ANASAYFA arrow right Ekonomi

Kadınların emek piyasasına katılımları erkeklerin katılımından yüzde 50 düşük

Kadınların emek piyasasına katılımları erkeklerin katılımından yüzde 50 düşük
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.42
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.42
Kadınların işgal ettiği işlerin oranı artmış olsa da kadın işçiler erkeklere göre daha kötü işlerde
Kadınların işgal ettiği işlerin oranı artmış olsa da kadın işçiler erkeklere göre daha kötü işlerde çalışmaya devam ediyor
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı 2016 İstihdam Görünüm raporunda Türkiye için "İstihdam 2007 sonundaki orandan yüksek. Türkiye 'hiçbir işte çalışmayan ya da okumayan' genç oranını düşürdü" saptaması yaptı. OECD kızların okula devamı yönünde en dikkat çekici iyileşmelerin Türkiye ile birlikte bazı Kuzey Afrika ile Çin ve Hindistan'da yapıldığını bildirdi. OECD Türkiye'de üst düzey yönetici konumundaki kadın oranının düşük olduğunu ancak bu alanda 2000'den bu yana en önemli iyileşmelerin yaşandığı ülkeler arasında Şili, Çin, Meksika ile birlikte Türkiye'nin de bulunduğunu belirtti.

OECD'nin "Employment Outlook 2016 (İstihdam Görünümü 2016)" raporu yayımlandı. Raporda "Kriz sonrası iş boşluğu nihayet kapanıyor, fakat hükümetlerin iş kalitesindeki zayıflığı ve işgücü piyasasındaki fırsat eşitsizliğini ele almaları gerekiyor" denildi.
Raporda Türkiye'de istihdam oranının Şili, Almanya, Macaristan ve İsrail'de olduğu gibi 2007 sonundaki noktasından yüzde 5 puan daha yüksek olduğu belirtildi.
Rapora göre, OECD genelinde "hiçbir işte çalışmayan ya da okumayan" (NEET) genç oranı kriz önceki düzeyinde yüksek. Oran özellikle İspanya, İzalya, Yunanistan, İrlanda'da arttı. OECD, "Şili, Almanya, Japonya, Meksika v Türkiye dahil diğer ülkeler NEET sayılarında önemli düşüşleri başardı" dedi. Türkiye'nin istihdam görünümüne ilişkin şu değerlendirmeler yapıldı: "-Avrupa ülkelerinin büyük bölümünde geçici istihdamda artış görüldü. En büyük artışlar Şili, Macaristan ve Slovak Cumhuriyeti'nde görüldü ancak Çek Cum., Fransa, Lüksemburg ve Türkiye da önemli artışlar kaydetti.

Daha küçük bir grup ülkede NEET (çalışmayan/okumayan kişi) oranı 2007'den bu yana azaldı, düşüş özellikle çok yüksek düzeylerden aşağı gerçekleşse de Türkiye'de yüksek oldu. Çalışmayan/okumayan kadınların oranı erkeklere göre yüksek. En büyük uçurum Hindistan'da. Mısır, Türkiye, Meksika ve Endonezya izliyor.
Piyasaya girişe karşı ekonomi genelindeki yönetimsel engeller kimi OECD ülkelerinde (özellikle Meksika ve Türkiye) ve yükselen ekonomilerin çoğunda yüksek.
İlk ve orta öğretime devamda kızlar ve erkeklerin oranı birçok ülkede benzer ve birçok ülkede kadınlar şu anda üniversite eğitiminine erkeklerden daha çoğunlukla devam ediyor. En dikkat çekici iyileşmeler Fas, Mısır, Tunus, Çin, Türkiye, Endonezya ve Hindistan'da gerçekleşti. Bu ülkelerin tümünde 1990'larda üniversite eğitimine katılan kadınların oranı erkeklerin yarısı ya da yarısından azdı.

