ANASAYFA arrow right 40 Yıl Önce

Yer yokluğundan hâkim odasında duruşma yapılıyor

Yer yokluğundan hâkim odasında duruşma yapılıyor
YAYINLAMA: 07 Ocak 2025 / 16.28
GÜNCELLEME: 07 Ocak 2025 / 16.28

Baronun ve yargının sorunları:

Yer yokluğundan hâkim odasında duruşma yapılıyor

Yargı merciine daktilodan başka yenilik girmedi. Sık sık kanun değişiyor, bazen eskiye yeniden dönülüyor.

Gaziantep Barolar Birliği Başkanı Mahmut Düşün ile bugünkü yargının sorunları ve baronun eksiklikleri hakkında söyleştik.

Düşün, öncelikle Anayasada yapılan son değişikliklerle eleştiri olanaklarının çok sınırlandırıldığını ve politik görüş bildirmenin yasaklandığını belirterek dar bir çerçevede bazı sorunlara parmak basabileceğini ifade etti.

Siyasi konulara girmeden eleştiri mekanizmasının zorluğunun bilincinde olarak şunları söyledi: “Bir yılda avukatlık kanununda 4 kez değişiklik yapıldı. Yapılan anayasal değişikliklerle barolar, idarenin ve Adalet Bakanlığının gözetim ve denetimi altına alındı. Önceleri bizi Barolar Birliği denelerdi. Şimdi valinin baroyu feshetme yetkisi var. Belli sınırlar içinde hareket etmek zorundayız. Bu sınırlar içinde hareket etmeyi doğru bulmuyoruz. Ancak yasaya uymak zorunluluğunu duyuyoruz. Türkiye’de şu anda bizim öğrendiğimiz anlamda klasik demokrasi yok. Klasik demokrasi yerleştiği zaman görevimizi daha başka bir bilinçle yapacağız.”

-Sayın Düşün, bazı illerde baroların çeşitli etkinliklerde bulunduklarını gazetelerde okuyoruz, duyuyoruz. Gaziantep Barosunun ne gibi çalışmaları oluyor veya olamıyor söz edebilir misiniz?

-Bizim baronun maddi olanakları çok sınırlı.100 avukat baroya kayıtlı. Bunlardan yıllık yalnızca 6 bin lira para alabiliyoruz. Geçmişte dergi çıkarmayı düşündük, vazgeçmek zorunda kaldık. Anayasa üzerinde eleştiri getirmeyi, brifing vermeyi planladık, gerçekleştiremedik. İstanbul ve Ankara Hukuk Fakültelerinden hoca getirmeyi istiyorduk. Zamanları uygun olmadığından bize ilgi gösteremediler. Adli tatilin bitiminden sonra, hukuktaki son değişiklikler ve adliyenin sorunları için bir konferans düzenleyeceğiz. Başka şehirlerde baroları destekleyen üniversiteler var. Bizim için bu söz konusu olmadığından kamuoyuna bildiride bulunamıyoruz.

-Bize yargının sorunlarını anlatabilir misiniz?

-Türkiye'de yargı merciine 11 yıl içinde daktilo makinasından başka yenilik girmedi. 100 yıl içinde, kâtipteki değişiklik; daktilo makinasında, hakimdeki değişiklik; tahta masa yerine demir masa kullanmasında oldu. Şimdi ülkemizde 3 bin tane hâkim açığı var. O açığın kapatılamamasının nedeni hakimlik ve savcılık mesleğinin çalışma yöntemlerinin uygun olmaması ve ekonomik nedenler yüzünden cazip olmaktan çıkmasıdır. Hukukçu mezun olunca ya avukatlığı ya da serbest piyasada çalışmayı tercih etmektedir. Bu adaletin insan gücüdür. «Adalet mülkün temeli» ise hâkimde adaletin temelidir. İnsan unsuru adaletin gerçekleşmesinde en büyük öğedir. Son yasal değişikliklerle, hâkim ve savcılara Adalet Bakanlığına bağlılıklar getiren düzenlemeler getirildi. Barolar için uygulanan yöntem hâkim ve savcılar için de uygulanıyor. Bu da kadroların oluşumunda zorluklar getiriyor. Yani hâkimin bağımsızlığı zedelendi.

Gaziantep adliyesi 25 yıldır aynı binada. Aradan geçen zaman da mahkemeler 2 katına çıktı, hakimin odasında duruşma yapılır hale geldi

Gaziantep Adliyesi 25 yıldır aynı binada çalışıyor. Aradan geçen zamanda mahkemeler 2 katına çıktı. Her mahkemenin bir duruşma salonu olması gerekirken, bir salonda birkaç duruşma yapılıyor. Hatta hâkimin odasında duruşma yapılır hale geldi. Gaziantep 6. büyük şehirliğe layık bir adliye binasına kavuşturulmalıdır. Ayrıca Adalet Bakanlığından gelen, kâğıt, zarf, dosya vb. evraklar yılın ilk 6 ayında bitmekte, yılın ikinci 6 ayında bunlar vatandaşlardan temin edilmeye başlanmaktadır. Bakanlık dosya sayısını artırmalı, halkın adliyeye karşı saygınlığını korumalıdır. Kadronun bilinçli olması için ülkemiz de Adalet okulları yaygınlaştırılmalıdır. Bu okullardan yetişenler kâtip ve icra memuru kadrosuna yerleştirilmelidir. Bilinçli kadro ile çalışmak büyük yararlar getirecektir. Bir de uzun zamandır konuşulan, gerçekleştirilmesi zorunlu olan adli polis konusu vardır. Adli polis, sanığın ifadesini almak, soruşturma yapmak, ceza davasında davanın temelini araştırmak gibi yükümlülükleri üstlenmelidir. Bu işler herhangi bir polis tarafından değil de, bu konuda özellikle yetiştirilmiş, eğitilmiş kişilere yaptırılmalıdır. Böylece, adaletin gerçekleşmesinde büyük faydalar olacaktır.

Devamlı yapılan kanun değişiklikleri pek çok zorluk yaratmaktadır

Devamlı kanun değişiklikleri yapılmaktadır. Sözgelimi Hukuk Usulü mahkemeleri ve Ceza Muhakemeleri kanununda bir yıl da 2 kez değişiklik yapıldı. Değiştirilen kanunlardan yeniden eski şekline dönenler oluyor. Bu da pek çok zorluk yaratıyor. Kanunların günün koşullarına göre değiştirilmesinden yanayız. Ancak takip edilmeyecek şekle sokulmasında sakınca görüyoruz.

Adaletin paralı olmasına ilişkin görüşlerimiz şöyle: Para cezası yasada var. Basit suç ve kabahat olaylarını ceza yasası prensip itibarıyla kabul etmiştir. Devletin güvenliği ile ilgili, devletin aleyhine işlenen suçlara mevcut yasamız para cezası verilmesini kabul etmemiştir. Ancak bir kısım suçlarda hapis cezasının yanında para cezasını getirmiştir. Son getirilen değişiklikler ana prensibe uymamaktadır. (30 milyon liraya kadar olan, ithali ve ihracı serbest bırakılan, gümrük mallarının kaçakçılığını yapanlar hakkında hapis cezası uygulanmayacak, para cezası verilebilecek.)

Çocuk mahkemeleri

Çocuk mahkemeleri, Türkiye’nin sosyal denge sorunudur. Çocuklara gereken önem verilmezse onlardan iyi şeyler bekleyemeyiz. Ceza vermek sorunları çözümlemiyor. Asıl, suç oluşturacak ortam yaratılmamalıdır. Kimsesiz çocuklara önce devlet elini uzatmalıdır. Çocuk yuvaları, fakir çocukların eğitimi, suçlu çocukların ıslahı, gençliğin eğitilmesi gelecek için güvence olmalıdır. Ekonomik koşullar içerisinde suça eğilim gösteren gençleri eğiterek onları topluma kazandıran yasanın bir an önce çıkarılmasını zaruri görüyoruz.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *