Hükümetle iş alemi dahil birçok kesim arasında tartışmaya neden olan internet yasakları, AB’nin de gündemine geldi. AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle, Türkiye’de basın özgürlüğüne ilişkin bir soru önergesini yanıtlarken, “Komisyon Türk yetkililerin internet kullanımıyla ilgili, filtre sisteminin getirilmesi dâhil, özellikle de filtre sisteminin uygulanması konusunda açıklığı olmayan ve bir dizi soruya neden olan son kararlarını, endişeyle not etmektedir” dedi.
-Füle, internet yasaklarının taraflara sağlam bir danışma yapmadan alınmasını üzüntüyle karşıladıklarını bildirdi.
Hükümetle iş âlemi ve internet kullanıcıları arasında “porno” ithamlarına varan tartışmalara neden olan internet yasakları AB’nin de gündemine geldi. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle Türkiye’de basın özgürlüğünün durumuna ilişkin soru önergelerine gönderdiği yanıtlarda internet yasaklarına da değinerek, “Komisyon Türk yetkililerin internet kullanımıyla ilgili, filtre sisteminin getirilmesi dâhil, özellikle de filtre sisteminin uygulanması konusunda açıklığı olmayan ve bir dizi soruya neden olan son kararlarını, endişeyle not etmektedir” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nun Yunanistan kökenli ve “liberal” “Özgürlük ve Demokrasi İçin Avrupa Grubu” üyesi Niki Tzavela, verdiği bir soru önergesinde AGİT’e göre Türkiye’de şu anda 57 gazetecinin tutuklu bulunduğunu, bunun İran ve Çin gibi ülkeler dâhil dünyadaki bütün ülkelerdeki rakamlardan yüksek olduğunu belirtti. Rakamın artmasından korkulduğunu kaydeden Tzavela, “Muhalefete ve hükümeti eleştirenlere göre gazeteciler Türkiye’de basını susturmak için başlatılan girişimin parçası olarak tutuklanıyor. Türkiye’nin AB’ye üyelik başvurusu yapan bir ülke olması dolayısıyla Komisyon bu ülkede basın ve ifade özgürlüğünü teminat altına almak için ne yapacak ve son gelişmeler katılım müzakerelerini nasıl etkileyecek” dedi.
Tzavela bir başka soru önergesinde ise, “Komisyon ‘Avrupa’da en acınacak durumda bulunan basın özgürlüğü Türkiye’de’ başlıklı haberi biliyor mu? Komisyon AGİT’in Türkiye’de basın özgürlüğünün son derece kötü bir yolda olduğu görüşüyle mutabık mı? Komisyon Türkiye’de 57 gazetecinin hapse atılma nedenlerini kesin biçimde açıklayabilir mi. Komisyon Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olmadığını ve Avrupa’da bulunmadığı görüşüne katılıyor mu? Komisyon Türkiye’nin bir kez daha asla AB üyesi olamayacağını göstermiş oldu mu” gibi sorular yöneltti.
-HEM ENDİŞELİ HEM ÜZÜNTÜLÜLER-
AB Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikalarından Sorumlu Üyesi Stefan Füle ise önergelere yanıtında, ifade özgürlüğü hakkının kamu otoritesinin müdahalesi ve memleket sınırları söz konusu olmaksızın “görüş sahibi olma” ile “bilgi ile düşünceyi edinme ve aktarma özgürlüğünü kapsadığını bildirdi. Füle şöyle devam etti:
“Bu bağlamda, Komisyon Türkiye’de sık görülen kapsamı ve süresi orantısız web sitesi yasakları konusunda endişelidir. İnternetle ilgili 5651 sayılı yasa ifade özgürlüğünü sınırlamakta ve vatandaşların bilgiye erişim hakkını kısıtlamaktadır. Komisyon ilke olarak bir Web içeriğinin bloke edilmesinin sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nce tanımlanan sınırlar çerçevesinde kabul edilebilir olduğunu vurgulamaktadır. İfade özgürlüğü ancak kamusal bir ihtiyacın zorlamasıyla, özellikle de hedeflenen meşru amaçla orantılı bir şekilde gerekçelendirilmelidir.
Komisyon Türk yetkililerin internet kullanımıyla ilgili, filtre sisteminin getirilmesi dâhil, özellikle de filtre sisteminin uygulanması konusunda açıklığı olmayan ve bir dizi soruya neden olan son kararlarını, endişeyle not etmektedir. Komisyon aynı zamanda böyle önemli bir kararın ilgili paydaşlarla uygun bir şekilde alınmamış olmasından dolayı üzüntüsünü belirtmektedir.”
Füle, Komisyon’un konuyu yakından izlemeye devam edip Türk yetkililerle uygun tüm zeminlerde gündeme getireceğini, Türkiye’de ifade ve bilgiye erişim özgürlüğünü yakından gözlemeyi sürdüreceğini kaydetti.
-Füle, internet yasaklarının taraflara sağlam bir danışma yapmadan alınmasını üzüntüyle karşıladıklarını bildirdi.
Hükümetle iş âlemi ve internet kullanıcıları arasında “porno” ithamlarına varan tartışmalara neden olan internet yasakları AB’nin de gündemine geldi. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle Türkiye’de basın özgürlüğünün durumuna ilişkin soru önergelerine gönderdiği yanıtlarda internet yasaklarına da değinerek, “Komisyon Türk yetkililerin internet kullanımıyla ilgili, filtre sisteminin getirilmesi dâhil, özellikle de filtre sisteminin uygulanması konusunda açıklığı olmayan ve bir dizi soruya neden olan son kararlarını, endişeyle not etmektedir” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nun Yunanistan kökenli ve “liberal” “Özgürlük ve Demokrasi İçin Avrupa Grubu” üyesi Niki Tzavela, verdiği bir soru önergesinde AGİT’e göre Türkiye’de şu anda 57 gazetecinin tutuklu bulunduğunu, bunun İran ve Çin gibi ülkeler dâhil dünyadaki bütün ülkelerdeki rakamlardan yüksek olduğunu belirtti. Rakamın artmasından korkulduğunu kaydeden Tzavela, “Muhalefete ve hükümeti eleştirenlere göre gazeteciler Türkiye’de basını susturmak için başlatılan girişimin parçası olarak tutuklanıyor. Türkiye’nin AB’ye üyelik başvurusu yapan bir ülke olması dolayısıyla Komisyon bu ülkede basın ve ifade özgürlüğünü teminat altına almak için ne yapacak ve son gelişmeler katılım müzakerelerini nasıl etkileyecek” dedi.
Tzavela bir başka soru önergesinde ise, “Komisyon ‘Avrupa’da en acınacak durumda bulunan basın özgürlüğü Türkiye’de’ başlıklı haberi biliyor mu? Komisyon AGİT’in Türkiye’de basın özgürlüğünün son derece kötü bir yolda olduğu görüşüyle mutabık mı? Komisyon Türkiye’de 57 gazetecinin hapse atılma nedenlerini kesin biçimde açıklayabilir mi. Komisyon Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olmadığını ve Avrupa’da bulunmadığı görüşüne katılıyor mu? Komisyon Türkiye’nin bir kez daha asla AB üyesi olamayacağını göstermiş oldu mu” gibi sorular yöneltti.
-HEM ENDİŞELİ HEM ÜZÜNTÜLÜLER-
AB Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikalarından Sorumlu Üyesi Stefan Füle ise önergelere yanıtında, ifade özgürlüğü hakkının kamu otoritesinin müdahalesi ve memleket sınırları söz konusu olmaksızın “görüş sahibi olma” ile “bilgi ile düşünceyi edinme ve aktarma özgürlüğünü kapsadığını bildirdi. Füle şöyle devam etti:
“Bu bağlamda, Komisyon Türkiye’de sık görülen kapsamı ve süresi orantısız web sitesi yasakları konusunda endişelidir. İnternetle ilgili 5651 sayılı yasa ifade özgürlüğünü sınırlamakta ve vatandaşların bilgiye erişim hakkını kısıtlamaktadır. Komisyon ilke olarak bir Web içeriğinin bloke edilmesinin sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nce tanımlanan sınırlar çerçevesinde kabul edilebilir olduğunu vurgulamaktadır. İfade özgürlüğü ancak kamusal bir ihtiyacın zorlamasıyla, özellikle de hedeflenen meşru amaçla orantılı bir şekilde gerekçelendirilmelidir.
Komisyon Türk yetkililerin internet kullanımıyla ilgili, filtre sisteminin getirilmesi dâhil, özellikle de filtre sisteminin uygulanması konusunda açıklığı olmayan ve bir dizi soruya neden olan son kararlarını, endişeyle not etmektedir. Komisyon aynı zamanda böyle önemli bir kararın ilgili paydaşlarla uygun bir şekilde alınmamış olmasından dolayı üzüntüsünü belirtmektedir.”
Füle, Komisyon’un konuyu yakından izlemeye devam edip Türk yetkililerle uygun tüm zeminlerde gündeme getireceğini, Türkiye’de ifade ve bilgiye erişim özgürlüğünü yakından gözlemeyi sürdüreceğini kaydetti.