Dünyada yılda bir milyon kişi antibiyotiğe karşı 'dirençli' bakteriler nedeniyle hayatını kaybediyor. Uzmanlar ise bilinçsiz antibiyotik kullanımının arttığına ve bu nedenle önümüzdeki yıllarda 'bazı basit enfeksiyon hastalıklarının bile ölümle sonuçlanabileceğini söylüyor.
Antibiyotik faydası kadar, yan etkisi ve zararları bakımından da tartışılıyor. Zira, Türkiye'de ve tüm dünyada 'antibiyotik direnci' tehlikesi büyüyor. Bilinçsiz kullanılan antibiyotiklere karşı bakterilerinin direnç oluşturduğunu ve dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıkların daha ölümcül seyrettiğinin altı çizilirken, her yıl dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlardan dolayı 1 milyona yakın insan hayatını kaybediyor. Bu direnç oranı devam ederse 2050 yılında ölümlerin 10 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar ise mevcut antibiyotiklerin yetersiz kalması ve yeni antibiyotiklerin kullanıma girmemesi nedeniyle 'bazı basit enfeksiyon hastalıklarının bile tedavi edilemeyeceği ve ölümle sonuçlanabileceği' endişesini taşıyor.
Soğuk algınlığı ve gripte 'antibiyotik' faydasız: Ne zaman antibiyotik kullanmalı?
Enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan antibiyotiklerin 'bilinçsiz' kullanımının zararlarına dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, bakterilere karşı etkili olan antibiyotiklerin virüslerin neden olduğu hastalıklarda etkisiz olduğunun bir kez daha altını çizerek şunları söyledi:
“Başlıca soğuk algınlığı ve grip gibi etkeni virüsler olan hastalıklarda alınan antibiyotiğin hastaya hiçbir faydası yoktur. Hatta bu tür enfeksiyonlarda antibiyotik almak dirençli bakteri gelişme riskini artırır. Son yıllarda dünyada milyonlarca ölüme neden olan Kovid-19 hastalığı da bir virüs hastalığıdır ve üzerine ikincil bakteriyel enfeksiyon eklenmemişse, tedavide antibiyotik verilmemelidir. Maalesef ülkemiz antibiyotiklerin uygunsuz kullanımında OECD ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almakta."
Ateş düşürücü olarak kullanmayın
"Ateşim var ne yapmalıyım" diyenlerin bilinçsiz şekilde antibiyotiğe sarılmaması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Sünbül, “Sonbahar ve kış aylarında görülen ve mevsimsel viral üst solunum yolu hastalıklarında antibiyotikler gereksiz olarak sık kullanılmakta, bazen ise tek doz olarak alınmaktadır. Ateş düşürücü amaçla antibiyotikler asla kullanılmamalıdır. Bazı özel durumlar dışında ise tek doz antibiyotik kullanmanın hiçbir yararı yoktur. Antibiyotiklerin bu şekilde alınmaları, hastalık yapan bakterilere karşı savaşan vücudun doğal koruyucu florasının ölmesine neden olmakta, ayrıca daha dirençli bakterilerin yerleşmesine yol açmaktadır. Sık yapılan bir diğer yanlış ise ‘bir antibiyotik alalım, şikâyetler geçmezse doktora muayene oluruz' düşüncesidir. Bu yaklaşım ise hastalığın ilerlemesine neden olabilir. Antibiyotikler doktor muayenesi ve reçetesiyle alınmalıdır” açıklamasında bulundu.
