2018 Yılı’nın emekçilerin iflas yılı olduğunu belirten Tez-Koop İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Bilal Öztokmak, “Ülkemizde yaşam her geçen gün zorlaşıyor, akaryakıtın 6 lira olduğu bir durumda üretmekte mümkün değil, etin kilo fiyatının 80 lira olduğu ama buna karşılık işçinin saatlik ücretinin ise 7 lira olduğu bir şartta insan onuruna yaraşır standartta yaşayabilmek için gerekli tüketim ürünleri satın almak ta mümkün değil. Bu şehirde en düşük kira 700-800 lira üzerine birde aylık zorunlu faturaları ekleyip çoğunluğun kazancı olan asgari ücreti tutarı ile karşılaştırdığımızda söylenebilecek bir şey kalmıyor. Üstelik yılın yarısına geldik daha eğer bu yaşam pahalılığı, özellikle gıda ürünlerindeki aşırı artışlar aynı şekilde devam ettiği takdirde özellikle emek sınıfını, çalışanları çok daha zor günler bekliyor demektir” dedi.
Ücret artışları zam
ve döviz artışıyla eridi
Gerek asgari ücrete yılbaşında yapılan artışın, gerekse de kamu ve özel sektördeki yüzde 10-15 seviyesinde ki ücret artışlarının yılın ilk birkaç ayında ki döviz artışı ve zamlarla eridiğini vurgulayan Başkan Öztokmak, “Hangi zorunlu giderimizi düşünürsek düşünelim birkaç yıl önceye nazaran şimdi iki kat bedelle satın alabiliyoruz. Enflasyonun en gerçekçi hesabını çarşı pazara gidildiğinde aynı ürünü bir hafta önceki fiyata alamayarak görüyoruz. Özellikle son aylarda ki zamları, artışları düşündüğümüz de emekçilerin, halkın yaşama zorluğu had safhaya geldi. Güncel olarak şehrimizde bu günlerde her sokakta sosyal yardım olarak kömür dağıtımını görüyoruz ve resmi açıklamalar var 3 milyon civarı aileye bu kömür yardımının yapılacağı şeklin de. Halka sosyal destek vermek devletin görevi ve tabi ki alkışlanacak bir durum ama 3 milyon ailenin yani nüfus olarak 10 milyon kişinin kömür yardımı yapılacak kıstasta en alt derece yoksul olması yine en gerçekçi, acı bir ekonomik durum tablosu” değerlendirmesinde bulundu.
Devlet halkı dar boğazdan
kurtaracak politikalar üretmeli
Bazı hususları dile getirmenin kendilerinin görevi olduğunu ifade eden Öztokmak, bu çarkın böyle dönmeyeceğini söyledi. Devleti yönetenlerin halkın her geçen gün artan yaşam zorluğunu görmeleri ve bu darboğazdan çıkaracak politikalar üretmesi gerektiğini kaydeden Öztokmak, “Özellikle yıllardır dile getiriliyor, ilk aşamada asgari ücretle çalışan kesimden vergi alınmasının terkedilmesi gerekir. Ayrıca Avrupa ülkelerinde uygulanan yöntemlerle yoksul dar gelirli çalışanların yaşamları kolaylaştırılmalı, barınma hakkı olarak sosyal konutlar verilmeli, elektrik, su, ulaşım gibi zorunlu giderler bedelsiz verilmelidir. Maalesef bizde bunlar bir hizmet olarak değil vergi toplamak için fırsat olarak kullanılıyor. Bu yöndeki sosyal politikaların yürürlüğe sokulabilmesi, hükümet politikalarına müdahil olunabilmesi için biz tüm çalışanların sendikalarda örgütlenmesi gerektiğini her ortamda dile getiriyoruz” diye konuştu. Hüseyin Karataş
Ücret artışları zam
ve döviz artışıyla eridi
Gerek asgari ücrete yılbaşında yapılan artışın, gerekse de kamu ve özel sektördeki yüzde 10-15 seviyesinde ki ücret artışlarının yılın ilk birkaç ayında ki döviz artışı ve zamlarla eridiğini vurgulayan Başkan Öztokmak, “Hangi zorunlu giderimizi düşünürsek düşünelim birkaç yıl önceye nazaran şimdi iki kat bedelle satın alabiliyoruz. Enflasyonun en gerçekçi hesabını çarşı pazara gidildiğinde aynı ürünü bir hafta önceki fiyata alamayarak görüyoruz. Özellikle son aylarda ki zamları, artışları düşündüğümüz de emekçilerin, halkın yaşama zorluğu had safhaya geldi. Güncel olarak şehrimizde bu günlerde her sokakta sosyal yardım olarak kömür dağıtımını görüyoruz ve resmi açıklamalar var 3 milyon civarı aileye bu kömür yardımının yapılacağı şeklin de. Halka sosyal destek vermek devletin görevi ve tabi ki alkışlanacak bir durum ama 3 milyon ailenin yani nüfus olarak 10 milyon kişinin kömür yardımı yapılacak kıstasta en alt derece yoksul olması yine en gerçekçi, acı bir ekonomik durum tablosu” değerlendirmesinde bulundu.
Devlet halkı dar boğazdan
kurtaracak politikalar üretmeli
Bazı hususları dile getirmenin kendilerinin görevi olduğunu ifade eden Öztokmak, bu çarkın böyle dönmeyeceğini söyledi. Devleti yönetenlerin halkın her geçen gün artan yaşam zorluğunu görmeleri ve bu darboğazdan çıkaracak politikalar üretmesi gerektiğini kaydeden Öztokmak, “Özellikle yıllardır dile getiriliyor, ilk aşamada asgari ücretle çalışan kesimden vergi alınmasının terkedilmesi gerekir. Ayrıca Avrupa ülkelerinde uygulanan yöntemlerle yoksul dar gelirli çalışanların yaşamları kolaylaştırılmalı, barınma hakkı olarak sosyal konutlar verilmeli, elektrik, su, ulaşım gibi zorunlu giderler bedelsiz verilmelidir. Maalesef bizde bunlar bir hizmet olarak değil vergi toplamak için fırsat olarak kullanılıyor. Bu yöndeki sosyal politikaların yürürlüğe sokulabilmesi, hükümet politikalarına müdahil olunabilmesi için biz tüm çalışanların sendikalarda örgütlenmesi gerektiğini her ortamda dile getiriyoruz” diye konuştu. Hüseyin Karataş