Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, memur olmanın hayalini kuranlara seslenirken, “Benim ufak bir önerim var gençlerimize, uzun vadede tabi ki kamuda ihtiyaç duyduğumuz elemanları alacağız. Ama milyonlarca gencimiz umutlarını kamuya bağlamasınlar kendilerini iyi yetiştirsinler. Ben kamuda memur olarak çalışmayı tercih etmem. Özel sektörün ayrı bir dinamizmi var. Bu sene biraz sınırlı alacağız gelecek sene de muhtemelen resim değişmeyecek” dedi.
NTV yayınında ekonomi gündemini değerlendiren Bakan Şimşek şu açıklamalarda bulundu:
“Başbakanımız kayıt dışılıkla mücadeleyi çok önemsediği için ben açıklayayım dediler. Kayıt dışı ile mücadele sadece maliye bakanlığı hatta sadece devletin tek başına becereceği bir konu değildir. Onun için biz 79 kamu ve STK ile görüşerek bu yeni eylem planını hazırladık. Şu anda 66 ilgili ve sorumlu kurum ve kuruluş olacak. Biz bir restorana veya doktora gittik sizin ödediğiniz ücrette aslında vergide var. Siz fiş istemeyince o para satıcının cebinde kalıyor. Halbuki o belge sistemini iyi oturttuk ama da hat iyileşebilir. Hazineye gelen her 100 liralık vergi gelirinin yaklaşık 23 lirası eğitime gidiyor, 21 lirası sağlığa gidiyor, 20 lirası sosyal güvenliğe gidiyor. Aslında kendi paramıza sahip çıkarsak sorun kalmayacak. Aslıdan Türkiye mükellef sayısında da ve vergi artışında da çok önemli bir performans ortaya koymuştur. 2002 yılında kayıt dışı istihdam oranı yüzde 52'ydi. Bugün biz bunu 35'e düşürdük. Yine Avrupa Birliği ülkeleri arasında kayıt dışılıkla mücadele konusunda en hızlı mesafe alan ülkeyiz. Bu yeni eyleme planı ile önümüzdeki 3-5 yıl içinde Avrupa Birliği'nin şu andaki milli gelire ortalaması olan yüzde 18.4 civarlarına yaklaşmak.
Bu seneye kadar petrol fiyatlarından çok çektik. Bizim enerji ithalatımız 2002’de 9 milyar dolarken geçtiğimiz bir iki yıla kadar 60 milyar dolara dayandı. Eğer petrol fiyatları 50 dolar civarında kalırsa Türkiye çok olumlu etkilenecek. Dünyada en olumlu etkilenecek ülkelerine başında Çin var sonrada Türkiye gibi ülkeler geliyor. Her 10 dolarlık düşüş cari açığımızı 4 buçuk milyar dolar civarında iyileştiriyor. 4 buçuk milyar dolar milli gelirin yüzde 0.5-6'sına denk geliyor. Dolayısıyla eğer petrol fiyatları 50 dolarda kalırsa cari açık belki 25-30 milyar dolar aralığına iner o da milli gelirin yaklaşık yüzde 3-3 buçuğu demektir. İkinci olarak enflasyon her 10 dolarlık düşüş enflasyonu 0.4 puan aşağı çekiyor. Dolayısıyla 100 dolardan 50 dolara inmemiz enflasyonu yüzde 5'in altına çekebilir. Türkiye'de taşıt sayısı neredeyse 19 milyona ulaşmış. Vatandaşımızın birkaç ay öncesine göre her hafta benzine ödediği para ile bu hafta ödediği aynı değil. Cebine daha çok para kalıyor ve büyümeyi de muhtemelen yüzde 0.1 ile 2 arasında olumlu etkiliyor.
