Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 20 Haziran 2012 tarihinden Ekim ayı sonuna kadar yeni teşvik sistemi kapsamında 17.9 milyar TL tutarında bin 495 adet Yatırım Teşvik Belgesi düzenlendiğini belirterek, “Düzenlenen Yatırım Teşvik Belgelerinin 15.1 milyar TL tutarındaki bin 400 adedi yerli, 2.8 milyar TL tutarındaki 95 adedi ise uluslararası sermayeli şirketler tarafından alındı. Düzenlenen teşvik belgelerinde 61 bin 700 kişilik istihdam öngörülüyor” dedi.
Ekonomi Bakanlığı’nın TBMM Plan Bütçe Komisyonunda konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, dünyanın, hem iktisadi hem de siyasi anlamda en kırılgan dönemlerinden birini yaşadığını belirterek, “Bir değişim ve dönüşüm sürecinin tam ortasında hep birlikte tarihe tanıklık ediyoruz. Bu değişim ve dönüşüm sürecinin ana eksenini yakın coğrafyamız oluşturuyor. Avrupa’daki kriz, Kuzey Afrika ve Orta-Doğu’daki gelişmeler malumunuz. Biz Türkiye’yi bu süreçten kazasız belasız çıkarmanın hesaplarını, planlarını yapıyoruz” dedi
Bakan Çağlayan, “Türkiye’nin kredi notunun Fitch tarafından BBB-’ye yükseltilmesi ve not görünümünün pozitif olarak belirlenmesi de Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmelerin geç ve yetersiz de olsa takdir edildiğinin göstergesidir. Bunun diğer derecelendirme kuruluşlarına da örnek olmasını bekliyoruz. Bu konuda Fitch’in yaptığı değerlendirmeyi gecikmiş olarak görüyorum ve kendi itibarını kurtarmak için yaptığını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Avrupa krizi bu kadar uzun sürmeseydi, Orta-Doğuda ve Afrika’da sorunlar çıkmasa ya da bir an önce çözülseydi ihracatın daha da artabileceğini söyleyen Bakan Çağlayan, “Bakın, şimdi söyleyeceklerimi kesinlikle bir bahane bir mazeret olarak değil sadece etkinin net olarak görülebilmesi için söylüyorum. Euro/dolar paritesinin düşüyor olması ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Parite 2011 düzeyi ile aynı kalmış olsaydı, ihracatımız 5.7 milyar dolar daha fazla olacak, ihracat artış hızı yüzde 13.7 yerine yüzde 19.4 olacaktı. Ama dediğim gibi biz bunu bir mazeret olarak değil, tam tersine övünülecek bir husus olarak görüyoruz. 2011 yılı sonu itibariyle yüzde 46 olan toplam ihracat içerisindeki AB payı 2012 Ocak-Eylül döneminde yüzde 38’e geriledi. Ancak son yıllarda olduğu gibi bu yıl da, diğer bölgelerdeki artışlarla AB’den kaynaklanan yüzde 7.9’luk azalışı telafi ediyor hatta bunun üzerine çıkıyoruz. İlk 9 ayda bizim ihracatımız yüzde 13.7 artarken, ismi ihracatla müsemma ülkelerin ihracat performansı bizden çok daha düşük. Almanya’nın ilk 9 aydaki ihracatında yüzde 4.5, Brezilya’nın yüzde 5, Güney Kore’nin yaklaşık yüzde 2 gerileme var. Çin’de 10 aylık artış sadece yüzde 7.8, ABD’de ise yüzde 4.5. Yani diğer ülkelere kıyasla açık ara öndeyiz” diye konuştu.
Bakan Çağlayan, STA’ların ekonomi üzerinde ciddi etkileri bulunduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin 19 ülke ile imzalanmış Serbest Ticaret Anlaşması var. Ayrıca, Lübnan ile 24 Kasım 2010’da, Mauritius ile 9 Eylül 2011’de ve Güney Kore ile 1 Ağustos 2012 tarihinde imzalanan STA’larımızın da iç onay süreçleri devam ediyor. Lübnan ve Mauritius anlaşmaları Genel Kurul aşamasında; Kore STA’sı ise bugün Dışişleri Komisyonu’nda görüşülecek. Suriye olan anlaşmamız ise bildiğiniz sebeplerden dolayı askıda” dedi.SHA
Ekonomi Bakanlığı’nın TBMM Plan Bütçe Komisyonunda konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, dünyanın, hem iktisadi hem de siyasi anlamda en kırılgan dönemlerinden birini yaşadığını belirterek, “Bir değişim ve dönüşüm sürecinin tam ortasında hep birlikte tarihe tanıklık ediyoruz. Bu değişim ve dönüşüm sürecinin ana eksenini yakın coğrafyamız oluşturuyor. Avrupa’daki kriz, Kuzey Afrika ve Orta-Doğu’daki gelişmeler malumunuz. Biz Türkiye’yi bu süreçten kazasız belasız çıkarmanın hesaplarını, planlarını yapıyoruz” dedi
Bakan Çağlayan, “Türkiye’nin kredi notunun Fitch tarafından BBB-’ye yükseltilmesi ve not görünümünün pozitif olarak belirlenmesi de Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmelerin geç ve yetersiz de olsa takdir edildiğinin göstergesidir. Bunun diğer derecelendirme kuruluşlarına da örnek olmasını bekliyoruz. Bu konuda Fitch’in yaptığı değerlendirmeyi gecikmiş olarak görüyorum ve kendi itibarını kurtarmak için yaptığını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Avrupa krizi bu kadar uzun sürmeseydi, Orta-Doğuda ve Afrika’da sorunlar çıkmasa ya da bir an önce çözülseydi ihracatın daha da artabileceğini söyleyen Bakan Çağlayan, “Bakın, şimdi söyleyeceklerimi kesinlikle bir bahane bir mazeret olarak değil sadece etkinin net olarak görülebilmesi için söylüyorum. Euro/dolar paritesinin düşüyor olması ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Parite 2011 düzeyi ile aynı kalmış olsaydı, ihracatımız 5.7 milyar dolar daha fazla olacak, ihracat artış hızı yüzde 13.7 yerine yüzde 19.4 olacaktı. Ama dediğim gibi biz bunu bir mazeret olarak değil, tam tersine övünülecek bir husus olarak görüyoruz. 2011 yılı sonu itibariyle yüzde 46 olan toplam ihracat içerisindeki AB payı 2012 Ocak-Eylül döneminde yüzde 38’e geriledi. Ancak son yıllarda olduğu gibi bu yıl da, diğer bölgelerdeki artışlarla AB’den kaynaklanan yüzde 7.9’luk azalışı telafi ediyor hatta bunun üzerine çıkıyoruz. İlk 9 ayda bizim ihracatımız yüzde 13.7 artarken, ismi ihracatla müsemma ülkelerin ihracat performansı bizden çok daha düşük. Almanya’nın ilk 9 aydaki ihracatında yüzde 4.5, Brezilya’nın yüzde 5, Güney Kore’nin yaklaşık yüzde 2 gerileme var. Çin’de 10 aylık artış sadece yüzde 7.8, ABD’de ise yüzde 4.5. Yani diğer ülkelere kıyasla açık ara öndeyiz” diye konuştu.
Bakan Çağlayan, STA’ların ekonomi üzerinde ciddi etkileri bulunduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin 19 ülke ile imzalanmış Serbest Ticaret Anlaşması var. Ayrıca, Lübnan ile 24 Kasım 2010’da, Mauritius ile 9 Eylül 2011’de ve Güney Kore ile 1 Ağustos 2012 tarihinde imzalanan STA’larımızın da iç onay süreçleri devam ediyor. Lübnan ve Mauritius anlaşmaları Genel Kurul aşamasında; Kore STA’sı ise bugün Dışişleri Komisyonu’nda görüşülecek. Suriye olan anlaşmamız ise bildiğiniz sebeplerden dolayı askıda” dedi.SHA
RSS