Prof. Dr. Vedat Göral, sindirim sistemi üzerinde uykunun da etkisi olduğunu belirtti. Göral, sağlıklı, kaliteli, yeterli ve uygun süreli uykunun sağlığımız için önemine işaret ederek “Normal uyku süresi ortalama 7-8 saat olmalıdır. Uyku bozuklukları ile iltihabi bağırsak hastalığı, ülser ve reflü hastalığı, irritabl bağırsak sendromu, karında şişkinlik, gaz, karaciğer yağlanması ve hatta kalın bağırsak kanseri ile ilişki bulunmuştur. Sindirim sistemi şikayetlerinin uyku anormallikleri ile ilişkili olduğu açıktır. Ayrıca sindirim sistemi şikayetleri olan kişiler, sağlıklı uyku düzenine sahip olanlara göre daha fazla kronik uykusuzluk yaşamaktadır” diye konuştu.
Bağırsaklarda iltihap artışına neden olabilir
Reflüsü olanların uykuya dalmakta zorluk çekmediğine ancak gece öksürük veya boğulma nöbetleriyle uyanabildiklerine değinen Göral şöyle devam etti:
“Bu nedenle uyku kalitesinde ve ritminde bozulma olabilir. Uykusuzluk ertesi gün içinde stres ve gerginliğe, mide asidinde artma, kramp, ağrı ve yanmaya neden olabilir. Uyku apnesi olanlarda stres hormonlarının fazla salgılanması ve hipoksi nedeni ile midede kanama riski olabilir. Huzursuz Bağırsak sendromu yani İBS hastalığı da uykusuzluktan olumsuz etkilenir. IBS'li kadınlarda, uykusuzluk çekenlerde, gece melatonin ve triptofan düzeylerinde azalmalar olur ve bu da kötü uyku kalitesine katkıda bulunabilir. Ayrıca uyku ritmindeki bozukluklar, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyip, bağırsakta iltihap artışına ve dolayısıyla semptomların artışına neden olabilir. Düşük uyku kalitesi ertesi gün karın ağrısı, kaygı bozukluğu ve yorgunluğa neden olabilir, yani mutsuz bağırsak şikayetleri artabilir. Bu nedenle bu kişiler için düzenli uyku çok önemlidir. Uykusuzluk çekenlerde iltihabi bağırsak hastalığı olarak bilinen ülseratif kolit ve Crohn hastalığı daha fazla görülür, uykusuzluk dönemlerinde bağırsak şikayetleri de artar.”
Uykusuzluk hormonları ve karaciğeri vuruyor
Prof. Dr. Göral, yetersiz uykuda hormonların dengesiz hale gelerek, stres hormonu olan kortizolun yükseldiğini belirtti ve şu ifadeleri kullandı:
“Artan stres bağırsak geçirgenliği sorunlarına veya sızdıran bağırsak olarak bilinen hastalığa neden olabilir. Burada yiyecek ve toksinler, bağırsaktan kan dolaşımına geçebilir. Bu şişkinlik, iltihaplanma, mide ağrıları, gıda hassasiyetleri ve bağırsak mikrobiyotasında değişiklikler gibi bir dizi soruna yol açabilir. Kötü ve kalitesiz uyku, mutsuz bağırsak yani IBS’deki gaz, şişkinlik ile ortaya çıkan fonksiyonel dispepsi belirtilerine neden olabilir. Obezite, uyku apnesi için önemli bir risk faktörüdür ve yetersiz uyku ile sonuçlanır, bu da gastrointestinal hastalığa yol açabilir. Kilo vermeye güçlü bir şekilde odaklanmak, altta yatan gastrointestinal rahatsızlıkları olan hastalarda mevcut semptomları iyileştirebilir. Uykusuzluk ayrıca stres hormon salınımını da artırarak, iştahın ve kilonun artmasına, yeme alışkanlıklarının bozulmasına, dolayısıyla karaciğer yağlanmasına neden olabilir. Son yıllarda yapılan çalışmalar kronik uyku bölünmesinin yarattığı yağ kitlesi artışının, bağırsaklardaki mikrobik yapıda değişikliklere yol açtığını gösteriyor. Bağırsak florasında ortaya çıkan bu değişiklikler bağırsakların geçirgenliğini artırıyor, vücutta özellikle yağ dokusunda iltihap reaksiyonu yaratarak insülin direncinin ortaya çıkmasına ve karaciğer yağlanmasına neden oluyor. Karaciğer sirozu olan hastalarda daha az uyku, gece daha sık uyanma, uykuya dalmada zorluk, sabah yorgunluğu gözlemlendi. Bu da hastalığa olumuz etki yapar.”