Türkiye'nin iç borç ve dış ticaret cari açığının giderek büyümesinin çok ürkütücü olduğunu dile getiren Tek Gıda İş Sendikası Şube Başkanı İzzet Özcan, "Türkiye'de insanların yaşam standardı mı yükseldi, üretim mi arttı, işsizlik mi azaldı, elbette hayır. Tam tersine insanların hayat standardı düşüyor, işsizlik artıyor, açlık ve yoksulluk sınırı giderek derinleşiyor. Buna rağmen birileri bu ülkede ekonominin iyiye gittiğini aç ve açıkta kalan halka kabul ettirmeye çalışıyor. Gerçeklerin halktan, saklanması ve insanların yanlış bilgilendirilmesi son derece talihsiz bir politika" dedi.
İşçiler aç, işveren borçlu
Gaziantep genelinde gıda üreten fabrikaların büyük bölümünün kapasitesinin altında çalıştığını, buna rağmen işçi çıkardıklarını belirten Özcan, "Yıllardır sanayicinin, işçinin emeğinin karşılığını ödemediğini, SSK primlerini düzenli yatırmadığını söyler dururdur. Söylediklerimizin arkasında halen duruyoruz. İşini layıkıyla yapan işçisinin alın teri kurumadan ücretini ödeyen sanayiciler var" dedi.
Özcan, "Ancak bunların yanında işçiyi sömüren ciddi bir kesim de var. Tüm bunlara rağmen biz olaylara sanayicinin penceresinden de bakıyoruz. Çok nesnel bir bakış açısı oluşturduğumuzda sanayicilerin de çok iyi durumda olmadığıyla karşılaşıyoruz. Trilyonların bağlandığı bir tesis kapasitesinin yarısı kadar bile üretim yapamıyorsa, işçilerinin SSK priminin borcunu ödeyemiyorsa, vergilerini ödeyemiyorsa burada karlılıktan söz edilebilir mi? Biz biliyoruz ki firmaların büyük bölümünün vergi borçları ve işçilerinin SSK pirim borçları duruyor. Bir de bankaların bunlara verdiği kredileri geri aldığını düşünseniz ortada ne fabrika kalır ne de işletme. Oysa bu şartlarda olan yüzlerce işyeri var" şeklinde açıklama yaptı.
Kalkınıyoruz da neden çocuklarımız sokakta?
İşçileri aç ve işvereni gırtlağına kadar borç batağında olan bir ülkede sürekli ekonomik iyileşmeden söz edilmesinin toplumla alay etmek anlamına geldiğini ve hükümetin borçlu medyayı yanına alarak halkı kandırdığını belirten Özcan, "Hükümet, ekonomiye IMF'ye, siyaseti de AB'ye teslim etmiş, kendisi de insanlarını oyalamakla zaman geçiriyor. Halkına açlık sınırının altında bir ücreti reva gören, üreticisinin önünü kesmek için sınırsız ithalatı dayayan bir hükümet nasıl ekonomik iyileşmeden söz eder, anlamak mümkün değil. Hadi her şeye rağmen toplum olarak ekonomi iyiye gidiyor da biz yanılıyoruz diyelim. O zaman neden kalkınamıyoruz? Neden borçlarımız artıyor? Neden üretim artmıyor da işsizlik ve açlık artıyor? Hadi bunları da geçelim, neden kalkınıp zenginleşiyoruz da çocuklarımızı okutamayıp, açlığa ve yoksulluğa teslim ediyoruz. Neden sokakta kalan çocuklarımız bally ve tiner bağımlısı oluyor? Neden cep telefonunu alabilmek için insanlar sokak ortasında öldürülüyor? Neden genç kızlarımız ve kadınlarımız sokak ortasında çantalarındaki üç kuruşu alınmasın için yerlerde sürükleniyor?" diye konuştu.
Özcan, AKP Hükümeti'nin toplum sorunlarına ve ülke gerçeklerine uzak, kendi hayal dünyasında başını kuma gömerek zaman geçirdiğini ifade etti.