ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Türkiye, dış politikada sıkıştı ve sınıfta kaldı

Türkiye, dış politikada sıkıştı ve sınıfta kaldı
YAYINLAMA: 23 Şubat 2022 / 14.06
GÜNCELLEME: 23 Şubat 2022 / 14.06
Türkiye’nin dış politikada duruşunun doğru olmadığını, sınıfta kaldığını ve sıkıştığını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan, içte ve dışta tutarlı politika izlenmediğini, bunun siyasetin avare insanların elinde kalmasından ileri geldiğini belirtti.

Her alanda yetişmiş insanların mutlaka siyasete girmesi gerektiğini vurgulayan Doğan, Kopenhag kriterleri yerine getirilmeden Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesinin imkansız olduğuna dikkat çekti.

Doğan, herkese gönderme yaptı

Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan siyasetle ilgili uzun süren sessizliğini bozdu. Doğan hafta sonu yapılan Serbest Muhasebeciler Odası’nın mali genel kurulunda hükümete, eski partisi CHP’ye ve siyaseti rant aracı olarak görenlere, yetişmiş ancak nemelazımcı kesimlere gönderme yaptı. Son günlerde yeniden CHP’ye döneceği yolundaki haberlerden sonra parti içerisinde de yeni kulislerin oluşmasına neden olan Doğan, hükümetin izlediği dış politikayı yerden yere vurdu.

 Türkiye dış politikada geldiği noktada sıkışmış durumdadır

“Türkiye dış politikada sınıfta kalmıştır” diyen Doğan, hükümetin Irak politikasını da eleştirerek, “dış politikada duruş doğru değildir. Hani sizin kırmızı çizgileriniz vardı ne oldu? 500 kişilik Polonya ordusu, gel benim emrimde savaş diyor. Kim yaptı bunları? Kim yaptıysa yanlış yaptı. Türkiye’yi bir duruş gösterebilseydi, bunlar olmazdı. Bizim savaşa girme durumumuz zaten söz konusu değildi. Ama bugün Türkiye dış politikada geldiği noktada sıkışmış durumda. Avrupa’nın bazı kesimlerinin size güler yüz imajı vermesi espriden öteye değildir. İngiltere Eurovision yarışmasında sıfır puan aldı, Türkiye’nin birinci olmasını Irak politikasının sonucuna bağlamak abestir. Onun için Türkiye içte ve dışta geleceği yakışır bir politik anlayış sergilemenizdir. Buda herkesin doğru dürüst siyaset yapmasına bağlıdır” dedi.

Siyaset avare, boşta gezenlerin elinde kaldı

Türkiye’de siyasetin boşta gezenlerin, avarelerin işi olduğunu ifade eden Doğan, “Türkiye’de siyaset ehil ellerde değil. Ehil ellerde olsa siyasete kalite gelir, daha sağlıklı politikalar ortaya konur. Ama yetişmiş insanlar siyaset yapmazsa, 36 partilinin güdümüne giren bir siyasi parti anlayış olursa, partilerde demokrasi olmazsa, başarılı olmak elbette mümkün değil. Türkiye’de siyaset genellikle avarelerin, boşta gezenlerin elinde kaldı” dedi.

Doğan, “Bunun için yapılması gereken yetişmiş insan, eğitimci, Sağlıkçı, avukat, yetişmiş işçi siyaset yapmalı. İşte o zaman siyasetteki boşluklar dolar” şeklinde konuştu.

Üçüncü dünya ülkesi olmaya özenmemeliyiz

Türkiye’nin yapması gereken en önemli reformun Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi olduğunu söyleyen Doğan sözlerine şöyle devam etti: “Eğer bir kriterler yerine getirilmezse Avrupa Birliği üyeliği sürecinde başarılı olmak mümkün değil. Avrupa birliği ülkeleri bize zorluyor, bize şöyle bakıyorlar, şeklindeki iddialar doğru değil. Getirilen değerlerle bakıldığında daha çok üretim, demokrasi, eğitim ve daha çok iyi paylaşım söz konusu. O halde bunlar bizim insanımızın hak ettiği derlerse başkasının ne söylediği bizi ilgilendirmemeli. Biz önce kendi işimize ve dersimize bakmalıyız. Türkiye bunu yapmazsa gelecekteki dünyada yeri tecrit olmuş, kendi dar kabuğa çekilmiş bir Arnavut ülkesi olur. Biz üçüncü dünya ülkesi olmaya özenmemeliyiz. Biz Avrupalı olmalıyız. Avrupalı olmalıyız, derken de bir kulübe girmiyoruz. Oradaki değerlerden bahsediyoruz. Bizim insanlarımız bu değerleri müstahak İse çok çaba sarf etmek gerek. Türkiye’de başarının olması ve demokrasinin eksiksiz uygulanması gerekir. Dış politikada yapılan hatalar iç politikada da yapılmamalıdır.

Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde kendisine ait çok ciddi sorunları var.”

Türkiye’de 1950’den bu yana tablo ortaya konduğunda bir takım gelişmeler olsa bile ekmek gibi büyüyen bir ülke olduğuna dikkat çeken Doğan, Türkiye’nin yufka ekmek gibi gelişen bir ülke olmadığını, bu nedenle konudaki problemler, işsizlik, sosyal adalet, eğitim, sağlıktaki problemler üst üste konduğunda, devletin Avrupa birliği sürecinde kendisine ait çok ciddi sorunları olduğunun görüleceğini açıkladı. Hantal devleti etkili devlet haline getirebilmek için kamuda reformun şart olduğunu söyleyen Doğan, kamuda ve hukukta reform olmadan Türkiye’nin sorunlarını açma şansının da bulunmadığını kaydetti.

Kamu reformu yasa tasarısı yerel yönetimlerin yetkisini artıracak

Kamu reformu yasa tasarısının meclise gelmek üzere olduğunu hatırlatan Doğan, komisyonda kendisinin de yer aldığını hatırlatarak, tasarının olduğu gibi mecliste kabul edilip kanunlaşması durumunda hantal devlet anlayışının da bir anlamda biteceğini vurguladı. Yasanın mevcut haliyle çıkması durumunda merkezi hükümetin taşla da dört bakanlığın kalacağını kaydeden Doğan, bunlar içişleri, sağlık, eğitim ve adalet bakanlığı teşkilatları. Diğer teşkilatların tüm illerde valiliklere ve yerel yönetimlere bağlanıyor. Sosyal güvenlik, spor, turizm, kültürle ilgili birimlerin tamamı yerel yönetimlere devrediliyor. Bu aslında bir noktada yetki devri gibi gözükse de, çok daha demokratik olarak içeriği doldurulmamış olsa da alınan bir mesafedir, sevinmek gerek şeklinde konuştu.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *