ANASAYFA arrow right Ekonomi

Fiyatların düşük olması üreticiyi zor durumda bırakıyor

Fiyatların düşük olması üreticiyi zor durumda bırakıyor
YAYINLAMA: 06 Eylül 2020 / 21.42
GÜNCELLEME: 06 Eylül 2020 / 21.42
Kırmızı altın olarak nitelendirilen sofralık kırmızı biber hasadı başladı

Biberin sabit bir fiyatının olmadığını dile getiren Ziraat Mühendisi Akın Apaydın, “Herhangi bir etkin üretici birliğimizin ve ya kooperatifimizin olmayışı bu durumun etkisini arttırıyor. Pandemi sürecinde uzun süre kapalı kalan lokanta, restoran ve hazır gıda üretim hanelerinin ise şimdilerde tüketim potansiyelinin düşmesi kuru biberin tüketimini azalttı. Buna bağlı olaraktan arza karşın talep ve fiyatların düşük oluşu üreticimizi zor durumda bırakıyor” dedi.

Kurutmalık biber ekim alanı yüzde 50 arttı

Kurutmalık biberin bölgemizin önemli bir ürünü olduğunu anlatan Apaydın, “Kurutmalık biber geçen yıla oranla ekim alanı yaklaşık yüzde 50 artarak İslâhiye’de 23 bin, Nurdağı’nda ise 15 bin dekarlara ulaştı. Mevsim şartları itibarı ile zorlu ekolojik koşullarda tabiatın izin verdiği ölçüde Ocak ayı içerinde başlayan ekimler bölge genelinde Şubat ayının ikinci haftası ile son bularak zorlu yetiştiricilik sürecini başlattı. Mart ayının üçüncü haftası ile tohumlar çimlenerek güneşle buluştu. Yetiştiriciliğin erken döneminde sorun olana Bozkurt, Tel kurdu ve Danaburnu gibi çeşitli toprak altı zararlılarının popülasyonun yüksek olması üreticimizi bir hayli yordu” şeklinde konuştu.

Hibe destekleri sayesinde damla sulama sistemi kullanımı arttı

Ziraat Mühendisi Apaydın, tarımsal sulama sistemlerine getirilen hibe destekleri ile damla sulama sisteminin kullanımının arttığına dikkat çekti. “Bu durum üreticimizi eskilerde ana zararlı konumunda olan Kök Boğazı çürüklüğü hastalığı ve pek çok fungal hastalıkla mücadele etme gereksiniminden kurtardı. Bu sebeple genellikle zirai mücadele unsurları haşereler olmakta. Bunları ise başında Yeşilkurt geliyor. Sezon içerisinde 3- 4 defa insektisit uygulamayı gerektiren bu zararlı ile mücadele yumurta takibi büyük önem arz ediyor. Bir diğer mücadele unsuru ise emici böcekler. Bitkinin öz suyunu emerek zarar oluşturmakla kalmayıp önemli ölçüde verim ve kalite kaybına sebebiyet veren ve etkin bir mücadelesi olmayan virüs hastalıklarının vektörlüğünü yapmakta. Bu sebepten ötürü bu tarz zararlılar ile mücadelede yine büyük önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.

Hastalık ve zararlılarla mücadele verim ve kalite için yeterli değil

“Hastalık ve zararlılarla mücadele verim ve kalite için yeterli değil” diyen Apaydın, “Bitkinin yeşil aksamını güçlendirmek, çiçeklenmesini ve meyve tutumunu güçlendirmek, meyve aromasını ve kalitesini arttırmak gayesi ile gerekli elementleri ihtiva eden gübreler ile yoğun bir bitki besleme uygulaması yapıldı. Tüm bu bitki besleme, zirai mücadele gibi faaliyetler, işçilik bedeli, mazot ve sezon içerisinde aylık olarak ödenmesi gereken sulamada kullanılan elektriğin faturası derken ortaya kabarık bir girdi maliyeti çıkıyor” diye açıklamada bulundu.

Ziraat Mühendisi Akın Apaydın, konuşmasını şu şekilde bitirdi: “Yetiştirdiğimiz biberin kurutulabilir ve ambarlanabilir olması çiftçimizi lehine olan tek durum. Üreticilerimiz düşük fiyatlar karşısında ürünlerinin en azından bir kısmını depolayarak arzı düşürmek sureti ile hem fiyatlarda artışı sağlayabilir hem de ilerleyen dönemlerde ürününü nispeten karlı bir şekilde satma fırsatı yakalayabilir.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *