Toplumun yüzde 12’sinin engelli olmasına rağmen, kent alt-yapısı ve imarın engellilerin göz ardı edilerek planlandığını söyleyen Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Akif Güleç, “Toplumun engellileri, yaşlıları yokmuş da tüm insanlar 20-25 yaşındaymış gibi kent alt yapısı ve iman oluşturuluyor” dedi.
Engellilere engel konuluyor
Çevre düzenlemesi ve binalar yapılırken engellilerin de kullanacağının göz önünde bulundurulmasının çok önemli olduğunu, çünkü engellilerin azımsanmayacak boyutta olduğunu belirten Güleç, “Dünya Sağlık Örgütü’nün istatistiklerine göre yüzde 10, ülkemizde en son yapılan bir araştırmaya göre de yüzde 12 oranında özürlü vatandaş olduğu tespit edilmiştir. Bizim gibi toplumlarda çeşitli nedenlerden dolayı engelli sayısı fazla olmasına rağmen engelliler düşünülmeden kent alt yapısı oluşturuluyor” diye konuştu.
Gelişmiş ülkelerde engelliler unutulmaz
“Çağdaş dünyada sosyal çevrenin özürlü vatandaşlarımıza göre düzenlenmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir” diyen Güleç, “Kentin cadde ve sokakları engelliler düşünülmeden oluşturulduğu için özürlüler evleri ne hapsolmuş bir vaziyette. Onlara bakan kişilere hem maddi hem de manevi yük al tında. İşin çok daha önemlisi büyük bir çoğunluğunun üretime katkısı yok .Bu hem memleketimiz açısından bir kayıp, hem de bu özürlü vatandaşlarımızın ruh sağlığı açısından üzücü bir durum, hem de onlara bakan kişilerin ruh ve beden sağlığı açısından büyük bir handikaptır” şeklinde açıklama yaptı.
Yaşlı insanlar da engelli sayılır
Gelişmiş ülkelerde- çevre düzenlemesinden toplu taşıma araçlarına kadar her konuda özürlülerin de bulunduğunun dikkate alındığını, oysa ülkemizde aksi bir durum yaşandığını belirten Güleç sözlerine şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkelerde durum bunun tersine, zaman zaman yurt dışına gittiğimizde görüyoruz ki bütün kaldırımlar ve binalar, özürlü vatandaşlar düşünülerek düzenlenmiş. Bu düzenlemeler de çok büyük masraf gerektirmeden gerçekleştirilecek işler. Sağlıklı bir çevrenin özürlü vatandaşlara göre düzenlenmesiyle, istifade edebilecek çok daha büyük bir kitle var. Çocuklarını el arabalarında gezdiren, apartmanlara sokan çıkaran çocuklu anneler. Yaşlı insanlarımız. Artık yaşam süresi Avrupa’daki gibi kadınlarda 87 erkeklerde 80’e doğru hızla yükseliyor. Dolayısıyla bu yaşlı insanlarımız için de basamaklar, apartmanlara giriş çıkıştaki merdivenler büyük engel” diye konuştu.
Son yıllarda yapılan binalar özürlülere tümden kapalı
Son yıllarda yapılan binaların, daha önceki binalardan çok daha engellilerin aleyhine olduğunu, kat çıkmadan binalara girmenin neredeyse mümkün olmadığına dikkat çeken Güleç, “Engellilerin giderek önemsenmesi gerekirken, beni asıl üzen son 9-10 yıl içerisinde yapılan binalarda, hem de çok lüks ve modern binalarda engelliler için kolaylık yerine zorluklar gerçekleşiyor olması. Bakın, kaldırımdan ilk önce bir kaç basamak çıkıyorsunuz, apartmanın önündeki sahanlığa geliyorsunuz. Buradan da bir iki basamak daha çıkıp apartman kapısından içeriye posta kutularının olduğu yere giriyorsunuz. Posta kutularının olduğu yerden de yarım kat çıkıp asansöre varabiliyorsunuz. Şimdi tekerlekli sandaylede olan bir hasta için buraları geçmek imkansız. En azından iki-üç kişinin kendisine yardımcı olması lazım” şeklinde açıklama yaptı.
Alt yapısı olmayan kentlerde engelliler üretime katılamaz
Güleç, çevre düzenlemesinde toplumda engelli vatandaşların da olduğu bilinciyle hareket et menin toplu taşıma araçlarını da harakete geçireceği, küçük düzenlemeyle engellilerin toplumun her alanında daha rahat etmesinin sağlanabileceğine dikkat çekerken, “Engellilerin üretime katılabilmesi ve sosyalleşebilmesi için kent ve ülke alt yapısı çok önemlidir” dedi.