Doğru. Bunun birinci sebebi vergiler. Bizdeki verginin önemli bir boyutu maktudur. Maktu olunca fiyata bir esnekliği yok. İkincisi Avrupa’ya göre rafineriden başlayıp bayiye kadar olan kar marjı Avrupa’nın oldukça üzerinde. Petrol ithal ettiğimiz üründür sadece dolar cinsinden petrol fiyatı ile ilişkili değildir. Bir de kur boyutu var. 2002’de litre başına fiyat ile bugünkü litre başına fiyata bakarsanız petrol fiyatı ve dolar kurunu da dikkate alırsanız hala 2002’nin altındayız. Nitekim vergi yükü hala 2002’nin altında. Fakat buna rağmen Türkiye’de biz belli ürünleri yüksek dozda vergilendiriyoruz. Ben bunun doğru bir politika olduğu kanısındayım. Ciddi biçimde enerjide dışa bağımlıyız cari açık diye bir sorunumuz var, çevre diye bir sorunumuz var dolayısıyla bu yüksek fiyatlara rağmen taşıt artışını görüyorsunuz. Onun için bizim vergi yükünü ithal ettiğimiz akaryakıt ürünlerinde yüksek tutmamız lazım.
Aslında bu sene çok tedbir aldığımız yani vergi artışı yaptığımız söylenemez. Bu seneki tedbirler biraz farklı. Sigaradaki tedbirin amacı 4.çeyreğe giden bazı firmalara sigara fiyatlarını düşürerek bizim vergi gelirlerimizi aşındırdı. Ben o zaman uyardım kendilerini gereken tedbiri alırız diye. Biz de Avrupa Birliği’ndeki sistemi getirdik. Bir asgari maktu var bir de maktu var bir de oransal bir vergi var. Yüksek fiyatlı sigaralarda oransal vergi yüzde 65.25. Bunlar fiyatı düşürerek daha düşük vergi vermeye yönelik bir çaba içine girdi. Biz de sadece ÖTV’ye 5 kuruşluk bir artış yaptık bunun paketlere yansıması yüzde 5 ile 9 arasında. Geçen seneki yeniden değerleme oranına bakın zaten Ekim ayı itibariyle yüzde 10.1’di. Dolayısıyla onu bir zaman olarak bir vergi artışı olarak değerlendirirsiniz ama bizim maktu vergileri en az enflasyon kadar arttırmamız lazım. Alkollü içkilere gelince oradaki artış biraz daha yüksek. Sebebi biz Avrupa Birliği’ne bir taahhütte bulunduk 2018 yılına kadar biz ithal içkilerle yerel içkilerle pariteyi bunu eşitleyeceğiz dedik. Dolayısıyla ya ithal içkilerine vergilerini düşürebilirdik ya da tamamının vergilerini arttırabilirdik. Biz tamamını arttırma yolunu seçtik. Tüm bu tedbirlerin etkisi 1.8 milyar lira. Yani bütçe için yapılan bir şey yok.
Geçen sene enflasyon yüzde 8.2. Geçen sene en düşük memur maaş artışı yüzde 8.3. ortalama memur maaş artışı yüzde 8.5. Geçen sene biz öğretmenlere ilave maaş artışı verdik. Yeni başlayan öğretmenin maaş artışı yüzde 14.4. Peki 860 bin öğretmen memur değil mi? Bütün memurların zaten neredeyse 3’te 1’i öğretmen. Memur emeklilerinin maaşı geçen sene yüzde 12.5 arttı. Dolayısıyla biz 2002’den bu yana ne memurumuzu ne asgari ücretlimizi, ne de emeklimizi hiçbir kesimi enflasyona ezdirmedik. Hatta ben abarttığımız kanısındayım. Şu anda bütçede memurlar için ayırdığımız kaynak 140 milyar lira. Yatırımlar için ayrılan kaynak 50 milyarın altında. Birde sosyal güvenlik kurumu emekli maaşlarını ödeyecek gelir elde edemiyor SGK’ya da 80 milyar para aktarıyoruz. Yani biz bütçenin çok önemli bir kısmını memurumuza ve emeklimize ayırdık.
Bu yıl ödeyeceğiz. Memur maaş artışı en az yüzde 6.1 olacak, eğer enflasyon öngörülenden yüksek çıkarsa onunda farkını vereceğiz.”ANKA
NTV yayınında ekonomi gündemini değerlendiren Bakan Şimşek şu açıklamalarda bulundu:
“Başbakanımız kayıt dışılıkla mücadeleyi çok önemsediği için ben açıklayayım dediler. Kayıt dışı ile mücadele sadece maliye bakanlığı hatta sadece devletin tek başına becereceği bir konu değildir. Onun için biz 79 kamu ve STK ile görüşerek bu yeni eylem planını hazırladık. Şu anda 66 ilgili ve sorumlu kurum ve kuruluş olacak. Biz bir restorana veya doktora gittik sizin ödediğiniz ücrette aslında vergide var. Siz fiş istemeyince o para satıcının cebinde kalıyor. Halbuki o belge sistemini iyi oturttuk ama da hat iyileşebilir. Hazineye gelen her 100 liralık vergi gelirinin yaklaşık 23 lirası eğitime gidiyor, 21 lirası sağlığa gidiyor, 20 lirası sosyal güvenliğe gidiyor. Aslında kendi paramıza sahip çıkarsak sorun kalmayacak. Aslıdan Türkiye mükellef sayısında da ve vergi artışında da çok önemli bir performans ortaya koymuştur. 2002 yılında kayıt dışı istihdam oranı yüzde 52'ydi. Bugün biz bunu 35'e düşürdük. Yine Avrupa Birliği ülkeleri arasında kayıt dışılıkla mücadele konusunda en hızlı mesafe alan ülkeyiz. Bu yeni eyleme planı ile önümüzdeki 3-5 yıl içinde Avrupa Birliği'nin şu andaki milli gelire ortalaması olan yüzde 18.4 civarlarına yaklaşmak.
Bu seneye kadar petrol fiyatlarından çok çektik. Bizim enerji ithalatımız 2002’de 9 milyar dolarken geçtiğimiz bir iki yıla kadar 60 milyar dolara dayandı. Eğer petrol fiyatları 50 dolar civarında kalırsa Türkiye çok olumlu etkilenecek. Dünyada en olumlu etkilenecek ülkelerine başında Çin var sonrada Türkiye gibi ülkeler geliyor. Her 10 dolarlık düşüş cari açığımızı 4 buçuk milyar dolar civarında iyileştiriyor. 4 buçuk milyar dolar milli gelirin yüzde 0.5-6'sına denk geliyor. Dolayısıyla eğer petrol fiyatları 50 dolarda kalırsa cari açık belki 25-30 milyar dolar aralığına iner o da milli gelirin yaklaşık yüzde 3-3 buçuğu demektir. İkinci olarak enflasyon her 10 dolarlık düşüş enflasyonu 0.4 puan aşağı çekiyor. Dolayısıyla 100 dolardan 50 dolara inmemiz enflasyonu yüzde 5'in altına çekebilir. Türkiye'de taşıt sayısı neredeyse 19 milyona ulaşmış. Vatandaşımızın birkaç ay öncesine göre her hafta benzine ödediği para ile bu hafta ödediği aynı değil. Cebine daha çok para kalıyor ve büyümeyi de muhtemelen yüzde 0.1 ile 2 arasında olumlu etkiliyor.
Doğru. Bunun birinci sebebi vergiler. Bizdeki verginin önemli bir boyutu maktudur. Maktu olunca fiyata bir esnekliği yok. İkincisi Avrupa’ya göre rafineriden başlayıp bayiye kadar olan kar marjı Avrupa’nın oldukça üzerinde. Petrol ithal ettiğimiz üründür sadece dolar cinsinden petrol fiyatı ile ilişkili değildir. Bir de kur boyutu var. 2002’de litre başına fiyat ile bugünkü litre başına fiyata bakarsanız petrol fiyatı ve dolar kurunu da dikkate alırsanız hala 2002’nin altındayız. Nitekim vergi yükü hala 2002’nin altında. Fakat buna rağmen Türkiye’de biz belli ürünleri yüksek dozda vergilendiriyoruz. Ben bunun doğru bir politika olduğu kanısındayım. Ciddi biçimde enerjide dışa bağımlıyız cari açık diye bir sorunumuz var, çevre diye bir sorunumuz var dolayısıyla bu yüksek fiyatlara rağmen taşıt artışını görüyorsunuz. Onun için bizim vergi yükünü ithal ettiğimiz akaryakıt ürünlerinde yüksek tutmamız lazım.
Aslında bu sene çok tedbir aldığımız yani vergi artışı yaptığımız söylenemez. Bu seneki tedbirler biraz farklı. Sigaradaki tedbirin amacı 4.çeyreğe giden bazı firmalara sigara fiyatlarını düşürerek bizim vergi gelirlerimizi aşındırdı. Ben o zaman uyardım kendilerini gereken tedbiri alırız diye. Biz de Avrupa Birliği’ndeki sistemi getirdik. Bir asgari maktu var bir de maktu var bir de oransal bir vergi var. Yüksek fiyatlı sigaralarda oransal vergi yüzde 65.25. Bunlar fiyatı düşürerek daha düşük vergi vermeye yönelik bir çaba içine girdi. Biz de sadece ÖTV’ye 5 kuruşluk bir artış yaptık bunun paketlere yansıması yüzde 5 ile 9 arasında. Geçen seneki yeniden değerleme oranına bakın zaten Ekim ayı itibariyle yüzde 10.1’di. Dolayısıyla onu bir zaman olarak bir vergi artışı olarak değerlendirirsiniz ama bizim maktu vergileri en az enflasyon kadar arttırmamız lazım. Alkollü içkilere gelince oradaki artış biraz daha yüksek. Sebebi biz Avrupa Birliği’ne bir taahhütte bulunduk 2018 yılına kadar biz ithal içkilerle yerel içkilerle pariteyi bunu eşitleyeceğiz dedik. Dolayısıyla ya ithal içkilerine vergilerini düşürebilirdik ya da tamamının vergilerini arttırabilirdik. Biz tamamını arttırma yolunu seçtik. Tüm bu tedbirlerin etkisi 1.8 milyar lira. Yani bütçe için yapılan bir şey yok.
Geçen sene enflasyon yüzde 8.2. Geçen sene en düşük memur maaş artışı yüzde 8.3. ortalama memur maaş artışı yüzde 8.5. Geçen sene biz öğretmenlere ilave maaş artışı verdik. Yeni başlayan öğretmenin maaş artışı yüzde 14.4. Peki 860 bin öğretmen memur değil mi? Bütün memurların zaten neredeyse 3’te 1’i öğretmen. Memur emeklilerinin maaşı geçen sene yüzde 12.5 arttı. Dolayısıyla biz 2002’den bu yana ne memurumuzu ne asgari ücretlimizi, ne de emeklimizi hiçbir kesimi enflasyona ezdirmedik. Hatta ben abarttığımız kanısındayım. Şu anda bütçede memurlar için ayırdığımız kaynak 140 milyar lira. Yatırımlar için ayrılan kaynak 50 milyarın altında. Birde sosyal güvenlik kurumu emekli maaşlarını ödeyecek gelir elde edemiyor SGK’ya da 80 milyar para aktarıyoruz. Yani biz bütçenin çok önemli bir kısmını memurumuza ve emeklimize ayırdık.
Bu yıl ödeyeceğiz. Memur maaş artışı en az yüzde 6.1 olacak, eğer enflasyon öngörülenden yüksek çıkarsa onunda farkını vereceğiz.”ANKA