Pandemi nedeniyle üç dönem sekteye uğrayan yüz yüze eğitim tüm kademelerde, ders saatleri azaltılmadan 6 Eylül’de başladı.
Okulların yüz yüze eğitim başladığı iki aylık süre içinde tamamen kapatılan okul olmadı ancak sendikaların açıklamalarına göre; sadece eylül ayında pozitif/temaslı öğretmen ve öğrenci sayısı 10 bini aştı.
Günlük vaka sayısının 20 binin üzerinde, COVID nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının ise 200’lerde seyrettiği bu süreçte gözler tekrar okullara döndü: "Okullar yeniden kapatılır mı, uzaktan eğitime geçilir mi?"
Geçtiğimiz günlerde aşılamanın azaldığını belirterek, okulların kapatılabileceği sinyalini veren Bilim Kurulu Prof. Alper Şener, "Günlük 60 bin, 70 bin vaka sayılarına sıçrama olması durumunda ise yeniden kapanma, okulların kapanması gibi tabloları gündeme gelme durumu söz konusu olabilir" dedi.
Şener’in bu açıklamasının hemen ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Okulların kapanması ihtimalinden söz eden bir habere rastladım. Haber yanlıştır. Bilim Kurulumuzun böyle bir gündemi yok” açıklamasını yaptı.
Peki okullardaki durum nedir? Kapatılan sınıf sayısı, COVID pozitif öğrenci/öğretmen/personel sayısı kaçtır? Tedbirler ne kadar uygulanıyor?
Eğitim İş Sendikası Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Orhan Yıldırım, okullardaki durumu bianet’e anlattı.
"Her gün yeni sınıflar kapatılıyor"
Yeni eğitim ve öğretim yılında okul kapatılmadığını belirten Yıldırım, “Okul kapatmıyorlar fakat her gün yeni sınıflar eğitime kapatılıyor. Sınıfın kapatılması için de en az iki kişinin aynı anda COVID’li çıkması gerekiyor. Böyle bir durumda sınıf karantinaya alınabiliyor ve uzaklaştırılabiliyor. Biz günlük kapatılan sınıf sayısını binli sayılarla ifade ediyoruz. Her gün bazı sınıflar geri dönerken bazı sınıflar kapatılıyor. Yani her gün bin sınıf karantinaya alınıyor” dedi.
"Öğretmenlerin yüzde 10 COVID pozitif"
Yıldırım, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullardaki verileri paylaşmadığını, edindikleri verilerin ise; oldukça yüksek olduğunu vurguladı ve ekledi: “Bize her hafta COVID’li öğretmen haberi geliyor. Yani öğretmenlerin yüzde 10’unun COVID temaslı ya da pozitif olduğunu söyleyebiliriz, yaklaşık 100 bin gibi bir sayıdan söz ediyoruz ve bu haftalık sayı. Çünkü iyileşen ya da karantina süresi biten geliyor ve buna sürekli yenileri geliyor.
u sayıları nöbetçi öğretmenlerin boş ders sayısından, okullardaki üyelerimizden öğreniyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı sayıları açıklamıyor. Ayrıca temaslı öğretmenleri eve göndermiyor, bir okulda bir öğretmen COVID’li ise aslında bütün öğretmenlerin temaslı kabul edilmesi gerekiyor ama bunu uygulamıyorlar sadece COVID pozitif olanı eve gönderiyorlar bu da sayının daha düşük görünmesini sağlıyor. Öğretmeni pozitif çıkan sınıfı da temaslı kabul etmiyorlar, öğrencileri de okulda tutuyorlar.”
Tedbirler zayıfladı
Okullardaki tedbirlerin ise; dönem başındaki gibi olmadığını ifade eden Yıldırım, "Okullardaki hijyen koşulları dönem başladığı zamankinden daha da aşağıda. Milli Eğitim Bakanlığı okullara yeterli bütçede vermiyor, yeterli miktarda dezenfektan artık gitmiyor, yardımcı personel alınmıyor, personel olmadığı için temizlik de olması gerektiği şekilde yapılmıyor. Aşılamanın ve vakaların yüksek olduğu illerde kapatılan sınıf sayısının çok daha fazla. En çok kapatılan sınıf sayısının Güneydoğu Anadolu illerinde, buralarda aşılama da az, bu nedenle bulaş daha fazla ve doğal olarak kapatılan sınıf sayısı daha fazla " dedi.
"Geçtiğimiz yılın tersine bir politika var"
Okulları açık tutulmaması kararının da ülke ekonomisiyle ilişkili olduğunu söyleyen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Okulların kapatılmaması noktasında bir gayret var. Geçtiğimiz bir buçuk yılın tersine bir politika var. Fakat bizler geçtiğimiz dönemlerde de her okulun bir tutulmaması gerektiğini risk durumuna göre; bölgesel ve il bazında kapatmalara gidilmesi gerektiğini ifade etmiştik.
Bunu o dönem uygulamadılar şimdi de tam tersini uyguluyorlar, hiçbir okulu kapatmıyorlar, vakaların çok yüksek olduğu illeri de aynı kategoride tutuyorlar.
Vakaların çok düşük olduğu aşılamanın yüksek olduğu yerlerde de aynı politika uygulanıyor biz bunu doğru bulmuyoruz. Bulaş riskinin yüksek olduğu ve aşılama oranının düşük olduğu bulaş riskinin fazla olduğu kentlerde okulların açık kalmasını doğru bulmuyoruz.
Türkiye ekonomisi artık telafi edilmez bir sürece girdi. Bu nedenle okul kapatmalara da gidemiyorlar. Ekonomi kötü olmasaydı kapatılan okullardaki öğrencilerin tablet, bilgisayar, internet gibi ihtiyaçları karşılanabilirdi. Ama bunu yapabilecek bir ekonomi yok. 18 milyon öğrencinin ihtiyacını karşılayamadılar. Fakat bulaş riskinin yüksek olduğu illerdeki çocukların ihtiyaçları dahi şu an karşılanamaz durumda.”
"4 buçuk milyon hiç eğitim alamadı"
Yıldırım son olarak, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in eğitime erişmeyen öğrenci sayısı ile ilgili açıklamasına değindi: “Milli Eğitim Bakanı en son söylediği “4 buçuk milyon öğrenci pandemi sürecinde eğitim ve öğretimden geri kaldı,' açıklamasını da kesinlikle kabul etmiyoruz. Çünkü bütün öğrenciler pandemi sürecinde eğitimde geri kaldı, 4 buçuk milyonu neredeyse hiç eğitim alamadı. Milli Eğitim Bakanı yanlış ifade ediyor.”