Türkiye'de zaman zaman kanser yaptığı iddia edilen GSM operatörlerine ait baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların insan sağlığını tehdit edecek seviyelerin çok altında olduğu belirtildi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, baz istasyonları ile ilgili kamuoyundaki yanlış algı probleminin bir çeşit fobi yani ''elektrofobi'' olduğunu ve bunun psikiyatrinin konusu olduğunu söyledi. Bazı aletlerin yaydığı elektromanyetik dalgaların zararlı olduğunu söylemenin tek başına yeterli olmadığını dile getiren Kalkan, ev aletleri başta olmak üzere şehir şebeke cereyanı ile çalışan her cihazın elektromanyetik dalga yaydığına dikkati çekti.
Kalkan, Türkiye'de limit değerleri belirlenmiş baz istasyonlarının sürekli denetlenmesine rağmen, insan sağlığına zararlı olduğu kesinleşmiş yüksek gerilim hatlarının limit değerlerinin dünya standartlarının üstünde bulunduğunu belirtti. ''Yüksek gerilim hatlarının altında yaşamayın, buralara okul kurmayın. Bu, yanlışlığı bilinmesine rağmen hala devam ediyor'' diyen Kalkan, ''Ev aletlerinin kullanım zamanları ve elektromanyetik sınırları bellidir. LCD ve plazma bilgisayarlarla birlikte bu aletlerin yaydığı elektromanyetik dalgaların oranları da kısmen düştü. Sadece ışımayı aşağı doğru yapan diz üstü bilgisayarların diz üstü yerine masada ya da eğer diz üstünde kullanılacaksa bilgisayarın altına yastık koyarak kullanılması gerekir'' dedi. Ev aletlerinin yaydığı elektromanyetik dalgaların etkilerini azaltmak için yapılması gerekenler hakkında da bilgi veren Kalkan, bu aletlere kullanım mesafesinden daha fazla yaklaşılmaması gerektiğine dikkati çekti. Bu aletler arasında mikrodalga fırının özel bir yeri olduğunu ifade eden Kalkan, mikrodalga fırının yaydığı frekansın cep telefonlarına çok yakın, wi-fi modemlerle ise aynı olduğunu belirtti. Kalkan, mikrodalga fırınların 500-1000 watt güç ile çalışırken modem ve cep telefonlarının miliwatt seviyesinde çalıştığını belirtti. Mikrodalga fırınların, çalışırken dışarıya çok zayıf da olsa elektromanyetik ışıma sızdığını anlatan Kalkan, ''Mikrodalga, yiyeceğin içindeki suyu her tarafından birden ısıtır ve sadece ısıtır bu kadar. Yiyeceğe zararlı etki yapmaz. Mikrodalga fırın çalışırken fırına bir adım mesafede durulması gerekir'' dedi.
Türkiye'deki baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların etkilerine de değinen Kalkan, bu konuda sınır değerleri aşan bir duruma şu ana kadar rastlamadığını kaydetti. Yalnızca hastaneler için izin verilen sınırın, 10 volt/metre olan Türkiye standartlarından çok daha düşük olduğunu dile getiren Kalkan, hastanelerdeki sınır değerlerin 3 volt/metre olduğunu bildirdi. Hastanelerde sınır değerlerin düşük tutulmasının, hastanede kullanılan elektronik cihazlardan kaynaklandığını anlatan Kalkan, ''Çok hassas elektronik cihazlar var. Bunlar dış alanlardan olumsuz etkilenebilir ve tedavide aksamalara neden olabilir. Hayati bir tehlike yaratabilir. Bundan dolayı hastaneler 3 volt/metredir'' diye konuştu. Görev yaptığı Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin bu konuyla ilgili alan haritasını da çıkarttığını belirten Kalkan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Hiçbir yerde olumsuz bir şey bulamadım. Türkiye genelinde yaptığım ölçümlerde limit değerleri aşan baz istasyonu görmedim. Zaman zaman şikayet geliyor. Ne yapıyor (vatandaş)? Gidiyor, dava açıyor. Gidiyoruz ölçüyoruz. Ben de gittim defalarca. Elektromanyetik dalgaların vücut sıcaklığını bir derece artırarak insan sağlığını olumsuz etkileyen sınır değeri 2 bin volt/metredir. Dünyada bu değer esas alınarak baz istasyonları için 40 volt/metre limit değeri belirlenmiş. Ancak Türkiye tedbiren 10 volt/metre uyguluyor. Türkiye'de sınır değer 10 volt/metre olmasına rağmen yaptığım ölçümlerde 1-2 Volt/metreyi geçeni hiçbir zaman görmedim.''
