Kadın hakları koruma ve geliştirme derneği, dün bildiri yayınladı:
Türk kadınına, Atatürk tarafından siyasi hakların kazandırılmasının yıldönümü dolayısıyla Gaziantep Kadın Haklarını Koruma ve Geliştirme Derneğince yayınlanan bildiride, Atatürk devrimleri ile kadınlara verilen haklardan bazılarının birçok nedenlerle özlenildiği şekilde kullanılma olanağını bulamadığını belirtmiştir.
Kadın Hakları Koruma ve Geliştirme derneğince yayınlanan bildiri aynen şöyledir: bir ülkenin uygarlık düzeyi kadının yaşantısından kolaylıkla anlaşılır. Cumhuriyet devri öncesinde kadın baskı altında ezilmekteydi. Kent kadını, eskiden beri süre gelen geleneklerin verdiği, hayatı yaşarken köylü kadını köyünde üretimle meşguldü. Ne var ki kadın istiklal savaşı yıllarında da cephaneyi sırtında ve kağnısında taşıdı. Onun da bir şeyler yapabileceği, topluma katkıda bulunabileceği ve etkin duruma gelebileceği daha iyi anlaşıldı.
Atatürk kadının istiklal savaşındaki durumu görerek siyasi, ekonomik ve sosyal bağımsızlığın, kadının tabi haklarından olduğunu savundu. Kendisi için gecesini gündüzüne katarak, ömrünü oğlu uğrunda harcayan anasına en derin saygıyı duydu. O’na ve yanısıra binlerce Türk kadınına önceleri tabii olarak verilmesi gereken, fakat bazı nedenlerle verilmeyen haklar verdi. Onu toplum içinde bulunması gereken yere getirdi.
Türk kadını bu hakların tanınmasından sonra istediği okullarda okuyor, istediği mesleği seçiyor ve oy kullanabilme olanağına kavuşuyordu.
Atatürk devrimleri ile kadına verilen bazı hakların ne yazık ki birçok nedenlerle özlenildiği şekilde kullanılma olanağı bulamamıştır. Atatürk devrimlerinin ışığı altında, Türk kadının hakları korunup geliştirilecek, ona çeşitli beceriler kazandırılmalı toplumla ilişki sağlanmalıdır. Çünkü kadının kalkınmada taşıyacağı önem büyüktür.
Devrimlerin öncüsü Atatürk’ü Türk kadınları şükranla anar eserlerini korumayı bir görev bilir.>>
Türk kadınına, Atatürk tarafından siyasi hakların kazandırılmasının yıldönümü dolayısıyla Gaziantep Kadın Haklarını Koruma ve Geliştirme Derneğince yayınlanan bildiride, Atatürk devrimleri ile kadınlara verilen haklardan bazılarının birçok nedenlerle özlenildiği şekilde kullanılma olanağını bulamadığını belirtmiştir.
Kadın Hakları Koruma ve Geliştirme derneğince yayınlanan bildiri aynen şöyledir: bir ülkenin uygarlık düzeyi kadının yaşantısından kolaylıkla anlaşılır. Cumhuriyet devri öncesinde kadın baskı altında ezilmekteydi. Kent kadını, eskiden beri süre gelen geleneklerin verdiği, hayatı yaşarken köylü kadını köyünde üretimle meşguldü. Ne var ki kadın istiklal savaşı yıllarında da cephaneyi sırtında ve kağnısında taşıdı. Onun da bir şeyler yapabileceği, topluma katkıda bulunabileceği ve etkin duruma gelebileceği daha iyi anlaşıldı.
Atatürk kadının istiklal savaşındaki durumu görerek siyasi, ekonomik ve sosyal bağımsızlığın, kadının tabi haklarından olduğunu savundu. Kendisi için gecesini gündüzüne katarak, ömrünü oğlu uğrunda harcayan anasına en derin saygıyı duydu. O’na ve yanısıra binlerce Türk kadınına önceleri tabii olarak verilmesi gereken, fakat bazı nedenlerle verilmeyen haklar verdi. Onu toplum içinde bulunması gereken yere getirdi.
Türk kadını bu hakların tanınmasından sonra istediği okullarda okuyor, istediği mesleği seçiyor ve oy kullanabilme olanağına kavuşuyordu.
Atatürk devrimleri ile kadına verilen bazı hakların ne yazık ki birçok nedenlerle özlenildiği şekilde kullanılma olanağı bulamamıştır. Atatürk devrimlerinin ışığı altında, Türk kadının hakları korunup geliştirilecek, ona çeşitli beceriler kazandırılmalı toplumla ilişki sağlanmalıdır. Çünkü kadının kalkınmada taşıyacağı önem büyüktür.
Devrimlerin öncüsü Atatürk’ü Türk kadınları şükranla anar eserlerini korumayı bir görev bilir.>>