Çözüm, çocuk merkezli politikalar, koruma, eğitim, caydırıcı hukuki cezalardır. Gelinen noktada yetkililer, eğitim, kadın, aile, hukuk, adalet ve demokrasi anlayışının payını geliştirmelidir
Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Kadın Sekreteri Sara Alagöz, son zamanlarda artan çocuk istismarı ve taciz olayları hakkında gazetemize çarpıcı açıklamalar yaptı. TÜİK verilerine göre 2008-2016 yılları arasında kaybolan çocuk sayısının 104 bin 531 olduğunu vurgulayan Sara, “Kadına ve çocuğa yönelik cinsel istismar ve şiddet vakaları son 16 yılda artarak devam eden toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Çocuklarımızı sokaklara, parklara çıkarmaya korkar olduk. Çocuklarımızın düşleri için, çocuklarımız öldürülmesin diye çocuklarımız büyüyebilsin diye çabalıyoruz. Çocuklarımıza iyi bir gelecek kurma mücadelesini vereceğiz” dedi.
Kız çocukları okula
gidemez duruma getirildi
“Çocukların kendilerini gerçekleştirebilecekleri özgür bireyler olarak büyümesini sağlayabilen politikaları konuşabilmeliyiz” diyen Alagöz, “Çünkü çocuklarımız kaçırılıyor, çocuklarımızı öldürüyor, tacize ve tecavüze maruz bırakılıyor. 2009 yılında milli eğitimin orta öğretim kurumlarıyla ilgili yapılan bir yönetmelik değişikliği ile çocuk yaşta evliliklere izin verildi. 2012’de yapılan bir değişiklikle evlenen çocukların, zorla evlendirilen çocukların açık liselere yönlendirilmesi değişikliği getirildi, yine 2012 yılında 4+4+4 sistemine geçildi, çocuk evlilikleri arttı, kız çocukları okuldan çekildi. Kız çocukları artık okula gidemez duruma getirildi, zorla evlendirildi. Biz bu anlayıştan derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
Yaşam hakkı devredilemez
18 yaş altı her bireyin çocuk olduğunu kaydeden Alagöz, “Fakat ülkemizde ne oldu? Cinsel ilişki rıza yaşını 15’e çekildiği yetmedi, Anayasa Mahkemesi kararı ile onu da 12’ye indirmenin yolunu açıldı. 12 yaşındaki çocukların altında cinsel istismara uğrayanların daha ağır cezalandırılması demek 12 yaşın rıza yaşı kabul edilmesi demektir. Biz bu politikaların hepsine karşı çıktık. Yetmedi bizim müftülük yasası olarak adlandırdığımız yasayı meclisten geçirildi. Bundan sonraki her çocuk istismarı daha da meşrulaştı. Yaşam hakkı devredilemez, vazgeçilemez en temel insan hakkıdır ve bir cezalandırma konusu asla ve asla olamaz, gündemden derhal düşürülmelidir. Hükümet yetkililerinin ve bazı toplumsal kesimlerde idam ve hadım cezalarını dillendirmektedir. Bu yaklaşım görev ve sorumluluklardan kaçmak anlamına gelmektedir. Çözüm, çocuk merkezli politikalar, koruma, eğitim, caydırıcı hukuki cezalardır. Gelinen noktada yetkililer, eğitim, kadın, aile, hukuk, adalet, demokrasi anlayışının payını geliştirmelidirler” şeklinde konuştu. Hüseyin Karataş
Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Kadın Sekreteri Sara Alagöz, son zamanlarda artan çocuk istismarı ve taciz olayları hakkında gazetemize çarpıcı açıklamalar yaptı. TÜİK verilerine göre 2008-2016 yılları arasında kaybolan çocuk sayısının 104 bin 531 olduğunu vurgulayan Sara, “Kadına ve çocuğa yönelik cinsel istismar ve şiddet vakaları son 16 yılda artarak devam eden toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Çocuklarımızı sokaklara, parklara çıkarmaya korkar olduk. Çocuklarımızın düşleri için, çocuklarımız öldürülmesin diye çocuklarımız büyüyebilsin diye çabalıyoruz. Çocuklarımıza iyi bir gelecek kurma mücadelesini vereceğiz” dedi.
Kız çocukları okula
gidemez duruma getirildi
“Çocukların kendilerini gerçekleştirebilecekleri özgür bireyler olarak büyümesini sağlayabilen politikaları konuşabilmeliyiz” diyen Alagöz, “Çünkü çocuklarımız kaçırılıyor, çocuklarımızı öldürüyor, tacize ve tecavüze maruz bırakılıyor. 2009 yılında milli eğitimin orta öğretim kurumlarıyla ilgili yapılan bir yönetmelik değişikliği ile çocuk yaşta evliliklere izin verildi. 2012’de yapılan bir değişiklikle evlenen çocukların, zorla evlendirilen çocukların açık liselere yönlendirilmesi değişikliği getirildi, yine 2012 yılında 4+4+4 sistemine geçildi, çocuk evlilikleri arttı, kız çocukları okuldan çekildi. Kız çocukları artık okula gidemez duruma getirildi, zorla evlendirildi. Biz bu anlayıştan derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
Yaşam hakkı devredilemez
18 yaş altı her bireyin çocuk olduğunu kaydeden Alagöz, “Fakat ülkemizde ne oldu? Cinsel ilişki rıza yaşını 15’e çekildiği yetmedi, Anayasa Mahkemesi kararı ile onu da 12’ye indirmenin yolunu açıldı. 12 yaşındaki çocukların altında cinsel istismara uğrayanların daha ağır cezalandırılması demek 12 yaşın rıza yaşı kabul edilmesi demektir. Biz bu politikaların hepsine karşı çıktık. Yetmedi bizim müftülük yasası olarak adlandırdığımız yasayı meclisten geçirildi. Bundan sonraki her çocuk istismarı daha da meşrulaştı. Yaşam hakkı devredilemez, vazgeçilemez en temel insan hakkıdır ve bir cezalandırma konusu asla ve asla olamaz, gündemden derhal düşürülmelidir. Hükümet yetkililerinin ve bazı toplumsal kesimlerde idam ve hadım cezalarını dillendirmektedir. Bu yaklaşım görev ve sorumluluklardan kaçmak anlamına gelmektedir. Çözüm, çocuk merkezli politikalar, koruma, eğitim, caydırıcı hukuki cezalardır. Gelinen noktada yetkililer, eğitim, kadın, aile, hukuk, adalet, demokrasi anlayışının payını geliştirmelidirler” şeklinde konuştu. Hüseyin Karataş