ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

“Yaşanabilir bir dünya için çevre korunmak zorunda”

“Yaşanabilir bir dünya için çevre korunmak zorunda”
YAYINLAMA: 09 Kasım 2023 / 16.50
GÜNCELLEME: 09 Kasım 2023 / 16.50
Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yüceer, sularımız ve topraklarımızın sürekli kirlendiğine, her yıl çok büyük miktarlarda toprağımızın erozyonla kaybedildiğine dikkat çekerken, insanların yaşanılabilir bir dünya için çevreyi korumak zorunda olduğunu hatırlattı.

Sanayileşmiş ülkelerde çevre kirliliği artıyor

Prof. Dr. Ahmet Yüceer, Gaziantep Üniversitesi Çevre Araştırma Merkezi (GÜÇAMER) tarafından düzenlenen “Çevre ve Çevre Sorunları” konulu konferansta, su, toprak ve havanın kirlendiğine, ormanlık alanların yok olduğuna ve bu durumun insan hayatı için büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.

Özellikle, sanayileşmiş ülkelerde çevre kirliliğinin çok daha tehlikeli boyutlara ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Yüceer, bir zamanlar yüzlerce balık türünün yaşadığı Baltık Denizi’nde şu anda hiçbir canlı türünün yaşamamasının tehlikenin boyutunu ortaya koyduğunu ifade etti.

Doğa insan eliyle bozuluyor

Çevre kirliliğinin, insan faaliyetleri sonucunda oluştuğuna işaret eden Prof. Dr. Yüceer, “Eğer, dünyada insan yaşamamış olsaydı, şu anda hiçbir ülkede çevre kirliliği sorunu ile karşı karşıya kalmazdık. Her şey doğal olur, dünyamız daha yaşanılabilir bir yer olurdu” diye konuştu.

Kullandığınız ürünlerin doğaya zararını göz önünde bulundurun

Her insanın çevreyi korumakla sorumlu olduğunu, özellikle insan ile cansız varlıklar arasındaki ilişkilerin çevre kirliliği ve insan sağlığı açısından belirleyici olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yüceer şöyle konuştu: “Yeryüzünde yaşayan insanlar, kullandıkları cansızların etkilerini çok iyi düşünmek zorundadır. Örneğin, evlerde kullanılan her türlü boya malzemesi insan sağlığını olumsuz yönde etkiler ve çevreyi kirletir. Ama, boya malzemesi olan kirecin evlerde kullanımının hiçbir olumsuz etkisi yoktur ve kirlilik nedeni de olamaz. Aynı şekilde, ısınmak ve enerji amacıyla kullanılan kömür, doğalgaz, fuel-oil gibi maddelerin de zararlı etkileri olduğu ve çevre kirliliğine neden olup, insan sağlığını tehdit ettiği biliniyor. Evlerde, iş yerlerinde ve sınıflarda kullanmış olduğumuz masa, sandalye ve sıralarında sağlığa olumsuz etkileri olduğu biliniyor. Bunların kullanımına dikkat etmek zorundayız. İnsanlar cansız malzemeler konusunda bilinçli olmadıkları için bugün dünyada çevre kirliliği tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyoruz”

Ülkemizin toprakları suyu ve havası sürekli kirleniyor

Sanayileşmiş Avrupa ülkelerine kıyasla Türkiye’nin çevre kirliliği konusunda çok kötü bir durumda olmadığını anlatan Prof. Dr. Yüceer, şöyle devam etti: “Çevre kirliliği konusunda gerekli duyarlılığı göstermeyen Türkiye’nin sularının, topraklarının ve denizlerinin hızla kirlendiğini, ormanlık alanlarının azaldığını görüyoruz. Örneğin, İzmir Körfezi’ndeki kirlilik çok tehlikeli boyutlara ulaştı, burada yaşayan canlılar öldü. Körfez, insan sağlığını da tehdit eder bir noktaya geldi.

Sularımız ve topraklarımız kirleniyor, her yıl çok büyük miktarlarda toprağımızı erozyon nedeniyle kaybediyoruz. Çevre konusunda, Türkiye bilinçli hareket ederse, sanayileşmiş ülkelerdeki çevre sorunları kadar büyük sorunlarla karşı karşıya kalmayabilir. Ancak bu konuda herkes üzerine düşeni yapmak zorundadır. Çevre konusunda toplumun daha fazla bilinçlenmesi ve eğitim çok önemli. Toplumsal bilinçlenme sağlanmadan, bu konuda sadece yasal düzenlemeler yaparak başarıya ulaşma şansımız yoktur”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *