Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bütçedeki sapmanın sebebi olarak memur maaş zamlarını ve öğretmen atamalarını gösteren Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e tepki gösterdi. Koncuk, ekonomide yapılan yanlış hesaplamaların ülkeyi yönetemeyenlerin beceriksizliğinden kaynaklandığını belirterek, “Bu beceriksizliğin bedeli de suçu da vatandaşa yüklenmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Kamu-Sen'den yapılan açıklamada, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, bütçedeki sapmanın nedeninin memur maaş zamları ile öğretmen atamaları olduğunu söylediği ve ekonomide yaşanan başarısızlığın suçunu kamu çalışanlarının sırtına yükleme gayretine düştüğü savunuldu. Açıklamada, 10 yıldır Türkiye’yi “astığım astık, kestiğim kestik” mantığıyla yöneten iktidarın, “son bir yıl içinde 2012 yılı enflasyon hedefini yüzde 6,5 olarak belirleyip, memur, işçi, emekli, dul ve yetim aylıklarına bu çerçevede artış yaparken, Eylül ayının son gününde elektriğe ve doğalgaza yüzde 10 zam yapmaktan çekinmediği, bu zamlardan bir hafta önce de akaryakıt fiyatlarına yüzde 10’un üzerinde zam yapılmasının ardından yalnızca 2012 yılının geride kalan 10 ayı içerisinde doğalgaza yüzde 29,3; elektriğe yüzde 21,0; mazota yüzde 13,5; benzine yüzde 12 ve kömüre de yüzde 9,5 zam yaptığı” ifade edildi.
Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi: “Ekonomide yapılan yanlış hesaplar, dış politikadaki zafiyetlerin dış ticarete yansıması, komşu ülkelerle ticaretin kesilmesi, iç piyasalardaki durgunluk ülkeyi yönetemeyenlerin beceriksizliğinden kaynaklanmıştır. Bu beceriksizliğin bedeli de suçu da vatandaşa yüklenmektedir. Bütçedeki giderleri hesaplarken memurlara ödenen maaşları yük olarak gören anlayış, bütçedeki vergi gelirlerinin yarısından fazlasının ücretlilerden, dolayısıyla kamu çalışanlarından alındığını neden görmezden gelmektedir? Bütçenin bütün yükünü memurlar ve dar ve sabit gelirliler çekerken, yaşanan başarısızlığın nedeni olarak bu kesimi göstermek, en hafif tabiriyle insafsızlıktır. Kamu kaynakları fütursuzca tüketilirken, TBMM tarafından kullanılan 28 araç için yıllık tam 454 bin TL yakıt faturası devletin kaynaklarından ödenirken, vekil odalarının tadilatı için 238 milyon lira harcanırken, kurumların temsil gideri adı altında yaptıkları hesapsız harcamalar milyarlarca lirayı aşmışken, beş yıldızlı otellerde yapılan etkinlikler nedeniyle devlet bütçesi açık verirken, çalışmadan para kazanan rantiyeciye ödenen yıllık 50,3 milyar TL faiz gideri bütçeye yük olmuyor da bütçenin bütün vergi yükünü çeken, çalışan, hizmet üreten, gelecek nesilleri yetiştiren memurlara ödenen maaş mı yük oluyor? Bütçe açıklarını öğretmen atamalarına ve memur maaş zamlarına bağlayan anlayışı kınıyoruz. Sayın Maliye Bakanı herkesten daha fazla hesap bilmek zorundadır ama bütün gerçekler ortada dururken memur maaşlarına yapılan artışın bütçeye getirdiği yük yıllık 6-7 milyar TL’yi bile bulmazken, 33 milyar TL’lik bütçe açığının, 60 milyar dolarlık cari açığın sebebinin öğretmen atamaları ve memurlar olduğunu söylemek hesap bilmezlikten başka bir şey değildir. Bu anlayışın geçmişte, ‘Öğrenciler olmasaydı Milli Eğitim Bakanlığını ne güzel yönetirdim’ diyen anlayıştan bir farkı var mıdır? Ne yazık ki; bugün de ‘Öğretmenler ve memurlar olmasaydı bütçeyi ne güzel yönetirdim’ diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Ülke insanı yanlış ekonomi politikalarıyla günden güne tüketilirken, yaptığı hatanın sorumluluğunu üstlenme erdemi gösteremeyen bir bakanın, vicdanı ve ahlak anlayışı mutlak sorgulanmalıdır.”