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, baz istasyonları ile ilgili kamuoyundaki yanlış algı probleminin bir çeşit fobi yani ''elektrofobi'' olduğunu ve bunun psikiyatrinin konusu olduğunu söyledi. Bazı aletlerin yaydığı elektromanyetik dalgaların zararlı olduğunu söylemenin tek başına yeterli olmadığını dile getiren Kalkan, ev aletleri başta olmak üzere şehir şebeke cereyanı ile çalışan her cihazın elektromanyetik dalga yaydığına dikkati çekti.
Kalkan, Türkiye'de limit değerleri belirlenmiş baz istasyonlarının sürekli denetlenmesine rağmen, insan sağlığına zararlı olduğu kesinleşmiş yüksek gerilim hatlarının limit değerlerinin dünya standartlarının üstünde bulunduğunu belirtti. ''Yüksek gerilim hatlarının altında yaşamayın, buralara okul kurmayın. Bu, yanlışlığı bilinmesine rağmen hala devam ediyor'' diyen Kalkan, ''Ev aletlerinin kullanım zamanları ve elektromanyetik sınırları bellidir. LCD ve plazma bilgisayarlarla birlikte bu aletlerin yaydığı elektromanyetik dalgaların oranları da kısmen düştü. Sadece ışımayı aşağı doğru yapan diz üstü bilgisayarların diz üstü yerine masada ya da eğer diz üstünde kullanılacaksa bilgisayarın altına yastık koyarak kullanılması gerekir'' dedi. Ev aletlerinin yaydığı elektromanyetik dalgaların etkilerini azaltmak için yapılması gerekenler hakkında da bilgi veren Kalkan, bu aletlere kullanım mesafesinden daha fazla yaklaşılmaması gerektiğine dikkati çekti. Bu aletler arasında mikrodalga fırının özel bir yeri olduğunu ifade eden Kalkan, mikrodalga fırının yaydığı frekansın cep telefonlarına çok yakın, wi-fi modemlerle ise aynı olduğunu belirtti. Kalkan, mikrodalga fırınların 500-1000 watt güç ile çalışırken modem ve cep telefonlarının miliwatt seviyesinde çalıştığını belirtti. Mikrodalga fırınların, çalışırken dışarıya çok zayıf da olsa elektromanyetik ışıma sızdığını anlatan Kalkan, ''Mikrodalga, yiyeceğin içindeki suyu her tarafından birden ısıtır ve sadece ısıtır bu kadar. Yiyeceğe zararlı etki yapmaz. Mikrodalga fırın çalışırken fırına bir adım mesafede durulması gerekir'' dedi.
Türkiye'deki baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların etkilerine de değinen Kalkan, bu konuda sınır değerleri aşan bir duruma şu ana kadar rastlamadığını kaydetti. Yalnızca hastaneler için izin verilen sınırın, 10 volt/metre olan Türkiye standartlarından çok daha düşük olduğunu dile getiren Kalkan, hastanelerdeki sınır değerlerin 3 volt/metre olduğunu bildirdi. Hastanelerde sınır değerlerin düşük tutulmasının, hastanede kullanılan elektronik cihazlardan kaynaklandığını anlatan Kalkan, ''Çok hassas elektronik cihazlar var. Bunlar dış alanlardan olumsuz etkilenebilir ve tedavide aksamalara neden olabilir. Hayati bir tehlike yaratabilir. Bundan dolayı hastaneler 3 volt/metredir'' diye konuştu. Görev yaptığı Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin bu konuyla ilgili alan haritasını da çıkarttığını belirten Kalkan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Hiçbir yerde olumsuz bir şey bulamadım. Türkiye genelinde yaptığım ölçümlerde limit değerleri aşan baz istasyonu görmedim. Zaman zaman şikayet geliyor. Ne yapıyor (vatandaş)? Gidiyor, dava açıyor. Gidiyoruz ölçüyoruz. Ben de gittim defalarca. Elektromanyetik dalgaların vücut sıcaklığını bir derece artırarak insan sağlığını olumsuz etkileyen sınır değeri 2 bin volt/metredir. Dünyada bu değer esas alınarak baz istasyonları için 40 volt/metre limit değeri belirlenmiş. Ancak Türkiye tedbiren 10 volt/metre uyguluyor. Türkiye'de sınır değer 10 volt/metre olmasına rağmen yaptığım ölçümlerde 1-2 Volt/metreyi geçeni hiçbir zaman görmedim.''