Renault'un yaklaşık bir hafta önce Türkiye yollarına çıkan aracı Fluence Z.E., üniversite öğrencilerine tanıtıldı. Türkiye'de 4 ilin konuyla ilgili altyapı çalışmalarına başladığını dile getiren Renault İnsan Kaynakları ve Dış İlişkiler Müdürü Hakan Tandoğdu, elektrikli araçları dizel otomobil fiyatına sattıklarını söyledi.
Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tarafından organize edilen Kariyer Günleri tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye piyasasında yaklaşık bir hafta önce satışa sunulan Renault Fluence Z.E.'nin öğrencilere tanıtıldığı etkinliğe konuşmacı olarak katılan Renault İnsan Kaynakları ve Dış İlişkiler Müdürü Hakan Tandoğdu, mülki idare ve belediyelerin elektrikli araçlar için altyapı çalışmalarını hızlandırdığını hatırlatarak, "Elektrikli motora sahip araçlarla çevre arasında çok yakın bir ilişki var. Bu araçların egzozları olmadığı için karbonmonosit salınımları da yok. Kullanımda sıfır emisyona sahip arabalardır. Diğer bir özelliği de bu araçların sesinin olmaması. Bu yüzden konfor açısından oldukça rahatlık sağlıyor. Satış yaptığımız ülkelerde, elektrikli aracın fiyatının, muadili bir dizel arabayla eşit olmasını istiyoruz. Eğer bunu sağlayamıyorsak elektrikli araç satmıyoruz. Onun dışında bataryayı satmıyoruz, kiralıyoruz. Bu sayede elektrikli aracı dizel bir araçla eşdeğer bir fiyata çıkarabiliyoruz. Tüm bunları yapabilmek için de mutlaka yerel yönetimlerle iş birliği içinde olmamız gerekiyor. Hem yerel yönetimlerle hem de mülki idareyle iş birliği içinde olmamız gerekiyor. 2015 yılına kadar 1 milyon 500 bin elektrikli araç satmayı hedefliyoruz. Tabii ki bu Renault ve Nissan ortaklığının ortak hedefidir. Fakat 2020 yılına geldiğimiz zaman pazarda satılan arabaların yüzde 10'unun elektrikli araba olmasını bekliyoruz. Şu anda 4 belediye ile anlaşma yapılmış durumdadır. Bu 4 belediye İstanbul, Ankara, Kocaeli ve Gaziantep'tir. Bu şehirlerde altyapılar kuruluyor. Dolayısıyla geri kalan şehirlerde de peyderpey kurulacaktır. Bu hazırlıklar yapıldığı için biz satışlarımızı tam gaz sürdürüyoruz" dedi.
Tandoğdu, elektriği kömürden elde eden ülkelerin elektrikli araba kullanmasının çevreye katkısının sorgulanacağını ifade ederek, "Elektrikli arabalar üzerinde her şey yeni. Şimdiye kadar içten yanmalı motorlar kullanıyorduk, şimdi sadece elektrikle çalışan motorlar kullanıyoruz. Batarya değişim istasyonlarımız olacak. 3 dakika içerisinde bataryayı kendiniz değiştirip yola devam edebileceksiniz. Yalnız bu arabanın Fluence olması gerekiyor. Bütün arabalara has bir özellik değildir. Örneğin kurşun teknolojisi kullanan bir araba olsaydı neredeyse araca 2 tonluk batarya koymamız gerekecekti. Dünyada 17 milyon ton civarında lityum rezervi var. Lityumun en azından şimdilik tedarik problemi yok. Yeni bir batarya ile değiştirirseniz 3 dakika içerisinde yola devam edebiliyorsunuz. Dizel veya benzinli araç kullanmaktan hiçbir farkınız kalmıyor. Üstelik çevreyi de kirletmemiş oluyorsunuz. Elektrikli arabalar en uç şartlarda kullanılabilecek şekilde tasarlandı. Sıcakta da soğukta da kullanabilirsiniz. Mutlaka batarya şarjı ile ilgili küçük değişiklikler olacaktır. Fakat bu arabanızı kullanmanıza kesinlikle engel değildir. Otomobilimiz yüzde 100 elektrikli motora sahip. 70 kilovatlık bir gücü var. Maksimum torku 226 newtonmetre. Lityum lion tipli bir bataryası var. Menzili 160 kilometre. Boş ağırlı ise bin 453 kilogram. Enerji istasyonlarının maliyeti 1 milyon dolar civarındadır. Genelde şöyle bir düşünce zafiyetimiz var, elektrikli arabalar içten yanmalı motorlu araçların yerini hemen alacakmış gibi düşünüyoruz. Bu böyle olmayacak. Böyle olmamasının pek çok gerekçesi var. Bugün böyle bir talep olsa bile, ne biz Renault olarak bunu karşılayabilecek durumdayız ne de bizim yan sanayimiz bunu karşılayabilecek durumdadır. Dolayısıyla mutlaka etap etap geçilmesi gereklidir. Ama batarya teknolojisindeki çalışmalar devam ediyor. 3 sene sonra 280 kilogramlık bir batarya ile 350 kilometre yol katedebileceğiz" şeklinde konuştu.iha
Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tarafından organize edilen Kariyer Günleri tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye piyasasında yaklaşık bir hafta önce satışa sunulan Renault Fluence Z.E.'nin öğrencilere tanıtıldığı etkinliğe konuşmacı olarak katılan Renault İnsan Kaynakları ve Dış İlişkiler Müdürü Hakan Tandoğdu, mülki idare ve belediyelerin elektrikli araçlar için altyapı çalışmalarını hızlandırdığını hatırlatarak, "Elektrikli motora sahip araçlarla çevre arasında çok yakın bir ilişki var. Bu araçların egzozları olmadığı için karbonmonosit salınımları da yok. Kullanımda sıfır emisyona sahip arabalardır. Diğer bir özelliği de bu araçların sesinin olmaması. Bu yüzden konfor açısından oldukça rahatlık sağlıyor. Satış yaptığımız ülkelerde, elektrikli aracın fiyatının, muadili bir dizel arabayla eşit olmasını istiyoruz. Eğer bunu sağlayamıyorsak elektrikli araç satmıyoruz. Onun dışında bataryayı satmıyoruz, kiralıyoruz. Bu sayede elektrikli aracı dizel bir araçla eşdeğer bir fiyata çıkarabiliyoruz. Tüm bunları yapabilmek için de mutlaka yerel yönetimlerle iş birliği içinde olmamız gerekiyor. Hem yerel yönetimlerle hem de mülki idareyle iş birliği içinde olmamız gerekiyor. 2015 yılına kadar 1 milyon 500 bin elektrikli araç satmayı hedefliyoruz. Tabii ki bu Renault ve Nissan ortaklığının ortak hedefidir. Fakat 2020 yılına geldiğimiz zaman pazarda satılan arabaların yüzde 10'unun elektrikli araba olmasını bekliyoruz. Şu anda 4 belediye ile anlaşma yapılmış durumdadır. Bu 4 belediye İstanbul, Ankara, Kocaeli ve Gaziantep'tir. Bu şehirlerde altyapılar kuruluyor. Dolayısıyla geri kalan şehirlerde de peyderpey kurulacaktır. Bu hazırlıklar yapıldığı için biz satışlarımızı tam gaz sürdürüyoruz" dedi.
Tandoğdu, elektriği kömürden elde eden ülkelerin elektrikli araba kullanmasının çevreye katkısının sorgulanacağını ifade ederek, "Elektrikli arabalar üzerinde her şey yeni. Şimdiye kadar içten yanmalı motorlar kullanıyorduk, şimdi sadece elektrikle çalışan motorlar kullanıyoruz. Batarya değişim istasyonlarımız olacak. 3 dakika içerisinde bataryayı kendiniz değiştirip yola devam edebileceksiniz. Yalnız bu arabanın Fluence olması gerekiyor. Bütün arabalara has bir özellik değildir. Örneğin kurşun teknolojisi kullanan bir araba olsaydı neredeyse araca 2 tonluk batarya koymamız gerekecekti. Dünyada 17 milyon ton civarında lityum rezervi var. Lityumun en azından şimdilik tedarik problemi yok. Yeni bir batarya ile değiştirirseniz 3 dakika içerisinde yola devam edebiliyorsunuz. Dizel veya benzinli araç kullanmaktan hiçbir farkınız kalmıyor. Üstelik çevreyi de kirletmemiş oluyorsunuz. Elektrikli arabalar en uç şartlarda kullanılabilecek şekilde tasarlandı. Sıcakta da soğukta da kullanabilirsiniz. Mutlaka batarya şarjı ile ilgili küçük değişiklikler olacaktır. Fakat bu arabanızı kullanmanıza kesinlikle engel değildir. Otomobilimiz yüzde 100 elektrikli motora sahip. 70 kilovatlık bir gücü var. Maksimum torku 226 newtonmetre. Lityum lion tipli bir bataryası var. Menzili 160 kilometre. Boş ağırlı ise bin 453 kilogram. Enerji istasyonlarının maliyeti 1 milyon dolar civarındadır. Genelde şöyle bir düşünce zafiyetimiz var, elektrikli arabalar içten yanmalı motorlu araçların yerini hemen alacakmış gibi düşünüyoruz. Bu böyle olmayacak. Böyle olmamasının pek çok gerekçesi var. Bugün böyle bir talep olsa bile, ne biz Renault olarak bunu karşılayabilecek durumdayız ne de bizim yan sanayimiz bunu karşılayabilecek durumdadır. Dolayısıyla mutlaka etap etap geçilmesi gereklidir. Ama batarya teknolojisindeki çalışmalar devam ediyor. 3 sene sonra 280 kilogramlık bir batarya ile 350 kilometre yol katedebileceğiz" şeklinde konuştu.iha