Türkiye Kamu-Sen'den yapılan açıklamada, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, bütçedeki sapmanın nedeninin memur maaş zamları ile öğretmen atamaları olduğunu söylediği ve ekonomide yaşanan başarısızlığın suçunu kamu çalışanlarının sırtına yükleme gayretine düştüğü savunuldu. Açıklamada, 10 yıldır Türkiye’yi “astığım astık, kestiğim kestik” mantığıyla yöneten iktidarın, “son bir yıl içinde 2012 yılı enflasyon hedefini yüzde 6,5 olarak belirleyip, memur, işçi, emekli, dul ve yetim aylıklarına bu çerçevede artış yaparken, Eylül ayının son gününde elektriğe ve doğalgaza yüzde 10 zam yapmaktan çekinmediği, bu zamlardan bir hafta önce de akaryakıt fiyatlarına yüzde 10’un üzerinde zam yapılmasının ardından yalnızca 2012 yılının geride kalan 10 ayı içerisinde doğalgaza yüzde 29,3; elektriğe yüzde 21,0; mazota yüzde 13,5; benzine yüzde 12 ve kömüre de yüzde 9,5 zam yaptığı” ifade edildi.
Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi: “Ekonomide yapılan yanlış hesaplar, dış politikadaki zafiyetlerin dış ticarete yansıması, komşu ülkelerle ticaretin kesilmesi, iç piyasalardaki durgunluk ülkeyi yönetemeyenlerin beceriksizliğinden kaynaklanmıştır. Bu beceriksizliğin bedeli de suçu da vatandaşa yüklenmektedir. Bütçedeki giderleri hesaplarken memurlara ödenen maaşları yük olarak gören anlayış, bütçedeki vergi gelirlerinin yarısından fazlasının ücretlilerden, dolayısıyla kamu çalışanlarından alındığını neden görmezden gelmektedir? Bütçenin bütün yükünü memurlar ve dar ve sabit gelirliler çekerken, yaşanan başarısızlığın nedeni olarak bu kesimi göstermek, en hafif tabiriyle insafsızlıktır. Kamu kaynakları fütursuzca tüketilirken, TBMM tarafından kullanılan 28 araç için yıllık tam 454 bin TL yakıt faturası devletin kaynaklarından ödenirken, vekil odalarının tadilatı için 238 milyon lira harcanırken, kurumların temsil gideri adı altında yaptıkları hesapsız harcamalar milyarlarca lirayı aşmışken, beş yıldızlı otellerde yapılan etkinlikler nedeniyle devlet bütçesi açık verirken, çalışmadan para kazanan rantiyeciye ödenen yıllık 50,3 milyar TL faiz gideri bütçeye yük olmuyor da bütçenin bütün vergi yükünü çeken, çalışan, hizmet üreten, gelecek nesilleri yetiştiren memurlara ödenen maaş mı yük oluyor? Bütçe açıklarını öğretmen atamalarına ve memur maaş zamlarına bağlayan anlayışı kınıyoruz. Sayın Maliye Bakanı herkesten daha fazla hesap bilmek zorundadır ama bütün gerçekler ortada dururken memur maaşlarına yapılan artışın bütçeye getirdiği yük yıllık 6-7 milyar TL’yi bile bulmazken, 33 milyar TL’lik bütçe açığının, 60 milyar dolarlık cari açığın sebebinin öğretmen atamaları ve memurlar olduğunu söylemek hesap bilmezlikten başka bir şey değildir. Bu anlayışın geçmişte, ‘Öğrenciler olmasaydı Milli Eğitim Bakanlığını ne güzel yönetirdim’ diyen anlayıştan bir farkı var mıdır? Ne yazık ki; bugün de ‘Öğretmenler ve memurlar olmasaydı bütçeyi ne güzel yönetirdim’ diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Ülke insanı yanlış ekonomi politikalarıyla günden güne tüketilirken, yaptığı hatanın sorumluluğunu üstlenme erdemi gösteremeyen bir bakanın, vicdanı ve ahlak anlayışı mutlak sorgulanmalıdır.”