Gaziantep Bürosu’nda görevli 300 avukatın çiçeği burnunda olan 55’i meslekte tekelleşmeden şikayetçi olduklarını ve iş yaptırabilmek için rüşvet vermekten bıktıklarını söyledi.
Gürümüzde hangi kuruma gidilirse gidilsin işlerin bir an önce yapılması için görevliye belli bir miktar para, zahmetinin karşılığı olarak veriliyor. Herhangi sözlü, yazılı bir kural olmamamsına rağmen görevlisinden, iş yaptırmak isteyen yurttaşa kadar herkes işlemlerinin hızlandırılması amacıyla hiç şikayet etmeden bu parayı veriyor. Kanunlar karşısında bunun adı rüşvet olsa dahi kimse bu düzeni değiştirmek için bir şey yapmıyor.
Bu sistem öylesine yerleşmiş ki toplumun huzurunu, düzenini, insanların haklarını korumakla görevli avukatlar dahi, müvekkillerinin hakkını savunurken, başkalarının gönlünü yapmak zorunda kalıyorlar. Yıllardan beri alışagelmiş bu düzen genç kuşak avukatlar arasında büyük tepki görüyor. Ancak hem sayı olarak, hem de karşılarına aldıkları eski kuşağın tanınmış, güçlü avukatları karşısında başarı sağlamakta güçlük çekiyorlar.
Gaziantep gibi sanayi ve ticaret alanında her gün gelişen, büyüyen bir ilde 300 avukatın fazla olmadığını, hatta kapasite olarak daha fazlasını kaldıracak durumda olduğunu belirten, ancak adlarının açıklanmasını istemeyen bir grup genç avukat, mahkeme kalemlerinde, bilirkişi incelemelerinde işlerin kısa süre içinde yapılması için para vermek zorunda kaldıkların söylüyor.
Meslekte tekelleşme olduğunu da kaybeden avukatlar, “Mesleğe yeni başlamış bir avukatın dava alabilmesi çok güç. Çünkü önünde kendini kabul ettirmiş, hatta karakolda, mahkemede çevre edinmiş avukatlar var. Böyle olunca belli davalarda bir tekelleşme yaşanıyor. Deneyimli ve tanınmış avukatın karşısında yeni avukatların hiç şansı yok. Bizler Baro’da azınlıkta kalıyoruz. Bu meslekte yer edinmek için üç-dört yıl zor şartlar altında dava almaya çalışıyoruz. Ancak aldığımız davaları kazanıp, kendimizi kanıtladıktan sonra müşterinin bize gelmesi daha kolay oluyor. Ne pahasına olursa olsun, tekelleşme önlenmeli ve rüşvetin önü alınmalıdır” dediler.Tekelleşmenin yanında en önemli sorunun davalarla ilgili araştırma yaparken, mahkeme kalemlerinde yazı alırken para vermek zorunda kalmalarından kaynaklandığını kaydeden aynı avukat, genç avukatların bu sistemi kırmak için mücadele verdiğini, ancak başarılı olamadıklarını ifade ediyor.
Gürümüzde hangi kuruma gidilirse gidilsin işlerin bir an önce yapılması için görevliye belli bir miktar para, zahmetinin karşılığı olarak veriliyor. Herhangi sözlü, yazılı bir kural olmamamsına rağmen görevlisinden, iş yaptırmak isteyen yurttaşa kadar herkes işlemlerinin hızlandırılması amacıyla hiç şikayet etmeden bu parayı veriyor. Kanunlar karşısında bunun adı rüşvet olsa dahi kimse bu düzeni değiştirmek için bir şey yapmıyor.
Bu sistem öylesine yerleşmiş ki toplumun huzurunu, düzenini, insanların haklarını korumakla görevli avukatlar dahi, müvekkillerinin hakkını savunurken, başkalarının gönlünü yapmak zorunda kalıyorlar. Yıllardan beri alışagelmiş bu düzen genç kuşak avukatlar arasında büyük tepki görüyor. Ancak hem sayı olarak, hem de karşılarına aldıkları eski kuşağın tanınmış, güçlü avukatları karşısında başarı sağlamakta güçlük çekiyorlar.
Gaziantep gibi sanayi ve ticaret alanında her gün gelişen, büyüyen bir ilde 300 avukatın fazla olmadığını, hatta kapasite olarak daha fazlasını kaldıracak durumda olduğunu belirten, ancak adlarının açıklanmasını istemeyen bir grup genç avukat, mahkeme kalemlerinde, bilirkişi incelemelerinde işlerin kısa süre içinde yapılması için para vermek zorunda kaldıkların söylüyor.
Meslekte tekelleşme olduğunu da kaybeden avukatlar, “Mesleğe yeni başlamış bir avukatın dava alabilmesi çok güç. Çünkü önünde kendini kabul ettirmiş, hatta karakolda, mahkemede çevre edinmiş avukatlar var. Böyle olunca belli davalarda bir tekelleşme yaşanıyor. Deneyimli ve tanınmış avukatın karşısında yeni avukatların hiç şansı yok. Bizler Baro’da azınlıkta kalıyoruz. Bu meslekte yer edinmek için üç-dört yıl zor şartlar altında dava almaya çalışıyoruz. Ancak aldığımız davaları kazanıp, kendimizi kanıtladıktan sonra müşterinin bize gelmesi daha kolay oluyor. Ne pahasına olursa olsun, tekelleşme önlenmeli ve rüşvetin önü alınmalıdır” dediler.Tekelleşmenin yanında en önemli sorunun davalarla ilgili araştırma yaparken, mahkeme kalemlerinde yazı alırken para vermek zorunda kalmalarından kaynaklandığını kaydeden aynı avukat, genç avukatların bu sistemi kırmak için mücadele verdiğini, ancak başarılı olamadıklarını ifade ediyor.
RSS