Dünya Bankası, DEAŞ’tan kaçanlarla Irak Kürt Bölgesi’nde oluşan insani krizin, bölgenin Bağdat’tan mali yardımına güçlü ihtiyacını ve bu alandaki kırılganlığını ortaya koyduğunu bildirdi. Dünya Bankası’na göre Irak Kürt Bölgesi’nde şu anda patlak veren durum bir “insani kriz” ve boyutu “Dünyadaki büyük felaketler ölçüsünde.”
Dünya Bankası, kurum uzmanlarından Sibel Kulaksız’a hazırlattığı “Kürdistan Bölgesel Yönetimi: Suriye İhtilafı ve DAEŞ İsyanının Ekonomik ve Sosyal Etki Değerlendirmesi” başlıklı raporun özetini yayınlandı. Rapor, Irak’ın kuzeyinde yaşanan krizin etkileri ve giderilmesi için diyaloğa girecek yerel ve merkezi hükümet yetkilileriyle uluslararası toplum için veri sağlamayı amaçladı.
Raporda Suriye ve Irak’tan Irak Kürt bölgesine DEAŞ saldırılarının neden olduğu göç krizinin, Bağdat merkezi yönetiminin 2014 başında Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yardımı yüzde 90 azalttığı döneme denk geldiğine dikkat çekildi.
Güvenlik harcamaları hariç tutulan raporda, “Kriz hala sürüyor, süresi ve büyüklüğü belirsiz ve bundan dolayı şokun gerçek etkisi Suriye ve Irak’taki şartlara bağlı” denildi.
Irak Kürdistan Bölgesi’nin altyapı, konut durumu ve insani-fiziki sermaye stoklarında önemli kayba uğramadığını kaydeden DB Raporu, şokun büyüme, gelir, iç ve dıştan yatırımlar ve kamu mal ve hizmetlerinin tedarikiyle bunlara erişim gibi ekonomik faaliyetler üzerinde etkili olduğunu belirtti.
2012 başında Suriyeli göçmenler ve 2014’te Irak’ta yerlerinden edilmiş kişilerle başlayan durumun şu anda “tam bir insani kriz” haline geldiğine değinen DB “Irak Kürdistan Bölgesi’nde bu yılın başlarında 257 bin Suriyeli göçmen ve 1 milyon 3 bin yerlerinden edilmiş insan (YEİ) vardı. 2014’ten önceki 250 bin YEİ ile birlikte tümünün toplamı 2015’te 1.5 milyon kişi oldu. Bunların yüzde 60’ı Dohuk’ta yaşıyor” dedi.
Rapora göre Irak’ta 2013’te yüzde 8 olan yıllık ekonomik büyüme, 2014’te yüzde 3’e düştü. Bölgedeki yoksulluk oranı yüzde 3.5’ten yüzde 8.1’e yükseldi. Bu mali açığın 3 milyar dolar olmasına neden oldu. Raporda, Irak’ta sosyo-ekonomik üretimin en iyi bulunduğu yer Irak Kürdistan olsa da sağlık, eğitim ve yatırım ve etkinliğini engelleyen altyapının limitli olduğu kaydedildi.
İnsan akınının ekonomiye maliyetinin bu yıl en iyimser tahminle 1.4 milyar dolar olacağını kaydeden DB, bunun Kürt bölgesinin petrol dışı GSYH’sının yüzde 5.6’sına karşılık geldiğini, yaşananın “dünya çapındaki büyük felaketler ölçüsünde” bulunduğunu belirtti.
Rapora göre DEAŞ krizi, Kürt bölgesi ekonomisini sert vurdu, ticaret yollarını değiştirdi. Ekonomik büyüme yüzde 5 küçüldü. Kürt bölgesinin Irak federal bütçesindeki payı 12 milyar dolar kadardı ve bu bölgenin tüm gelirlerinin yüzde 80’ini oluşturuyordu. Bağdat’la anlaşmazlık nedeniyle bunun sadece 1.1 milyar doları alınabilmişti. DAEŞ olayı bunun üzerine geldi. Yatırımların üçte iki oranında azaldığı kaydedilen rapordaki bazı saptamalar şöyle:
“-Türkiye’ye ihracat 2014 yazında üçte bir azalarak 1.3 milyar dolara indi. Hizmet ihracatı azalan transit ticaret ve turizm nedeniyle düştü. Türkiye sınırındaki İbrahim Hakkı gümrüğünden giren kamyon sayısı günde 3 binden 600’e indi. DEAŞ krizi turist girişlerinde dramatik kayba yolaçtı. Turist girişi 2013’te yüzde 33 artarak 3 milyona çıkmıştı, ancak 2014’ün ilk altı ayında 800 binden aza indi.
