Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu(TİSK), Eylül 2012’de bütçenin 5.8 milyar TL ile geçen yıldan daha fazla açık verdiği belirterek, “İlk 9 ayda bütçe 14.4 milyar TL açık verdi. Bütçe giderleri aynı dönemde yüzde 16.8 arttı.
İlk 9 ayda sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderleri yıllık bazda yüzde 25.6 arttı. İktisat politikalarının başarısını maliye politikalarının belirleyeceği görüşümüzü yineliyoruz. Bütçe açığını azaltmak için yıl içinde alınan önlemler sonuç vermedi” dedi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu “Bütçe açığı yüksek risk içermeye devam ediyor” başlıklı TİSK Aylık Ekonomi Bülteni açıkladı.
Buna göre, küresel krizde tehditlerin ve belirsizliklerin önemini koruduğu vurgulanan açıklamada, “IMF dünya ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini aşağı çekti. Dünya ekonomisindeki büyüme ve borçlanma sorunu, 2013’ten itibaren gelişmekte olan ülkeleri daha fazla tehdit edecek. ABD’nin parasal genişleme politikasından etkilenen ihracat, ülkelerin büyüme oranlarını azaltıyor” denildi.
Çin ekonomisinin 2012 performansı beklentilerin ve ülkenin uzun dönem büyüme potansiyelinin altında kaldığı belirtilen açıklamada, 2013’te Çin ekonomisinin performansının dünya ekonomisinin performansını belirleyeceği, AB’nin halen borç sorunu ile uğraştığı, Avrupa İstikrar Fonu ve istikrar önlemlerinin işe yararsa, sorunlu AB ülkelerinde gelişme kaydedilebileceği kaydedildi.
AB’de yaşanan küçük oranlı toparlanmanın, bu bölgeye ihracat yapan ülke ekonomilerini olumlu etkileyeceği vurgulanan açıklamada, ancak Türkiye AB’ye ihracatında yaşanan azalma nedeniyle avantajlı ülke konumunu kaybettiği, 2013 yılında ana hedef olan AB pazarında yaşanan kaybı telafi etmek olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Veriler, sanayi sektöründe durgunluğa, hatta gerilemeye işaret ediyor. Eğilimin devamı halinde Üçüncü Çeyrek büyüme oranı da yüzde 3’ün altında kalabilir” denildi. Cari açığın ilk 8 ayda 18.1 milyar dolar azaldığı belirtilerek, “Düşüşün ana nedeni dış ticaret açığındaki gerileme oldu. Dış ticaret açığının gerilemesi iki tehlikeyi içeriyor. İthalattaki düşüş, ekonomik büyümede düşüş anlamına gelirken, AB ile olan ticaretin azalması da yapısal olumsuzlukların ortaya çıkabileceğini ifade ediyor. Sıcak para girişindeki istikrar, kısa vadede olumlu, uzun vadede riskli bir gelişmedir. Para Politikası Kurulu aldığı son kararlarla, ekonomideki yavaşlamayı gördüğünü ve kısmi parasal genişleme ile müdahale ettiğini gösterdi” ifadeleri kullanıldı.
Eylül 2012’de bütçenin 5.8 milyar TL ile geçen yıldan daha fazla açık verdiği belirtilen açıklamada, “İlk 9 ayda bütçe 14.4 milyar TL açık verdi. Bütçe giderleri aynı dönemde yüzde 16.8 arttı. İlk 9 ayda sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderleri yıllık bazda yüzde 25.6 arttı. İktisat politikalarının başarısını maliye politikalarının belirleyeceği görüşümüzü yineliyoruz. Bütçe açığını azaltmak için yıl içinde alınan önlemler sonuç vermedi” denildi.SHA
İlk 9 ayda sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderleri yıllık bazda yüzde 25.6 arttı. İktisat politikalarının başarısını maliye politikalarının belirleyeceği görüşümüzü yineliyoruz. Bütçe açığını azaltmak için yıl içinde alınan önlemler sonuç vermedi” dedi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu “Bütçe açığı yüksek risk içermeye devam ediyor” başlıklı TİSK Aylık Ekonomi Bülteni açıkladı.
Buna göre, küresel krizde tehditlerin ve belirsizliklerin önemini koruduğu vurgulanan açıklamada, “IMF dünya ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini aşağı çekti. Dünya ekonomisindeki büyüme ve borçlanma sorunu, 2013’ten itibaren gelişmekte olan ülkeleri daha fazla tehdit edecek. ABD’nin parasal genişleme politikasından etkilenen ihracat, ülkelerin büyüme oranlarını azaltıyor” denildi.
Çin ekonomisinin 2012 performansı beklentilerin ve ülkenin uzun dönem büyüme potansiyelinin altında kaldığı belirtilen açıklamada, 2013’te Çin ekonomisinin performansının dünya ekonomisinin performansını belirleyeceği, AB’nin halen borç sorunu ile uğraştığı, Avrupa İstikrar Fonu ve istikrar önlemlerinin işe yararsa, sorunlu AB ülkelerinde gelişme kaydedilebileceği kaydedildi.
AB’de yaşanan küçük oranlı toparlanmanın, bu bölgeye ihracat yapan ülke ekonomilerini olumlu etkileyeceği vurgulanan açıklamada, ancak Türkiye AB’ye ihracatında yaşanan azalma nedeniyle avantajlı ülke konumunu kaybettiği, 2013 yılında ana hedef olan AB pazarında yaşanan kaybı telafi etmek olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Veriler, sanayi sektöründe durgunluğa, hatta gerilemeye işaret ediyor. Eğilimin devamı halinde Üçüncü Çeyrek büyüme oranı da yüzde 3’ün altında kalabilir” denildi. Cari açığın ilk 8 ayda 18.1 milyar dolar azaldığı belirtilerek, “Düşüşün ana nedeni dış ticaret açığındaki gerileme oldu. Dış ticaret açığının gerilemesi iki tehlikeyi içeriyor. İthalattaki düşüş, ekonomik büyümede düşüş anlamına gelirken, AB ile olan ticaretin azalması da yapısal olumsuzlukların ortaya çıkabileceğini ifade ediyor. Sıcak para girişindeki istikrar, kısa vadede olumlu, uzun vadede riskli bir gelişmedir. Para Politikası Kurulu aldığı son kararlarla, ekonomideki yavaşlamayı gördüğünü ve kısmi parasal genişleme ile müdahale ettiğini gösterdi” ifadeleri kullanıldı.
Eylül 2012’de bütçenin 5.8 milyar TL ile geçen yıldan daha fazla açık verdiği belirtilen açıklamada, “İlk 9 ayda bütçe 14.4 milyar TL açık verdi. Bütçe giderleri aynı dönemde yüzde 16.8 arttı. İlk 9 ayda sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderleri yıllık bazda yüzde 25.6 arttı. İktisat politikalarının başarısını maliye politikalarının belirleyeceği görüşümüzü yineliyoruz. Bütçe açığını azaltmak için yıl içinde alınan önlemler sonuç vermedi” denildi.SHA