'Böyle giderse basit enfeksiyon hastalıkları bile ölümle sonuçlanacak'
Prof. Dr. Sünbül bakterilerin zamanla bir çok antibiyotiğe karşı direnç geliştirdiğini dile getirirken, bunun altında antibiyotiklerin gereksiz kullanımı ve aşırı antibiyotik tüketiminin yattığını işaret etti. Prof. Dr. Sünbül sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklar daha ölümcül seyretmektedir. Her yıl dünyada dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlardan 1 milyona yakın kişi hayatını kaybetmektedir. Eğer direnç oranı bu hızla devam ederse 2050 yılında ölümlerin 10 milyonu bulacağı tahmin edilmektedir. Bir diğer sorun ise son yıllarda piyasaya verilen yeni antibiyotik sayısındaki azalmadır. Çünkü antibiyotiklerin geliştirilmesi, uzun bir süreç gerektirmekte ve yüksek maliyetlere neden olmaktadır. Ek olarak, gelişen direnç nedeniyle bu tür ilaçlar endüstri için tercih edilebilir olmaktan çıkmaktadır. Bu nedenle mevcut antibiyotikleri yerinde ve akılcı kullanmak çok daha önemli hale gelmiştir. Mevcut antibiyotiklerin tedavide etkisiz kalması ve yeni antibiyotiklerin klinik kullanıma girmemesi tıp otoritelerini endişelendirmektir. Böyle bir durumda basit enfeksiyon hastalıkları bile tedavi edilemeyecek ve ölümle sonlanacaktır.”
Hem insan hem hayvan hem de çevre sağlığını tehdit ediyor
18-24 Kasım arasında kutlanan 'Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası'nda enfeksiyon direncine bir kez daha dikkat çekmek istediklerini söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Antibiyotiğe dirençli mikroorganizmalar toplumda, sağlık kurumlarında ve çevrede (toprak ve su da dahil olmak üzere) çeşitli ortamlara hızla yayılabilir. Bu nedenle antibiyotik direnci insan, hayvan ve çevre sağlığını içeren ‘tek’ sağlık sorunudur.” dedi. açıklamasını yaptı.
Kovid-19, antibiyotik direncini önemli ölçüde artırdı
Son dönemlerde tedavi alanına giren yeni antibiyotiklerin sayısının oldukça az ve direnç konusundaki sorunları çözme beklentisini tam olarak karşılayamadığını aktaran Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Artık geçmişte olduğu gibi yeni bir antibiyotiğin kullanımı sonunda direnç gelişmesi ve yeni diğer bir antibiyotiğin tedavi alanına girmesi ve tekrar buna da direnç gelişmesi sonucu bir diğer yeni antibiyotiğin devreye girmesi dönemi kapandı. Elimizde kalan antibiyotikleri çok daha dikkatli kullanmamız yani iyi yönetmemiz gereken bir dönemdeyiz.” değerlendirmesini yaptı.
Dr. Dilek Leyla Mamçu ayrıca, KOVID-19 pandemisi başlarında geniş spektrumlu antibiyotiklerin aşırı ve yanlış kullanımı sonucu dünya çapında antimikrobiyal direnç oranlarının önemli ölçüde arttığının düşünüldüğünü söyledi.
Bu uyarıları göz ardı etmeyin, komşunuzun verdiği antibiyotiği içmeyin
Antibiyotiğin mutlaka hekim önerisiyle kullanılması gerektiğini vurgulayan Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Fatma Bozkurt da antibiyotik kullanırken dikkat edilmesi gereken noktaları sıraladı:
“Hekim olmayan, hastalığına iyi gelen komşunun veya çevremizdeki bireylerin önerdiği antibiyotikleri kullanmayalım çünkü her hastalığın semptom ve bulguları her bireyde farklı seyredebilir. Ateşimizi düşürmek veya ağrımızı kesmesi amacıyla evde var olan antibiyotikleri kullanmayalım. Çünkü antibiyotiklerin ateş düşürücü veya ağrı kesici özelliği yoktur. Bu şekilde kullanılması bağırsağımızda var olan koruyucu florayı bozarak dirençli bakterilerin floramıza yerleşmesine yol açar.
Böylece tedavisi zor olan dirençli bakteriyel enfeksiyonlar ile karşı karşıya kalabiliriz. Antibiyotikleri hekimin önerdiği dozda, doz aralığında ve sürede almalıyız. Aksi takdirde infeksiyona yanıt alamayabilir veya kısa bir süre sonra re-enfeksiyon ile karşı karşıya kalabiliriz. Ayrıca antibiyotiklerin uygun koşullarda muhafaza edilmesi ve son kullanma tarihine dikkat edilmeli aksi takdirde ilaç reaksiyonları ile karşı karşıya kalmamıza yol açabilir.”