MHP’nin af teklifinin yasallaşması durumunda kadın cinayetlerinde cezalandırılan failleri cesaretlendireceğine dikkat çeken Avukat Şafak Yılmaz, devletin kadına maddi ve manevi zarar veren kişiyi af etmesi kadını adaletsizliğe mahkûm etmesi şeklinde değerlendirdi.
Bu hafta açılan Meclis'in karara bağlayacağı konular arasında, Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) 24 Eylül'de Meclis'e sunduğu şartlı indirim ile tutuklu ve hükümlülere af çıkarılmasına dair kanun teklifi yer alıyor. “Çocuk istismarcılarını, tecavüzcüleri kapsamıyor” sözleriyle kamuoyunun tepkisini azaltmak veya desteğini toplamak istenilen bu af teklifi, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerini de kapsıyor. MHP’nin bu teklifine göre, “ taksirli öldürme” ya da “ bilinçli taksirli insan öldürme” suçluları da aftan yararlanabiliyor. Kadın cinayetleri davalarında “bilinçli taksirli öldürme” ya da “ taksirli öldürme” suçundan verilen cezalar mevcut. Kadınların zorluklarla mücadele ederek, ceza almasını sağladığı failin, meclise gönderilen bu af teklifinin kabul edilmesiyle birlikte ya cezalandırılamayacak ya da hapisten çıkacak.
Şiddetin giderek yaygınlaştığı Türkiye’de kadınların binbir mücadeleyle ceza almasını sağlayabildiği ve şiddet suçlularının, “yaralama”, “basit yaralama”, “tehdit”, “şantaj” ve “hakaret” suçlarından ceza alıyor. Af teklifi ise bu suçluları af kapsamına alıyor. Bu af teklifinin her ne kadar “çocuk istismarcılarını, tecavüzcüleri kapsamıyor” denilse bile kadına yönelik şiddet suçlularının, af teklifin yasallaşması takdirinde aftan yararlanacağını gösteriyor. Kadına yönelik işlenen suçlar bakımından MHP’nin af tasarısının yasallaşması takdirinde ne anlama geldiğini ve kadınlara neler yaşatacağını değerlendiren Avukat Şafak Yılmaz, suçlu, fail, sanık ya da kişi af edilecekse eğer, bunu devlet değil, şiddete uğrayan kadının af etmesi gerektiğini vurguladı.
‘Af teklifi, hukukun ve toplumun güvenliği zedeleneceği kanaatindeyim’
Af teklifinin ne alama geldiğini Yılmaz şu şekilde değerlendirdi: “Son 10 yılda işlenen kadın cinayeti 2 bin 337. Bunlar hayatlarını kaybedenler. 2008 yılında 80, 2009 yılında 109, 2010 yılında 180, 2011 yılında 121, 2012 yılına 201,2013 yılında 237, 2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328,2017 yılında 409, 2018 yılın ilk 8 ayında 160 kadın ve 8 kız çocuk öldürüldü, 46 kadına tecavüz edildi, 140 tacize uğradı, 151 kadın zorla seks işçiliğine maruz bırakıldı, 160 kız çocuğu cinsel istismara maruz kaldı, 280 kadın yaralandı. Af teklifiyle bu 2 bin 337 kadını öldüren insanları serbest bırakmak demek, bunun iki katına kadının aynı şiddete maruz kalması anlamına gelir. Ve burada hukukun güvenliği, toplumun güvenliği zedeleneceğinin kanaatindeyim. Çünkü ceza infaz kurumunun amacı, felsefesi insanları ıslah etmektir. Bu insanlar ceza aldığında uzun bir süre cezaevinde kalmıyorlar. Bunlar ceza aldığında tekrar topluma karıştığında, suçlu, fail ya da sanık “ben kimi öldürürsem öldüreyim, yaralarsam yaralayayım hiçbir şey olmuyor” şeklinde düşünmeye başlar.”
‘Bu af yeni değil’
Af teklifini desteklemediğinin altını çizen Yılmaz, “Af tasarısına şu açıdan karşıyım; devlet kendisine karşı işlenen suçu af edebilir. Çünkü orada zarar gören devlettir. Ancak toplumda herhangi bir bireyi yaraladığında, burada af etme yetkisi devlette olmaz. Bireyin olmalı. Çünkü zarar gören bireydir” dedi. Bu af teklifinin yeni olmadığına dikkat çeken Yılmaz, “Bundan önce 1 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede, “01.07. 2016 tarihinden önce işlenen suçlarda denetimli serbestlik, koşullu salıverme ve infaz’ başlığıyla, 4 yıl hapis cezası alan kişi cezaevine girmiyor. 3 gün ceza infaz kurumunda kaldıktan sonra iyi hal göstermek yeterli sayılıyor. Ve kişi serbest bırakılıyor. Örtülü af diye nitelendirdiğimiz bu düzenlemeler sonrasında tekrar bir af teklifinin gelmesi, kadın hakları mücadelesinde bu kadar şiddete ve ötelemeye, mobinge uğrayan kadınlara çok daha büyük sakıncalar doğuracağının kanaatindeyim. Bu af tasarısı sadece “taksirli öldürme” suçunu kapsamayacak, bu AYM’nin önüne gittiğinde genişleyecek. Şuanda 4 veya 5 kalem olarak görülüyor ama bu AYM’nin eşitlik ilkesine aykırı olacak. Af kapsamı genişleyeceği için kadınları kasten öldürenleri de kapsayacak. Bu kadınlar için daha tehlikeli bur durum olacak kanaatindeyim” şeklinde konuştu.
‘Kişiler her 5 senede bir çıkan aftan cesaret alıyor’
Yılmaz, “ Ben şu sözü severim; ‘Kötüleri af eden, iyilere zarar verir’. Devlet, bireye işlenen suçu af edemez. Bir kadın, sevgilisini ret ettiği için sevgilisi tarafından birçok yerinden yara alıyor. Ve bu erkeği af etmek, o kadın bu yaraları içinde yaşarken, diğer bir taraftan da o kişinin serbest bırakılması kadının devlete, topluma, adalete, hukuka olan bakışını yaralayacak. Ben bu af teklifini bu açıdan olumlu bulmuyorum. Kadına yönelik şiddeti önlemesi gereken devlettir. Mesele kişinin hapiste kalması değil, devletin mağdur olan kadını veya çocuğu yaşatmasıdır” diye konuştu.
‘Şiddete uğrayan kadın af etmeli, devlet değil’
Af teklifiyle suçlu cesaretlenecek, kadının daha da tedirgin ve mağdur olacağına dikkat çeken Yılmaz, “Af teklifiyle birlikte mağdur ile suçlu, hükümlü, sanık ya da fail karşı karşıya gelecek. Gelmese dahi kadın, üzerinde bir tehlike ve tehdit olarak hep hissedecektir. Uzaklaştırılması ya da koruma altına alınması bile bir yerde caydırıcı olmuyor. Bu insanlar nasıl olsa 5 senede bir af geliyor diye daha da cesaretlenmiş olacak.. Af teklifi kadına yönelik şiddeti artıracağı düşüncesindeyim. Bu suç işleyenleri cesaretlendireceği kanaatindeyim” dedi. Esra Aydın
Bu hafta açılan Meclis'in karara bağlayacağı konular arasında, Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) 24 Eylül'de Meclis'e sunduğu şartlı indirim ile tutuklu ve hükümlülere af çıkarılmasına dair kanun teklifi yer alıyor. “Çocuk istismarcılarını, tecavüzcüleri kapsamıyor” sözleriyle kamuoyunun tepkisini azaltmak veya desteğini toplamak istenilen bu af teklifi, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerini de kapsıyor. MHP’nin bu teklifine göre, “ taksirli öldürme” ya da “ bilinçli taksirli insan öldürme” suçluları da aftan yararlanabiliyor. Kadın cinayetleri davalarında “bilinçli taksirli öldürme” ya da “ taksirli öldürme” suçundan verilen cezalar mevcut. Kadınların zorluklarla mücadele ederek, ceza almasını sağladığı failin, meclise gönderilen bu af teklifinin kabul edilmesiyle birlikte ya cezalandırılamayacak ya da hapisten çıkacak.
Şiddetin giderek yaygınlaştığı Türkiye’de kadınların binbir mücadeleyle ceza almasını sağlayabildiği ve şiddet suçlularının, “yaralama”, “basit yaralama”, “tehdit”, “şantaj” ve “hakaret” suçlarından ceza alıyor. Af teklifi ise bu suçluları af kapsamına alıyor. Bu af teklifinin her ne kadar “çocuk istismarcılarını, tecavüzcüleri kapsamıyor” denilse bile kadına yönelik şiddet suçlularının, af teklifin yasallaşması takdirinde aftan yararlanacağını gösteriyor. Kadına yönelik işlenen suçlar bakımından MHP’nin af tasarısının yasallaşması takdirinde ne anlama geldiğini ve kadınlara neler yaşatacağını değerlendiren Avukat Şafak Yılmaz, suçlu, fail, sanık ya da kişi af edilecekse eğer, bunu devlet değil, şiddete uğrayan kadının af etmesi gerektiğini vurguladı.
