Eğitimciler, kararın “her ile bir üniversite” kampanyasıyla açılan üniversiteler ile özel üniversitelerin kontenjanlarının boş kalmaması için alındığına işaret etti.
ÖSYM tarafından bu yıl düzenlenen üniversite sınavına yüz bini aşkın öğrenci, başvuru yapmasına karşın girmezken, sınava giren öğrencilerin bir kısmı TYT’de uygulanan 150 puanlık barajı, bir kısmı ise Alan Yeterlilik Testi’nde (AYT) uygulanan 180 puanlık barajı geçemedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısından bir gün sonra TYT barajı 140, AYT barajı ise 170’e düşürüldü. Ancak karar, eleştirileri de beraberinde getirdi.
Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Covid-19 sürecinde öğrencilerin yeterli eğitim alamadığına işaret etti. Soruların da geçmiş yıllara göre daha zor olduğunu kaydeden Yıldırım, “Zaten hazırlanamayan çocukların puanı düşecekti, daha da fazla düştü” dedi. Yerleşik üniversite kültürü olan ve ciddi bir eğitim kalitesine ulaşan üniversitelerde boş kontenjan olmadığını vurgulayan Yıldırım, “Boş kontenjan, Anadolu’da, yeterli akademik kadrosu olmayan, donatıları gerçekleşmeyen, yurt ve sosyal yaşam düzeni kurulmayan, rastgele şekilde akşamdan sabaha dört duvar yapılarak kurulmuş üniversitelerin bölümlerinde var. Bunlar da zaten öğrenciler tarafından terchi edilmiyordu” ifadelerini kullandı.
“Her ile bir üniversite” diyerek açılan üniversitelerin öğrenciler tarafından tercih edilmediğini, bu yıl azaltılan tercih hakkı ile birlikte bu üniversiteleri tercih edecek öğrencilerin sayısının daha da düşeceğini söyleyen Yıldırım, “AKP, bunun ortaya çıkmasını istemedi” ifadelerini kullandı. Eğitimden para kazanmak amacıyla kurulan özel üniversitelerin de son yıllarda arttığını aktaran Yıldırım, barajı düşürme kararının, bu üniversitelerin de baskısı ile alınmış olabileceğini vurguladı. Yıldırım, “AKP, kendi yaratmış olduğu başarısızlık psikolojisini, müjde diyerek kapatmaya çalıştı. Ayrıca, işsizliğin bu kadar arttığı dönemde üniversiteye kaydolacak bu öğrenciler, potansiyel iş arayacak gençlerdi. Dolayısıyla yaklaşık 500 bin öğrenci, en azından 3-4 yıllık süreçte iş aramaktan uzak tutuldu. Çocukların okumasına evet, yanlış eğitim politikasına hayır” diye konuştu.
TÜMÖD Genel Sekreteri Suay Karaman ise Türkiye’de halihazırda 78’i vakıf, 209’u kamu üniversitesi olmak üzere 287 üniversite bulunduğuna işaret ederek “Türkiye’de üniversite eğitimi yıllardır çok düşük düzeyde. Bu tip olaylar, eğitimin kalitesini, niteliğini daha da aşağı çekiyor. Üniversiteye daha az puanla almak, popülist bir yaklaşımdır” dedi. Bu üniversitelerden 200’ünün kapatılması halinde bilim yaşamının hiçbir şey kaybetmeyeceğini aktaran Karaman, kararının amacının “herkese üniversite imkânı sağlıyoruz” propagandası olduğunu belirtti. Peşi sıra açılan üniversiteler ile özel üniversitelerin kontenjanlarının halihazırda dolmadığını söyleyen Karaman, “Üniversitelerde yıllardır, her gelen öğrenci, bir önceki öğrenciyi aratıyor. Çünkü öğrencilerin aldığı temel eğitim zaten eksik. Bunun üzerine tek adamın emriyle puanların düşürülmesi de yüksek öğretimin zaten olmayan kalitesini iyice düşürecektir. Okulöncesinden başlayarak tüm eğitimin yeniden düzenlenmesi gerekli” ifadelerini kullandı.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversite-si’nde 2012 yılında kurulan ve öğrencisi olmadığı için atıl kalan teknoloji fakültesine 2019 yılında dekan ve personel atanarak maaşlarının ödendiği Sayıştay raporunda ortaya çıktı. Bolu Abant İzzet Basyal Üniversitesi’nde Bakanlar Kurulu kararı ile 2012 yılında Teknoloji fakültesi kuruldu. Yükseköğretim Kanunu’nda yer alan ilke ve esaslara riayet edilmeden açıldığı ve kurulduğu günden bugüne kadar öğrencisi olmayan fakülteye 2019 yılında dekan ve fakülte sekreteri görevlendirilerek maaş ödemesi yapıldı. Sayıştay’ın 2019 yılı raporunda yer alan bölümde, “2011/2605 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, 10.01.2012 tarih ve 28169 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla kurulan Teknoloji fakültesinin 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda yer alan ilke ve esaslara riayet edilmeden açıldığı, uzun zamandan beri fiilen atıl durumdaki öğrencisi olmayan bu fakültede personel istihdam edildiği ve maaşının ödendiği tespit edilmiştir” denildi.
Raporda, kamu kaynaklarının ekonomik ve verimli kullanılmadığı da belirtilerek, “Söz konusu fakültede, sadece ağaç işleri endüstri mühendisliği halen açık olup, öğretim üyesi sayısı yeterli olmadığından bölüm faaliyette değildir. Buradaki fakülte sekreterliğini, hukuk fakültesi fakülte sekreterliğini de yürüten bir idari personel yürütmekte, dekanlık görevini Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 21.08.2019 tarihinde atanan bir akademisyen yürütmektedir. Fakültenin öğrencisi olmadığından herhangi bir dersliği bulunmamaktadır. İhtiyaçlar gözetilmeden ve yeterli koşullar sağlanmadan fakülte açılması hem kamu kaynaklarının ekonomik ve verimli kullanılmasına engel teşkil etmekte hem de üniversitedeki öğretim elemanlarından oluşan insan kaynağının rasyonel ve etkin bir şekilde, ayrıca plan, ilke ve hedefler doğrultusunda kullanılmadığını göstermektedir” ifadeleri kullanıldı.