Covid-19 salgınından en çok etkilenen alanlardan biri de eğitim oldu. UNESCO verilerine göre, 28 Haziran 2021 itibariyle 210 ülkeden 119’unda okullar tamamen açık, 56’sında kısmen açık, 16’sında ara tatil, 19’unda ise tamamen kapalı durumda. Türkiye’nin de aralarında olduğu Suudi Arabistan, Irak, Meksika, Azerbaycan ve Venezuela gibi ülkelerde okullar tamamen kapılı iken, İsveç, Fransa, İtalya, Japonya ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde okullar kapatılmadan eğitime devam etti.
Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer Akın’ın haberine göre; Türkiye’de Covid-19 vakaların arması nedeniyle uzun bir süre okullar kapandı, öğrenciler uzaktan eğitim görmeye başladı. İlk olarak 31 Ağustos 2020’de uzaktan eğitime geçilen Türkiye’de dersler, TRT EBA ve EBA uygulaması üzerinden sürdürüldü. Pandemi sürecinde vakaların azaldığı dönemde yüz yüze eğitim başlasa da artan vaka sayıları nedeniyle tekrar uzaktan eğitime geçildi. 20 Ağustos’ta açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 6 Eylül itibariyle tüm okullarda tam zamanlı yüz yüze eğitimin başlayacağını duyurdu.
Okullarda başlayacak yüz yüze eğitime ilişkin Eğitim Sen Antalya Şubesi Başkanı Nurettin Sönmez açıklama yaptı. İktidarın kararları sonucunda Türkiye’de son bir buçuk yıldır eğitime uzaktan devam edildiğini dile getiren Sönmez, yüz yüze eğitimin yapılmadığı süreçte 6 milyon öğrencinin eğitime ulaşamadığını söyledi. Öğrencilere ait tabletlerin olmayışı, internet erişiminin kısıtlı olması ve ev içinin eğitime elverişli olmaması gibi nedenlerden dolayı öğrencilerin eğitime katılamadığını anlatan Sönmez, yoksul halk çocuklarının uzaktan eğitim sistemi nedeniyle daha da dezavantajlı duruma düştüğünü ifade etti. Normal şartlarda da eğitim sisteminin eşitsiz olduğunu uzaktan eğitim ile de bu eşitsizliğin daha da derinleştiğini vurgulayan Sönmez, “Yoksul halk çocukları, mülteci çocukları, anadilleri farklı olan çocuklar ve mevsimlik işçilerin çocukları eğitime ulaşamadı. Bir buçuk yıldır eğitim öğretim sisteminin sağlıklı işletilemedi. Bu süreçte daha çok özel okulların kollandığını, özel okulların daha da kendini geliştirmesine dönük çeşitli düzenlemelerin yapıldığı ve alanların açıldığını söyleyebiliriz. Bu nedenle biz Eğitim Sen olarak yüz yüze eğitimin en değerli eğitim olduğunu vurguluyoruz” dedi.
Yüz yüze eğitim için yapmaya ve gerekli tedbirlerin iktidar tarafından alınması gerektiğini belirten Sönmez, yüz yüze eğitim yapılmadığı taktirde eğitimdeki eşitsizliğin daha artacağını ve yoksul çocukların tamamının eğitimin dışına itileceğini dile getirdi. Kısa bir süre sonra başlayacak olan yüz yüze eğitim öncesinde alınması gereken tedbirlere değinen Sönmez, “Okullara baktığımız zaman pandemi kuralları ve koşulları dikkate almaya dönük herhangi bir çalışma yapılmamış. Bakanlığa göre 100 binin üzerinde biz Eğitim Sen göre ise 300 binin üzerinde öğretmen ihtiyacı olmasına rağmen hala öğretmen atamaları yapılmamış. Pandemi sürecinde seyreltilmiş sınıfların okulların hayata geçirilmesi gerekliydi. Bunun için yeni okullara ve yeni dersliklere ihtiyaç vardı. Bütçede buna yönelik herhangi bir pay ayrılmamış ve yeni okullar yapılmamıştır. Okulların hijyenini, düzenini ve intizamını sağlayan yardımcı personel atanması gerekiyor. Okul idarecilerin atamasının yapılmadığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Eylül ayında başlayacak yüz yüze eğitimde sürecin riskli olduğunu belirten Sönmez, vaka sayılarının artmasıyla yine okulların aç kapa noktasına getirileceğini söyledi. Sağlık Bakanlığı tarafından aşı yaşının 15 yaşa çekildiğini dile getiren Sönmez, dünya standardına bakıldığı zaman aşının 12 yaşa kadar indirildiğini dile getirdi. Öğrencilerin 12 yaşa kadar aşılanması gerektiğinin altını çizen Sönmez, hala aşı yapmayan eğitim emekçilerinin de bir an önce ikna edilip aşı yapmasının sağlanması gerektiğini ifade etti.
Antalya’da valilik tarafından açıklanan verilere göre, 466 bin 507 öğrenci ve 33 bin 225 öğretmen bulunuyor. Antalya’daki sınıf mevcutları büyük oranda 40’ın üzerinde olduğunu dikkat çeken Sönmez, “Son yıllarda yapılan okullar İmam Hatip olarak yapıldı. Yüzde 50 kapasite ile çalışıyor. Bu okulların da ihtiyaca göre diğer türdeki okullara dönüştürülmesini istiyoruz. En azından yeni derslikler kazanılmış olur. Kullanılmayan binalar veya okul olabilecek binaların kiralanarak okula dönüştürülmesi yapılabilir” şeklinde konuştu.