-İnsani gelişmeyi stabilize etmek için bu yıl 834 milyon dolar gerekecek (GSYH’nın yüzde 3.5’i). Artan insan akını Kürdistan Bölgesel Yönetimi üzerinde sağlık, eğitim ve sosyal koruma programlarının sunumunda şiddetli kısıtlamalar getirecek. Nüfusun önemli bir bölümü yoksulluğa düşmüş durumda ya da bu konuda kırılgan.
-Bu çoklu krizlere bağlı olarak Irak Kürt Bölgesi’nde yoksulluk oranı yüzde 3.5’ten yüzde 8.1’e yükseldi. Yoksulluğu eski konumuna getirmek için bu yıla düşen harcama miktarının 54-88 milyon dolar arası bir harcama gerektiği hesaplandı.
-Yeterli gıda temini için bu yıl en temel senaryoya göre 155.4 milyon dolar gerekli. 243 bin YEİ için acilen uygun barınma temin edilmesi gerekiyor. Hükümet 224 bin kapasiteli 26 YEİ kampı inşa etti ve bunlardan üçünü finanse etme taahhüdünde bulundu. Uluslararası toplumun 20 kampı finanse etmesiyle birlikte 3 kamp finansman bulamayacak durumda olacak. Bu konunun stabilize hale gelmesi için gerekli olan para 111.3 milyon dolar. Sağlık sektörünün oturması için ise 317 milyon dolar gerekiyor.
-YEİ ve göçmenler içinde 325 bin çocuk eğitim görmüyor, YEİ çocuklarının yüzde 70’i, göçmen çocuklarının yüzde 48’i eğitim dışı. En temel senaryo doğrultusunda eğitim sektörünün oturması için 195 milyon dolara ihtiyaç bulunuyor.
-Elektrikte tarife seviyeleri ve toplama oranları işletme masrafı ve sermaye harcamalarını karşılamada yetersiz. 2015 stabilizasyon maliyetinin temel senaryoda 275 milyon dolar, yüksek maliyetli senaryoda ise 517 milyon dolar arasında olması bekleniyor. Su sektörü stabilizasyon maliyetinin ise 2015 için 214 milyon dolar olacağı tahmin ediliyor.
-Sonuç: Kısa vadede krizin sonuçlarını bertaraf etmek Kürt bölgesel yönetimi dışında daha çok Irak yönetiminin ve uluslararası toplumun sorumluluk alması gerekiyor. Göçmen ve YEİ’lerin Irak Kürt Bölgesi’nde kalmaya devam etmesi halinde rapordan ihtiyaç duyulan finansal kaynaklar konusunda bir gösterge olarak yararlanılabilir.
-Orta vadede ise yapısal reformlar gerekiyor... Göçmen ve YEİ’ler daha uzun bir dönem için Irak Kürt Bölgesi’nde kalma olasılıkları varken iş fırsatı da arayacaklar. Kriz, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Bağdat’tan transferlere olan güçlü ihtiyaç ve bu konudaki kırılganlığını ve petrol dışındaki diğer sektörlerin Irak Kürt Bölgesi ekonomisine doğrudan katkısının yetersizliğini gösterdi. Bu, özel sektör öncülüğündeki ekonomik çeşitlendirmeye olan bilinen ihtiyacın altını çizdi. Elbette KBY’nin 2020 Vizyon’una göre, doğal kaynakları ve eme gücüyle Irak Kürt Bölgesi, ekonomik büyümesini hızlandırma potansiyeline sahip. Dinamik bir özel sektör halkın yanında göçmenlere ve YEİ’lere de iş fırsatı sunar. Dünya Bankası’nın hazırlanmakta olan büyüme teşhis çalışması ise özel politikalar önerirken bu vizyonu düzenleyip hayata geçirecek.”
Raporun tamamı Nisan ayında açıklanacak. (ANKA
Dünya Bankası, kurum uzmanlarından Sibel Kulaksız’a hazırlattığı “Kürdistan Bölgesel Yönetimi: Suriye İhtilafı ve DAEŞ İsyanının Ekonomik ve Sosyal Etki Değerlendirmesi” başlıklı raporun özetini yayınlandı. Rapor, Irak’ın kuzeyinde yaşanan krizin etkileri ve giderilmesi için diyaloğa girecek yerel ve merkezi hükümet yetkilileriyle uluslararası toplum için veri sağlamayı amaçladı.
Raporda Suriye ve Irak’tan Irak Kürt bölgesine DEAŞ saldırılarının neden olduğu göç krizinin, Bağdat merkezi yönetiminin 2014 başında Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yardımı yüzde 90 azalttığı döneme denk geldiğine dikkat çekildi.
Güvenlik harcamaları hariç tutulan raporda, “Kriz hala sürüyor, süresi ve büyüklüğü belirsiz ve bundan dolayı şokun gerçek etkisi Suriye ve Irak’taki şartlara bağlı” denildi.
Irak Kürdistan Bölgesi’nin altyapı, konut durumu ve insani-fiziki sermaye stoklarında önemli kayba uğramadığını kaydeden DB Raporu, şokun büyüme, gelir, iç ve dıştan yatırımlar ve kamu mal ve hizmetlerinin tedarikiyle bunlara erişim gibi ekonomik faaliyetler üzerinde etkili olduğunu belirtti.
2012 başında Suriyeli göçmenler ve 2014’te Irak’ta yerlerinden edilmiş kişilerle başlayan durumun şu anda “tam bir insani kriz” haline geldiğine değinen DB “Irak Kürdistan Bölgesi’nde bu yılın başlarında 257 bin Suriyeli göçmen ve 1 milyon 3 bin yerlerinden edilmiş insan (YEİ) vardı. 2014’ten önceki 250 bin YEİ ile birlikte tümünün toplamı 2015’te 1.5 milyon kişi oldu. Bunların yüzde 60’ı Dohuk’ta yaşıyor” dedi.
Rapora göre Irak’ta 2013’te yüzde 8 olan yıllık ekonomik büyüme, 2014’te yüzde 3’e düştü. Bölgedeki yoksulluk oranı yüzde 3.5’ten yüzde 8.1’e yükseldi. Bu mali açığın 3 milyar dolar olmasına neden oldu. Raporda, Irak’ta sosyo-ekonomik üretimin en iyi bulunduğu yer Irak Kürdistan olsa da sağlık, eğitim ve yatırım ve etkinliğini engelleyen altyapının limitli olduğu kaydedildi.
İnsan akınının ekonomiye maliyetinin bu yıl en iyimser tahminle 1.4 milyar dolar olacağını kaydeden DB, bunun Kürt bölgesinin petrol dışı GSYH’sının yüzde 5.6’sına karşılık geldiğini, yaşananın “dünya çapındaki büyük felaketler ölçüsünde” bulunduğunu belirtti.
Rapora göre DEAŞ krizi, Kürt bölgesi ekonomisini sert vurdu, ticaret yollarını değiştirdi. Ekonomik büyüme yüzde 5 küçüldü. Kürt bölgesinin Irak federal bütçesindeki payı 12 milyar dolar kadardı ve bu bölgenin tüm gelirlerinin yüzde 80’ini oluşturuyordu. Bağdat’la anlaşmazlık nedeniyle bunun sadece 1.1 milyar doları alınabilmişti. DAEŞ olayı bunun üzerine geldi. Yatırımların üçte iki oranında azaldığı kaydedilen rapordaki bazı saptamalar şöyle:
“-Türkiye’ye ihracat 2014 yazında üçte bir azalarak 1.3 milyar dolara indi. Hizmet ihracatı azalan transit ticaret ve turizm nedeniyle düştü. Türkiye sınırındaki İbrahim Hakkı gümrüğünden giren kamyon sayısı günde 3 binden 600’e indi. DEAŞ krizi turist girişlerinde dramatik kayba yolaçtı. Turist girişi 2013’te yüzde 33 artarak 3 milyona çıkmıştı, ancak 2014’ün ilk altı ayında 800 binden aza indi.