Yüksek yönetici konumunda kadınlar OECD genelinde avantajsız, ancak resim dünyada farklı. Rusya ve tüm Latin Amerika ülkelerinde OECD ortalamasından daha yüksek kadın yönetici var. Aksine Mısır, Fas, Türkiye, Hindistan ve Tunus'ta oran yüzde 15'in altında. Mısır ve Peru hariç yüksek yönetici pozisyonlarındaki kadınların payı 2000'den bu yana büyüdü. Başlangıç düzeylerine göre en önemli iyileşmeler, Şili, Çin, Meksika ve Türkiye'de kaydedildi.
Diğer taraftan kadınların emek piyasasına katılımlarındaki uçurum Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da, Hindistan ve Endonezya'da çok yüksek durumda. Endonezya hariç tüm bu ülkelerde, kadınların emek piyasasına katılımları erkeklerin katılımından yaklaşık yüzde 50 daha düşük. Türkiye'de bazı küçük iyileşmeler kaydedildi. Uçurum, Çin, Güney Afrika ve Rusya'da düşük ama sabit durumda.

Türkiye, Endonezya, Fas, Türkiye ve Güney Afrika'da emek piyasasına katılımda kadın erkek uçurumu, genel dünya görünümünden farklı, kırsal bölgelerde daha düşük.
Genelde finansal okuryazarlık konusunda kadın ve erkekler arasında bir uçurum var. Bu uçurum ışığında gelişmekte olan ve yükselen ekonomiler dahil bazı ülkeler, finansal eğitim programları geliştirdi. Brezilya ve Türkiye gibi birkaç yükselen ekonomi, kadınları finansal eğitim için ulusal stratejilerinin özel bir hedef grubu haline getirdi."

Rapora göre OECD ülkelerinin işgücü piyasasındaki şartlar iyileşmeye devam ediyor ve çalışma yaşındaki çalışan nüfus payının, küresel finans krizinin başlamasından yaklaşık on yıl sonra 2017'deki kriz-öncesi seviyeye geri dönmesi öngörülüyor. Ancak toparlanma dengesiz kalmaya devam ediyor ve işsizlik de, önemli sayıdaki Avrupalı OECD ülkesinde çok yüksek seyrediyor. İşgücü piyasasındaki gevşekliğin absorbe edildiği ülkelerde dahi işlerin düşük kaliteli oluşu ve işgücü piyasasındaki eşitsizliğin yüksek düzeyde kalması endişeye yol açıyor.
Büyük Resesyon sırasında işlerini kaybeden işçilerin çoğu artık işlerine geri döndü fakat maaşlar kontrol altında, iş baskısı da yaygın kalmaya devam ediyor. Büyük Resesyon sırasında imalat ve inşaat alanlarındaki işlerinden olan işçilerin çoğu kendi vasıflarının ve deneyimlerinin, hizmet sektöründe oluşmakta olan daha yüksek maaşlı işler için yeterli olmadığını gördüler. Hem istihdam hem de öğrenimden kopan düşük vasıflı gençler, işgücü piyasasında sürekli geride kalma riski taşıyor.

İşgücü piyasası performansındaki genel iyileşmeye rağmen düşük vasıflı gençler gibi ne istihdamda ne de eğitimde yer alan, riske açık gruplar ("NEET'ler" olarak adlandırılır) geride kalma riski taşıyor. 2015'te
OECD bölgesindeki 15-29 yaş grubunun %15'i bu kategoride yer alıyordu ve 2007'deki küresel kriz öncesine göre mutedil bir artış gösterdi. NEET'lerin ortalama olarak %38'i üst orta eğitimlerini OECD
bölgesinde tamamlamamış bulunuyor ve daha eğitimli NEET'lere göre fiilen iş aramaları daha az muhtemel (%45'e karşılık %33). Düşük vasıflı NEET'lerin yaklaşık üçte birinin işsiz bir aile (yani yetişkin bir
çalışanı olmayan aile) içinde yaşıyor olması, bu gruptaki birçok kişinin hem düşük cari gelirle hem de sınırlı miktarda işgücü piyasası fırsatıyla karşı karşıya kaldığını ortaya koyuyor. Riske açık bu grubun birçok
üyesinin, uzun vadeli kariyer beklentilerini iyileştirmek için hedefe yönelik yardıma ihtiyaç duyması muhtemel.
Vasıfların işyerinde nasıl kullanıldığı verimliliği, maaşları ve iş memnuniyetini etkiliyor ve çalışanlar ile hükumetlerin vasıfların daha iyi kullanımını destekleyecek daha çok şey yapmaları gerekiyor
İşçilerin kendi bilgi işleme becerilerini işyerinde ne ölçüde kullanıyor oldukları, verimliliğin, maaşların ve iş memnuniyetinin önde gelen bir belirleyicisidir.

