Av. Mehmet Yılmaz Çelik, “Hukuk devletinde önemli olan şey hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı. Hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı korunduğu takdirde Türk halkının adliyelere olan güveni en üst dereceye çıkacak. Biz avukatlar olarak yeni adli yılda en büyük görevimiz hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını korumak için elimizden gelebilen bütün çabayı sarf etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Sorunların çözümü yargının üstünlüğünden geçer
Sorunların çözümünün yargının üstünlüğünden geçtiğini kaydeden Çelik, “Yargı kararlarının taraflardan birini memnun etmemesi genel yakınması bir tarafa, uzun süren yargılama, cezaların yetersizliği, kararların uygulanamaması, herkesin yakındığı konular. Verilecek kararların taraflardan birini memnun etmemesi durumu adliyeye ola güveni azaltacağını düşündüğümüzden verilecek kararların hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı göz önüne alınarak daha dikkatli bir şekilde verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz” dedi.
Suç oranlarının artması cezaların yetersiz ve caydırıcı olmadığını gösteriyor
Her yıl suça karışma oranlarının artmasının cezaların yeteri kadar caydırıcı olmadığının ve yetersiz kaldığının kanıtı niteliğinde olduğunu belirten Çelik, “Oluşan bu durum karşısında vatandaşlarımızın Yargıya ve devlete güvenlerini yitirmeleri ve bizzat veya yasa dışı örgütler aracılığı ile hak aramayı tercih etmeleri söz konusu. Sıkça yapılan ve artık af niteliğini alan şartlı salıvermeler, infaz hukukundaki indirimler sonunda ortada çekilecek bir cezanın kalmaması, cezaların caydırıcılığının kaybolması, vatandaşların tabiri caiz ise kendi adaletini kendisi yerine getirmeye çalışması ihtimalini arttırarak toplumun barışı ve hukukun üstünlüğü açısından büyük bir zarar oluşturuyor. Bu sebeplerle yeni adli yılda bu konuyla ilgili tedbirlerin ivedilikle alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Av. Çelik, kararların uygulanamamasının gerek istinaf gerek ise yargıtay itiraz sürelerinin çok uzun sürmesinden dolayı yerel mahkeme kararlarının kesinleşmesini geciktirdiğine dikkat çekti. “Vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini korumakla görevli olan adalet sistemimizin bu hakların herhangi bir kaybının oluşması halinde kaybolan bu hakları ivedilikle tekrar kazandırmak ilk görevlerinden. Ancak gerek itiraz sürelerinin uzun olması gerek ise başkaca sebeplerden dolayı kararların uygulanamaması Türk adalet sistemine olan güvenin azalmasına sebep oluyor. Güvenin toplum tarafından azalmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor. Zira adalet, toplumun barış huzur ve refahının ön şartı. Adalete olan güvenin eksilmesi toplumda huzurun bozulmasına yol açacak” uyarısında bulundu.
Çelik, “Anayasamızın ikinci maddesinde yer alan “Hukuk devleti” ibaresinin gereği olarak hizmetlerin; bağımsız, tarafsız, eşit ve hızlı bir şekilde tecelli etmesi gerekiyor. Ancak oluşan dosya kalabalığından mütevellit davaların sonuçlanma süreleri gereğinden fazla uzayabiliyor. Güvenilir ve hızlı bir şekilde tecelli edecek olan adalet toplumda huzur, barış ve kardeşliğin güçlü bir teminatı olacak. Bu sebeple dava süreçlerinde dosyanın sonuçlanmasını uzatabilecek aksaklıklarla ilgili önlem alınması gerekiyor.
Hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesiz
Eğitime değinen Av. Mehmet Yılmaz Çelik, konuşmasını şöyle bitirdi: “Sorunlardan birisi hukuk fakültelerindeki eğitimin kalitesizleşmesi. Her sene binlerce mezun veren fakültelerimizin eğitim kalitesindeki düşüş aşikar. Bu sebeple bu husus hakkında gerekli tedbirlerin alınması gerektiği kanaatindeyiz. Hukuk devleti olmanın gerekliklerinden birisi ise yargının her türlü siyasi ideolojiden uzak durması gereği.”
RSS