-İnsani gelişmeyi stabilize etmek için bu yıl 834 milyon dolar gerekecek (GSYH’nın yüzde 3.5’i). Artan insan akını Kürdistan Bölgesel Yönetimi üzerinde sağlık, eğitim ve sosyal koruma programlarının sunumunda şiddetli kısıtlamalar getirecek. Nüfusun önemli bir bölümü yoksulluğa düşmüş durumda ya da bu konuda kırılgan.
-Bu çoklu krizlere bağlı olarak Irak Kürt Bölgesi’nde yoksulluk oranı yüzde 3.5’ten yüzde 8.1’e yükseldi. Yoksulluğu eski konumuna getirmek için bu yıla düşen harcama miktarının 54-88 milyon dolar arası bir harcama gerektiği hesaplandı.
-Yeterli gıda temini için bu yıl en temel senaryoya göre 155.4 milyon dolar gerekli. 243 bin YEİ için acilen uygun barınma temin edilmesi gerekiyor. Hükümet 224 bin kapasiteli 26 YEİ kampı inşa etti ve bunlardan üçünü finanse etme taahhüdünde bulundu. Uluslararası toplumun 20 kampı finanse etmesiyle birlikte 3 kamp finansman bulamayacak durumda olacak. Bu konunun stabilize hale gelmesi için gerekli olan para 111.3 milyon dolar. Sağlık sektörünün oturması için ise 317 milyon dolar gerekiyor.
-YEİ ve göçmenler içinde 325 bin çocuk eğitim görmüyor, YEİ çocuklarının yüzde 70’i, göçmen çocuklarının yüzde 48’i eğitim dışı. En temel senaryo doğrultusunda eğitim sektörünün oturması için 195 milyon dolara ihtiyaç bulunuyor.
-Elektrikte tarife seviyeleri ve toplama oranları işletme masrafı ve sermaye harcamalarını karşılamada yetersiz. 2015 stabilizasyon maliyetinin temel senaryoda 275 milyon dolar, yüksek maliyetli senaryoda ise 517 milyon dolar arasında olması bekleniyor. Su sektörü stabilizasyon maliyetinin ise 2015 için 214 milyon dolar olacağı tahmin ediliyor.
-Sonuç: Kısa vadede krizin sonuçlarını bertaraf etmek Kürt bölgesel yönetimi dışında daha çok Irak yönetiminin ve uluslararası toplumun sorumluluk alması gerekiyor. Göçmen ve YEİ’lerin Irak Kürt Bölgesi’nde kalmaya devam etmesi halinde rapordan ihtiyaç duyulan finansal kaynaklar konusunda bir gösterge olarak yararlanılabilir.
-Orta vadede ise yapısal reformlar gerekiyor... Göçmen ve YEİ’ler daha uzun bir dönem için Irak Kürt Bölgesi’nde kalma olasılıkları varken iş fırsatı da arayacaklar. Kriz, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Bağdat’tan transferlere olan güçlü ihtiyaç ve bu konudaki kırılganlığını ve petrol dışındaki diğer sektörlerin Irak Kürt Bölgesi ekonomisine doğrudan katkısının yetersizliğini gösterdi. Bu, özel sektör öncülüğündeki ekonomik çeşitlendirmeye olan bilinen ihtiyacın altını çizdi. Elbette KBY’nin 2020 Vizyon’una göre, doğal kaynakları ve eme gücüyle Irak Kürt Bölgesi, ekonomik büyümesini hızlandırma potansiyeline sahip. Dinamik bir özel sektör halkın yanında göçmenlere ve YEİ’lere de iş fırsatı sunar. Dünya Bankası’nın hazırlanmakta olan büyüme teşhis çalışması ise özel politikalar önerirken bu vizyonu düzenleyip hayata geçirecek.”
Raporun tamamı Nisan ayında açıklanacak. (ANKA