Deloitte’un yeni raporunda, Türkiye’deki tüketicilerin elektrikli araçlara ilgisinin, Avrupalılara oranla yüksek olduğu ortaya çıktı.
Deloitte tarafından Türkiye’deki tüketicilerin elektrikli araçlardan beklentilerini anlamak üzere gerçekleştirdiği anket çalışmasının sonuçlarını ortaya koyan “Elektrikli araçlar yolda... Dönüşüme hazır mısınız?” başlıklı rapor yayınlandı.
Türkiye, Almanya, Belçika, Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya’da yapılan online araştırmaya dayanan rapora göre, Türkiye’deki katılımcılar elektrikli araçlara, Avrupalı tüketicilere oranla çok daha fazla ilgi gösteriyor. Türk tüketicilerin bu araçlar hakkındaki farkındalığı her geçen gün artmasına rağmen henüz bilgi seviyelerini düşük olarak nitelendirmeleri dikkati çekiyor. Araştırmanın diğer dikkat çekici sonucu da tüketicilerin elektrikli araçlardan beklentilerinin en üst seviyede olması.
Tüketicilerin elektrikli araç satın alma kararı vermesini, içten yanmalı motorlu araçlardan da beklenen güvenilirlik, emniyet ve toplam kalite faktörlerinin yanı sıra sürüş menzili ve şarj süresi gibi performans faktörleri ile satın alma fiyatı, enerji tüketim, bakım ve tamir gibi toplam kullanım maliyetleri ve çevresel faktörlerin etkilediği görülüyor.
Rapora göre, tüketicilerin elektrikli araçlardan beklentileri "Sürüş Menzili", "Şarj Süresi ve Altyapısı" ile "Fiyat ve Toplam Maliyet" olarak üç ana başlık altında toplandı.
Sürüş Menzili konusunda, Türkiye’deki tüketicilerin hafta içi ve hafta sonu günlük sürüş dinamikleri dikkate alındığında, elektrikli araçların neredeyse tamamının sunduğu 120 kilometrelik sürüş menzili tüketicilerin kullanım ihtiyaçları açısından yeterli olmasına rağmen, tüketicilerin yüzde 80’i tarafından elektrikli araç satın almayı değerlendirmek için 120 kilometre ve altındaki sürüş menzilinin yeterli bulunmuyor.
Şarj Süresi ve Altyapısında ise hızlı şarj, Avrupa’lı tüketiciler tarafından kritik olarak görülmesine rağmen, Türkiye’deki tüketiciler uzun süreli şarj opsiyonuna daha sıcak yaklaşıyor. Uzun süreli şarj için evde şarj, tüketiciler tarafından en çok kabul gören opsiyon olarak dikkati çekerken iş yerinde şarj opsiyonunun, en düşük ilgiyi görmesi planlı enerji tedarik alışkanlıkları konusunda tüketicilerin bilgi ve farkındalık seviyesinin düşük olduğunu ortaya çıkartıyor.
Fiyat ve Toplam Maliyet açısından Türkiye’deki tüketiciler, Avrupa ortalamalarına paralel olarak elektrikli araçlara, içten yanmalı motorlu araçlara oranla daha fazla ücret ödemek istemiyor. Benzin fiyatlarının trendi ve içten yanmalı motorların yakıt tüketim verimliliği ise elektrikli araçların yaygınlaşması için belirleyici faktörler olarak öne çıkıyor. Raporda, Türkiye’deki tüketicilerin elektrikli araçlara yüksek oranda ilgi göstermelerine rağmen, elektrikli araçların yaygınlaşması, tüketicilerin bilgi ve farkındalık seviyelerinin arttırılması ve tüketici kaygılarını giderecek aksiyonların hayata geçirilebilmesi ile mümkün olacağı öngörülüyor.
Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Güneş Süsler, tüketicilerin elektrikli araçlara yüksek ilgisinin dikkate alındığında, çevre dostu elektrikli araçların geleceğinin parlak olduğunun görüldüğünü savundu. Bu araçların yaygınlaşmasının önünde çeşitli engellerin de bulunduğuna işaret eden Süsler, "Tüketicilerin performans ve fiyat beklentileri, sürüş menzili, şarj altyapısı ve toplam maliyet konularındaki kaygıların giderilmesi ve eş zamanlı olarak tüketici bilgi seviyesi ve farkındalığının geliştirilmesi yaygınlaşma açısından kritik" değerlendirmesinde bulundu.(ANKA)
Deloitte tarafından Türkiye’deki tüketicilerin elektrikli araçlardan beklentilerini anlamak üzere gerçekleştirdiği anket çalışmasının sonuçlarını ortaya koyan “Elektrikli araçlar yolda... Dönüşüme hazır mısınız?” başlıklı rapor yayınlandı.
Türkiye, Almanya, Belçika, Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya’da yapılan online araştırmaya dayanan rapora göre, Türkiye’deki katılımcılar elektrikli araçlara, Avrupalı tüketicilere oranla çok daha fazla ilgi gösteriyor. Türk tüketicilerin bu araçlar hakkındaki farkındalığı her geçen gün artmasına rağmen henüz bilgi seviyelerini düşük olarak nitelendirmeleri dikkati çekiyor. Araştırmanın diğer dikkat çekici sonucu da tüketicilerin elektrikli araçlardan beklentilerinin en üst seviyede olması.
Tüketicilerin elektrikli araç satın alma kararı vermesini, içten yanmalı motorlu araçlardan da beklenen güvenilirlik, emniyet ve toplam kalite faktörlerinin yanı sıra sürüş menzili ve şarj süresi gibi performans faktörleri ile satın alma fiyatı, enerji tüketim, bakım ve tamir gibi toplam kullanım maliyetleri ve çevresel faktörlerin etkilediği görülüyor.
Rapora göre, tüketicilerin elektrikli araçlardan beklentileri "Sürüş Menzili", "Şarj Süresi ve Altyapısı" ile "Fiyat ve Toplam Maliyet" olarak üç ana başlık altında toplandı.
Sürüş Menzili konusunda, Türkiye’deki tüketicilerin hafta içi ve hafta sonu günlük sürüş dinamikleri dikkate alındığında, elektrikli araçların neredeyse tamamının sunduğu 120 kilometrelik sürüş menzili tüketicilerin kullanım ihtiyaçları açısından yeterli olmasına rağmen, tüketicilerin yüzde 80’i tarafından elektrikli araç satın almayı değerlendirmek için 120 kilometre ve altındaki sürüş menzilinin yeterli bulunmuyor.
Şarj Süresi ve Altyapısında ise hızlı şarj, Avrupa’lı tüketiciler tarafından kritik olarak görülmesine rağmen, Türkiye’deki tüketiciler uzun süreli şarj opsiyonuna daha sıcak yaklaşıyor. Uzun süreli şarj için evde şarj, tüketiciler tarafından en çok kabul gören opsiyon olarak dikkati çekerken iş yerinde şarj opsiyonunun, en düşük ilgiyi görmesi planlı enerji tedarik alışkanlıkları konusunda tüketicilerin bilgi ve farkındalık seviyesinin düşük olduğunu ortaya çıkartıyor.
Fiyat ve Toplam Maliyet açısından Türkiye’deki tüketiciler, Avrupa ortalamalarına paralel olarak elektrikli araçlara, içten yanmalı motorlu araçlara oranla daha fazla ücret ödemek istemiyor. Benzin fiyatlarının trendi ve içten yanmalı motorların yakıt tüketim verimliliği ise elektrikli araçların yaygınlaşması için belirleyici faktörler olarak öne çıkıyor. Raporda, Türkiye’deki tüketicilerin elektrikli araçlara yüksek oranda ilgi göstermelerine rağmen, elektrikli araçların yaygınlaşması, tüketicilerin bilgi ve farkındalık seviyelerinin arttırılması ve tüketici kaygılarını giderecek aksiyonların hayata geçirilebilmesi ile mümkün olacağı öngörülüyor.
Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Güneş Süsler, tüketicilerin elektrikli araçlara yüksek ilgisinin dikkate alındığında, çevre dostu elektrikli araçların geleceğinin parlak olduğunun görüldüğünü savundu. Bu araçların yaygınlaşmasının önünde çeşitli engellerin de bulunduğuna işaret eden Süsler, "Tüketicilerin performans ve fiyat beklentileri, sürüş menzili, şarj altyapısı ve toplam maliyet konularındaki kaygıların giderilmesi ve eş zamanlı olarak tüketici bilgi seviyesi ve farkındalığının geliştirilmesi yaygınlaşma açısından kritik" değerlendirmesinde bulundu.(ANKA)