‘Af teklifi, hukukun ve toplumun güvenliği zedeleneceği kanaatindeyim’
Af teklifinin ne alama geldiğini Yılmaz şu şekilde değerlendirdi: “Son 10 yılda işlenen kadın cinayeti 2 bin 337. Bunlar hayatlarını kaybedenler. 2008 yılında 80, 2009 yılında 109, 2010 yılında 180, 2011 yılında 121, 2012 yılına 201,2013 yılında 237, 2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328,2017 yılında 409, 2018 yılın ilk 8 ayında 160 kadın ve 8 kız çocuk öldürüldü, 46 kadına tecavüz edildi, 140 tacize uğradı, 151 kadın zorla seks işçiliğine maruz bırakıldı, 160 kız çocuğu cinsel istismara maruz kaldı, 280 kadın yaralandı. Af teklifiyle bu 2 bin 337 kadını öldüren insanları serbest bırakmak demek, bunun iki katına kadının aynı şiddete maruz kalması anlamına gelir. Ve burada hukukun güvenliği, toplumun güvenliği zedeleneceğinin kanaatindeyim. Çünkü ceza infaz kurumunun amacı, felsefesi insanları ıslah etmektir. Bu insanlar ceza aldığında uzun bir süre cezaevinde kalmıyorlar. Bunlar ceza aldığında tekrar topluma karıştığında, suçlu, fail ya da sanık “ben kimi öldürürsem öldüreyim, yaralarsam yaralayayım hiçbir şey olmuyor” şeklinde düşünmeye başlar.”
‘Bu af yeni değil’
Af teklifini desteklemediğinin altını çizen Yılmaz, “Af tasarısına şu açıdan karşıyım; devlet kendisine karşı işlenen suçu af edebilir. Çünkü orada zarar gören devlettir. Ancak toplumda herhangi bir bireyi yaraladığında, burada af etme yetkisi devlette olmaz. Bireyin olmalı. Çünkü zarar gören bireydir” dedi. Bu af teklifinin yeni olmadığına dikkat çeken Yılmaz, “Bundan önce 1 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede, “01.07. 2016 tarihinden önce işlenen suçlarda denetimli serbestlik, koşullu salıverme ve infaz’ başlığıyla, 4 yıl hapis cezası alan kişi cezaevine girmiyor. 3 gün ceza infaz kurumunda kaldıktan sonra iyi hal göstermek yeterli sayılıyor. Ve kişi serbest bırakılıyor. Örtülü af diye nitelendirdiğimiz bu düzenlemeler sonrasında tekrar bir af teklifinin gelmesi, kadın hakları mücadelesinde bu kadar şiddete ve ötelemeye, mobinge uğrayan kadınlara çok daha büyük sakıncalar doğuracağının kanaatindeyim. Bu af tasarısı sadece “taksirli öldürme” suçunu kapsamayacak, bu AYM’nin önüne gittiğinde genişleyecek. Şuanda 4 veya 5 kalem olarak görülüyor ama bu AYM’nin eşitlik ilkesine aykırı olacak. Af kapsamı genişleyeceği için kadınları kasten öldürenleri de kapsayacak. Bu kadınlar için daha tehlikeli bur durum olacak kanaatindeyim” şeklinde konuştu.
‘Kişiler her 5 senede bir çıkan aftan cesaret alıyor’
Yılmaz, “ Ben şu sözü severim; ‘Kötüleri af eden, iyilere zarar verir’. Devlet, bireye işlenen suçu af edemez. Bir kadın, sevgilisini ret ettiği için sevgilisi tarafından birçok yerinden yara alıyor. Ve bu erkeği af etmek, o kadın bu yaraları içinde yaşarken, diğer bir taraftan da o kişinin serbest bırakılması kadının devlete, topluma, adalete, hukuka olan bakışını yaralayacak. Ben bu af teklifini bu açıdan olumlu bulmuyorum. Kadına yönelik şiddeti önlemesi gereken devlettir. Mesele kişinin hapiste kalması değil, devletin mağdur olan kadını veya çocuğu yaşatmasıdır” diye konuştu.
‘Şiddete uğrayan kadın af etmeli, devlet değil’
Af teklifiyle suçlu cesaretlenecek, kadının daha da tedirgin ve mağdur olacağına dikkat çeken Yılmaz, “Af teklifiyle birlikte mağdur ile suçlu, hükümlü, sanık ya da fail karşı karşıya gelecek. Gelmese dahi kadın, üzerinde bir tehlike ve tehdit olarak hep hissedecektir. Uzaklaştırılması ya da koruma altına alınması bile bir yerde caydırıcı olmuyor. Bu insanlar nasıl olsa 5 senede bir af geliyor diye daha da cesaretlenmiş olacak.. Af teklifi kadına yönelik şiddeti artıracağı düşüncesindeyim. Bu suç işleyenleri cesaretlendireceği kanaatindeyim” dedi. Esra Aydın
RSS