Vasıf kullanımı hakkında - Yetişkin Vasıfları Anketine katılan 25'ten fazla OECD ülkesinin verilerine dayanan - yeni bir analiz, vasıf kullanımının önemini belgeliyor ve bunu iyileştirmenin birkaç unsurunu tespit ediyor. Özellikle takım çalışması, iş rotasyonu, ikramiye ödemesi ve çalışma saatlerinde esneklik gibi Yüksek Performanslı İş Uygulamaları, vasıfların işyerinde ciddi ölçüde daha iyi kullanılmasıyla ilişkilendiriliyor. Küreselleşme ve ülke dışına kayış da vasıf kullanımını etkiliyor fakat bir ülkenin firmalarının küresel değer zincirleri içindeki konumuna bağlı olarak bunların etkisi, olumlu veya olumsuz olabilir. Toplu pazarlık ve asgari ücret de dahil olmak üzere birtakım işgücü piyasası kurumları da birçok durumda vasıf kullanımını geliştiriyor. Vasıfları geliştirmeye yönelik politika seçenekleri, etkili uygulamalar hakkında ülkeye özel örneklerle tespit ediliyor ve sergileniyor.

Yapısal reformlar, kısa vadeli istihdam zararlarıyla sonuçlanabilir fakat hükumetler bu maliyetleri azaltma veya hatta bunlardan kaçınma yönünde adımlar atabilirler. Ürün ve işgücü piyasalarındaki yapısal reformların ortalama olarak uzun vadede olumlu etkilerinin olacağına çünkü bunların genel verimliliği artırdıklarına dair yaygın bir fikir birliği bulunuyor. Ancak bu yapısal reformlar işgücü piyasasında kısa vadeli ayarlama maliyetlerini gerektirebilir. Sektör düzeyindeki verilerin yeni bir analizi, giriş engellerini aşağı çeken reformların ve işten çıkarma maliyetinin gözardı edilemeyecek nitelikte geçici istihdam kayıplarına yol açtığını göstermektedir ki bu sonuç, son zamanlarda uygulanan üç EPL reformuna dair örnekolay çalışmalarının tamamlayıcı kanıtlarıyla teyit edilmiştir. Ancak ekonomik bir genişleme sırasında bu gibi reformlar yasalaştığında bu kısa vadeli maliyetlerin daha küçük olduğu veya hatta hiç bulunmadığı ortaya konulmuştur. Kısa vadeli istihdam maliyetlerini hafifletmeye yardımcı olabilecek olan işe alma ve işten çıkarma kurallarını kolaylaştıran bir reformu toplu pazarlık veya işsizlik ödemelerine dair reformlarla birleştiren politika seçenekleri de belirlenmektedir.

Gelişmekte olan ülkelerdeki cinsiyetler arası mesafenin kapatılması da önemli bir zorluktur. Son yüzyıldaki beklenmeyen ilerlemeye rağmen işgücü piyasasındaki cinsiyetler arası mesafe dünya genelinde devam etmektedir ve özellikle de gelişmekte olan ekonomilerde kayda değerdir. Kadınların işgal ettiği işlerin oranı artmış olsa da kadın işçiler erkeklere göre daha kötü işlerde çalışmaya devam etmektedirler. Cinsiyetler arası mesafeye dair güncel bir tablo da dünya nüfusunun yarıdan fazlasını oluşturan gelişmekte olan 16 ekonomide görülmektedir. İşgücü piyasası sonuçlarında son zamanlarda görülen eğilimler öne çıkarılmakta ve bunların temel itici güçleri tespit edilmektedir. Özellikle dünya genelinde süreklilik gösteren cinsiyetler arası maaş farklılığı yakından analiz ediliyor ve farklı bileşenlere ayrılıyor. Bu kanıtlara dayalı olarak cinsiyetler arası mesafeyi dengeleyen kapsamlı bir politikalar dizisi
tespit ediliyor. ANKA
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *