Karma eğitim tartışması gündemdeyken Doç. Dr. Mediha Sarı'nın çalışmasından Türkiye ve dünyada karma eğitimin tarihçesi.
Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılacağına dair maddenin yürürlükten kaldırılmasıyla karma eğitim tartışması gündeme geldi.
Söz konusu madde için, belirtilen okullar dışında karma eğitim uygulanmayabileceği anlamına gelebileceği gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine açılan davada mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
Milli Eğitim Bakanlığı açıklamasında maddenin kaldırılmasının yürütmenin durdurulması nedeniyle olduğunu söyledi. Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkan ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, karma eğitimin devam ettiğini belirtirken “Bunun yanında karma olmayan eğitim de verilebilir” dedi.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Programları ve Öğretim Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mediha Sarı, “Erkek Egemen Bir Toplum Oluşturma Sevdası ve Karma Eğitim” makalesinde Türkiye ve dünyada karma eğitimin tarihçesine yer veriyor.
Eleştirel Pedagoji’nin Ocak-Aralık 2015 sayısında yayınlanan makalenin ilgili bölümü şöyle:
Türkiye’de karma eğitimin tarihçesi
Osmanlılarda kadınlar, Tanzimat’a kadar resmi olarak sadece sıbyan mekteplerinden faydalanabilmiş; 1869’da zorunlu hale getirilen bu kurumlarda, eğer aynı mahallede iki sıbyan mektebi varsa, erkeklerden ayrı, yoksa yeni bir mektep açılan kadar, erkeklerle aynı sıraya oturmamak koşuluyla, sıbyan mekteplerinde eğitim görmüşlerdir.
Kadınların ortaokul düzeyinde eğitim görmesi ise 1859’dan itibaren kız rüştiyeleriyle başlamış, 1880’de açılan ilk kız idadisi ile ortaöğretim düzeyinde de devam etmiştir (Kurnaz, 2011, s.25-45).
Osmanlılarda 1914 yılında kadınlar için açılan ilk yükseköğretim kurumu olan İnas Darülfünunu, 1918-19 öğretim yılında İstanbul Darülfünunu binasına taşınınca kız öğrencilerin erkeklerle aynı binada eğitim almaları, karma eğitime doğru önemli bir adım olmuştur (Tümer-Erdem, 2007, s. 368-372).
Daha sonra 16 Eylül 1921 yılında Darülfünunun fen ve edebiyat şubelerinde karma eğitime geçilmesinin ardından 1921-22 yılında hukuk, 1922-23 yılında da tıp fakülteleri kız öğrenci almaya başlamıştır (Kurnaz, 2011, s.106).
Cumhuriyetin kurulmasından sonra 1924’te kabul edilen Tevhid-Tedrisat Kanunu’yla ilköğretimde (Akyüz, 2011); ardından 1926’da da ortaöğretimde karma eğitime geçilmiştir (Güven, 2010, s. 213).
Daha sonra 1973 yılında kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’yla karma eğitim, Türk milli eğitiminin temel ilkelerinden biri olarak benimsenmiş ve “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir” ifadesiyle yasada yerini bulmuştur.
Karma eğitimle ilgili yapılan son düzenleme ise 2000-2001 öğretim yılında tüm okullarda karma eğitimin zorunlu hale getirilmesi olmuştur (Okçabol, 2013a). Ancak uygulamada kız meslek liseleri, kız Anadolu imam hatip ve genel liseleri, kız ve erkekler için ayrı ayrı teknik liseler tek cinsiyete dayalı eğitim vermeye devam etmektedir.
Dünyada karma eğitim
İskandinav ülkeleri dışında, Avrupa ülkelerininçoğunda İkinci Dünya Savaşı sonrasında, diğer ülkelerde ise (örn. Yunanistan, İspanya, Avusturya vePortekiz) 1970’lerde ortaya çıkmıştır (Eurydice, 2010).
ABD’de 1787’de karma eğitim yapılan ilk ortaöğretim kurumu açılmış (Okçabol, 2013a); 1837 yılında Oberlin Yüksekokuluna kız öğrenciler alınmış, ardından 1867’de Indiana Üniversitesinde ve giderek başka devlet üniversitelerinde de karma eğitime geçilmiştir (Jones, 2002).
Avrupa’da karma eğitim, reform hareketlerinden sonra kız çocuklarına da kutsal kitabın okunmasını öğretmek amacıyla ortaya çıkmış; 18. yüzyılın ikinci yarısında kızların kent okullarına alınmaya başlamasıyla devam etmiş; II. Dünya Savaşı’ndan sonra da gelişmekte olan pek çok ülkede benimsenmiştir (Vikipedi, 2014).
Çin’de ise 1949 Devrimi’nden sonra herkese eşit eğitim fırsatları sunulması amacıyla tüm okullarda karma eğitim uygulamasına geçilmiştir
Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılacağına dair maddenin yürürlükten kaldırılmasıyla karma eğitim tartışması gündeme geldi.
Söz konusu madde için, belirtilen okullar dışında karma eğitim uygulanmayabileceği anlamına gelebileceği gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine açılan davada mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
Milli Eğitim Bakanlığı açıklamasında maddenin kaldırılmasının yürütmenin durdurulması nedeniyle olduğunu söyledi. Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkan ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, karma eğitimin devam ettiğini belirtirken “Bunun yanında karma olmayan eğitim de verilebilir” dedi.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Programları ve Öğretim Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mediha Sarı, “Erkek Egemen Bir Toplum Oluşturma Sevdası ve Karma Eğitim” makalesinde Türkiye ve dünyada karma eğitimin tarihçesine yer veriyor.
Eleştirel Pedagoji’nin Ocak-Aralık 2015 sayısında yayınlanan makalenin ilgili bölümü şöyle:
Türkiye’de karma eğitimin tarihçesi
Osmanlılarda kadınlar, Tanzimat’a kadar resmi olarak sadece sıbyan mekteplerinden faydalanabilmiş; 1869’da zorunlu hale getirilen bu kurumlarda, eğer aynı mahallede iki sıbyan mektebi varsa, erkeklerden ayrı, yoksa yeni bir mektep açılan kadar, erkeklerle aynı sıraya oturmamak koşuluyla, sıbyan mekteplerinde eğitim görmüşlerdir.
Kadınların ortaokul düzeyinde eğitim görmesi ise 1859’dan itibaren kız rüştiyeleriyle başlamış, 1880’de açılan ilk kız idadisi ile ortaöğretim düzeyinde de devam etmiştir (Kurnaz, 2011, s.25-45).
Osmanlılarda 1914 yılında kadınlar için açılan ilk yükseköğretim kurumu olan İnas Darülfünunu, 1918-19 öğretim yılında İstanbul Darülfünunu binasına taşınınca kız öğrencilerin erkeklerle aynı binada eğitim almaları, karma eğitime doğru önemli bir adım olmuştur (Tümer-Erdem, 2007, s. 368-372).
Daha sonra 16 Eylül 1921 yılında Darülfünunun fen ve edebiyat şubelerinde karma eğitime geçilmesinin ardından 1921-22 yılında hukuk, 1922-23 yılında da tıp fakülteleri kız öğrenci almaya başlamıştır (Kurnaz, 2011, s.106).
Cumhuriyetin kurulmasından sonra 1924’te kabul edilen Tevhid-Tedrisat Kanunu’yla ilköğretimde (Akyüz, 2011); ardından 1926’da da ortaöğretimde karma eğitime geçilmiştir (Güven, 2010, s. 213).
Daha sonra 1973 yılında kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’yla karma eğitim, Türk milli eğitiminin temel ilkelerinden biri olarak benimsenmiş ve “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir” ifadesiyle yasada yerini bulmuştur.
Karma eğitimle ilgili yapılan son düzenleme ise 2000-2001 öğretim yılında tüm okullarda karma eğitimin zorunlu hale getirilmesi olmuştur (Okçabol, 2013a). Ancak uygulamada kız meslek liseleri, kız Anadolu imam hatip ve genel liseleri, kız ve erkekler için ayrı ayrı teknik liseler tek cinsiyete dayalı eğitim vermeye devam etmektedir.
Dünyada karma eğitim
İskandinav ülkeleri dışında, Avrupa ülkelerininçoğunda İkinci Dünya Savaşı sonrasında, diğer ülkelerde ise (örn. Yunanistan, İspanya, Avusturya vePortekiz) 1970’lerde ortaya çıkmıştır (Eurydice, 2010).
ABD’de 1787’de karma eğitim yapılan ilk ortaöğretim kurumu açılmış (Okçabol, 2013a); 1837 yılında Oberlin Yüksekokuluna kız öğrenciler alınmış, ardından 1867’de Indiana Üniversitesinde ve giderek başka devlet üniversitelerinde de karma eğitime geçilmiştir (Jones, 2002).
Avrupa’da karma eğitim, reform hareketlerinden sonra kız çocuklarına da kutsal kitabın okunmasını öğretmek amacıyla ortaya çıkmış; 18. yüzyılın ikinci yarısında kızların kent okullarına alınmaya başlamasıyla devam etmiş; II. Dünya Savaşı’ndan sonra da gelişmekte olan pek çok ülkede benimsenmiştir (Vikipedi, 2014).
Çin’de ise 1949 Devrimi’nden sonra herkese eşit eğitim fırsatları sunulması amacıyla tüm okullarda karma eğitim uygulamasına geçilmiştir