40 milyon zamla, sefalete devam

Eğitim Sen başkanı Mehmet Bozgeyik, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki gün insan hakları danışma kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetimiz, ekonomik ve sosyal kalkınma da toplumla birlikte düşünmeyi ve birlikte karar almayı esas almıştır. Bu anlamda bütün dikkatimizle toplumun sesine kulak veriyoruz dediğini hatırlatarak, “Başbakan’ın yaptıkları söyledikleri ile uyuşmuyor. Başbakan toplumun sesine kulak vereceğiz diyor ama 2 milyon kamu emekçisine ve milyonlarca emekliyi ilgilendiren zam konusunda emek örgütlerinin görüşlerini almaya zahmet etmiyor. Hükümet sendikaları değil IMF müfettişlerinin söylediklerine kulak veriyor” diye konuştu.

Açlığa devam

Toplu görüşme süresince kamu emekçileri, sendikaların talepleri dikkate alınmadan yapılan brüt 60 milyonluk zammı emekçilerin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu söyleyen Bozgeyik, “Kamu emekçilerinin ücretleri son bir yılda %18 eridi. 650.000 kamu emekçisi 452 milyon olan açlık sınırının altında ücret alıyor. Üstelik brüt 60 milyonluk zammın neti 40 milyon TL’ye gelmektedir. 40 milyon bir milletvekilinin öğle yemeğine verdiği paradır. IMF’nin direktiflerini harfiyen yerine getiren hükümet, çalışanına bir milletvekilinin öğle yemeği kadar zammı reva görmektedir. 40 milyon, günde 1 milyon TL zam demektir ve bununla ancak dört simit alınabilir. Siyasi iktidar, açlık sınırında ücret alan kamu emekçilerine ve emekçilere dört simit daha al, açlığa devam et demektedir” şeklinde açıklamada bulundu.

40 milyonluk sadaka

Siyasi iktidarın, enflasyonun fazla yüksek olmadığını hatta eksiye geçtiğini iddia ettiğini söyleyen Mehmet Bozgeyik, şunları söyledi: “Çarşıda, pazarda ücret artışlar devam ediyor. Verilen 40 milyonluk sadaka zam ile ne pazarda filelerimiz dolacak ne çocuğumuzun ailemizin ihtiyaçları karşılanabilecektir. Hükümet, emekçilerin ücretlerine zam yapılması gündeme geldiğinde kaynak yok demektedir. Özelleştirmelerden ve orman alanlarının satılmasından gelecek paranın emeklilere yapılacak zam için harcanacağını iddia etmektedir. Yani siyasi iktidar emekçileri ya 40 katır, ya da 40 satır diye tehdit etmektedir. Bize kamu mallarının, oran ve SİT alanlarının talan edilmesine ses çıkarmayın denmektedir.”

Sıra emekçiye gelince kaynak

yok bundan söz ediliyor

Bozgeyik, bütçenin büyük bir kısmını yiyen faiz giderleri için, silahlanma için, hortumlanan bankaları kurtarmak için kaynak bulunduğunu, sıra kamu emekçilerine geldiğinde kaynak yokluğundan söz edildiğini vurgularken, “Biz toplumsal değerimiz olan kitlerin, orman ve SİT alanlarının haraç mezat satılmasına dün olduğu gibi bugün de karşıyız. Kaynak yok diyenlere sesleniyoruz. Kamuyu talan etme planları yapacağınıza banka hortumlamalarına son verin. Bütçe de ne büyük payı ayırdığınız iç ve borç faizlerin küçük bir kısmını erteleseniz emekçilere yapılacak zam için yeterli kaynak sağlayabilirsiniz. Nüfusun %20’si toplumsal gelirin ancak %4.9’unu alırken en zengin %20Lik bölüm yarısına eğer konulmaktadır. Yani 15 milyon insan açlıkla boğuşuyorken bir avuç rantiyeciye sefahat hayatı yaşatmaktadır. Bu gelir adaletsizliğini düzeltecek adımları atın ve bütçede personele, eğitime sağlığa ayırdığınız payları arttırın” dedi.

Biz hortumcu değiliz

Kamu emekçilerinin, açlık ve yoksulluk anlamına gelen bu zammı kabul etmeyeceğini ifade eden Bozgeyik, “Biz soyguncu değiliz, rantiyeci değiliz. Sadaka değil, emeğimizin ve alın terimizin karşılığını istiyoruz. Hükümet, IMF’ye verdiği sözler nedeniyle kamu emekçilerini mağdur etmekten vazgeçmelidir. Sendikalarla toplu görüşmeye oturmalı, kamu emekçilerinin kaybını karşılayacak ve insanca yaşam standardını sağlayacak bir zam için görüşmelere başlamalıdır” diye konuştu.