ve 4. organize sanayi bölgelerinden atıklarını döküldüğünü belirten vatandaşlar, şebeke suyuyla ne tarla sulayabildiklerini ne de bulaşık yıkayabildikleri söyledi. Belde halkı yetkililere tepki gösterirken, bazı vatandaşlar, sondaj vurularak çıkartılan suyu alabilmek için katır ve eşek sırtında yüzlerce metre yol alıyor. Bidonlara doldurduğu suyu eşek sırtında evine götürmeye çalışan 55 yaşındaki Fatma Yaşar, “Beldede içme suyuna atık karışıyor. Sondaj vurulan bahçelerden su almaya geldim. Evin suyu zehirli ve pis olduğundan içilemiyor. Dere suyu da bizim bahçeleri hep kuruttu. Cevizlerimiz kalmadı. Zaten domates, biber, soğanda ekilmiyor. Ayaklarımız suya basa basa felç oldu. Köyde ayağım ağrımıyor demeyen hiç kimse yok. Herkesin bir yeri ağrıyor. Herkes hasta herkesin dizleri ağrıyor. Bizim bu halimiz 10-15 yıldır devam ediyor” dedi.
Köyde nar ve ceviz ağaçlarının tamamına yakınının kuruduğunu dile getiren İbrahim Halil Küçük ise, “Bizim köyün nüfusu 2000’in üzerinde. Yaklaşık 15 seneden beri organize atıkları bu köyün sularına karışıyor. Pis sular başta bizleri etkiliyor, hayvanlarımızı ve ağaçlarımızı katlediyor. Tamam, sanayi artsın ülke büyüsün fakat bir tarafı büyütürken bir tarafı öldürmeyin. Hani köylü milletin efendisiydi? Siz köylüyü bitirdiniz. Köyümüzde ceviz ağaçları, nar ağaçları kalmadı. Organizeden gelmiş sularla pınardan sulanan ağaçlar arasında inanılmaz derecede farklar vardır. Sağlığımız çok kötü durumda. Benim annem verem hastası oldu su nedeniyle. Bakanlarımız çocukları denizlerde yüzerken biz burada ne durumdayız. Bizde kendi deremizde yüzüp balık tutmak istiyoruz. Benim çocuğum bu derede yüzmek istiyor. Fakat yüzmeyi bırakın ayağımızı dahi sokamıyoruz” diye konuştu.
Hastalık kokan suyun içilemeyeceğinin Sağlık İl Müdürlüğü tarafından da yapılan tahliller sonucunda belirlendiğini savunan Küçük, “Biz burada içme suyunu Allah mekanını cennet etsin. Hayırsever bir ağabeyimiz vardı ilk sondajı köye o kurmuştu. Ondan sonra birkaç kişi daha sondaj yaptırdı. Şimdi suyu oralardan içiyoruz. Devlet kendi eliyle yazmış burada su içilmez diye” dedi.
Sudan hem canlıların hem de doğanın zarar gördüğünü ifade eden İbrahim Yalçın da, “Yaklaşık 15 yıldır bu suyun etkisini bizler, havyalar ve çevre yaşıyor. Burada olan bir doğa katliamdır. Tüm ağaçlarımız kurudu. Eskiden burada yaşayanlarda hiçbir hastalık olmuyordu. Kanser hastalığı milyonda bir görülüyordu. Şu anda köyün yüzde 5’i kanser hastası. Yalnızca bizim köy değil bu dere yatağında yaşayan 10 bin insan bu sudan etkilenmektedir. Hayvanlar, ağaçlar ve toprak zarar görüyor. Biz buna karşı vatandaş olarak devletten çare bekliyoruz. Devlet büyüklerimizden yardım istiyoruz. Biz bunu insana değer vermeleri için istiyoruz, insanlara değer vermiyorlarsa hayvan sever ve doğaseverleri buraya davet ediyoruz. Eğer bu ülkede yaşıyorsak ve insanın kıymeti yoksa bari bu ağaçların bu hayvanların bir garantisi bir sigortası olsun. Biz biran önce yetkililerden çare bekliyoruz. İsterlerse bizi başka bir yere alsınlar. Yoksa da buraya bir çare bulsunlar” ifadelerini kullandı.
Belde halkı, “Bu zehirli sular yer altında süzülerek içme suyumuza karışıyor. Artık tarlamızdan vazgeçtik içme suyu da bulamıyoruz. İçme suyunu hayırseverler kuyu vurdurmuş, biz bu suları taşıyarak evlerimize götürüyoruz. Hastalık yaygın, her geçen gün artıyor. Burada meyve yetişmiyor. Sebze ekilemiyor. Köyümüzde hiç ceviz ağacı kalmadı. Eskiden senede her ağaçtan yaklaşık 6000 ceviz toplanırdı. Suyun mikroplu olmasından dolayı ağaçlar verimsizleşti. Ceviz ve nar köyün başlıca geçim kaynaklarından biriydi. Fakat artık ne ceviz ne nar ağaçları var. Geçim kaynağımıza çok büyük sekte vuruldu. Artık köyümüzde su içemiyoruz. Depo koymuşlar oradan alarak insanlar elleriyle evlerine içme suyu götürüyor. Daha önce bizim sularımız çok temizdi” dedi.
Belde halkı Organize Sanayi Bölgesine arıtma tesisi yaptırıldığını ancak bununda elektrik gideri yüzünden çalıştırılmadığını ileri sürdüler. Meydanda toplanan belde halkı içme suyu sorununu bir bir dile getirirken, Belde Belediye Başkanı Müslüm Kızılbent soruları ‘bu konuda konuşmak hoş olmaz’ diyerek yanıtsız bıraktı.İHA





Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *