ANASAYFA arrow right Güncel

“AKP döneminde 300'den fazla emniyet mensubu intihar etti”

“AKP döneminde 300'den fazla emniyet mensubu intihar etti”
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.09
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.09
AKP’lilere “Devri iktidarınızda 300'den fazla emniyet mensubu intihar etti. Bu intiharların sebebini mutlaka araştırmalı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ TBMM’de “emniyet mensuplarının sorunlarının araştırılması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesiyle ilgili” olarak yaptığı konuşmada AKP’lilere “Devri iktidarınızda 300'den fazla emniyet mensubu intihar etti. Bu intiharların sebebini mutlaka araştırmalıyız, araştırmalısınız. Çünkü kendi içinde problemli olan, sorunları çözülemeyen bir teşkilatın insanlara hizmet götürmesi, onların huzur ve güvenliğini sağlaması mümkün değil” dedi.
On iki yıllık AKP iktidarında emniyet mensuplarının sorunlarının çözülmediğinin ve aynı kaldığını belirten Serindağ, “emniyet mensupları hep ‘sorunlarınız bugün çözülecek, yarın çözülecek’ diye avutuluyor, ancak emniyet mensupları artık somut çözümler istiyor ve bunlar bilinmeyen şeyler de değil” dedi.

CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, emniyet mensuplarının sorunları ve çözümleriyle ilgili olarak şunları söyledi:Birincisi, çalışma koşullarının ağırlığı. Emniyet mensupları, altmış saat her tür sosyal imkânlardan yoksun bir şekilde çalışıyor. Fazla çalışmanın karşılığı olarak da kendilerine herhangi bir sosyal imkân sağlanmamaktadır. Devri iktidarınızda 300'den fazla emniyet mensubu intihar etti. Bu intiharların sebebini mutlaka araştırmalıyız, araştırmalısınız. Çünkü kendi içinde problemli olan, sorunları çözülemeyen bir teşkilatın insanlara hizmet götürmesi, onların huzur ve güvenliğini sağlaması mümkün değildir… Yıllardır istenen ek gösterge, uygulanmıyor. Ek gösterge "Eğitim durumuna göre, diğer kamu görevlilerinde olduğu gibi, 3600 ek gösterge” uygulanmalıdır.
Polise, birtakım, polislik mesleğiyle ilgili olmayan görevler veriyorsunuz. Pasaport gibi, trafik gibi ve tebligat gibi görevler. Bir de hepinizin gözünün önünde cereyan eden koruma hizmetleri, koruma görevlileriyle ilgili konular…Kişileri tek tek koruyamazsınız. Ancak ülkeyi ve sokağı güvenli hâle getirirseniz insanlar güven içerisinde yaşar. Yoksa tek tek kişileri korumak şekliyle siz toplumda güvenliği sağlayamazsınız. O koruma görevlileri ne yapıyor? Hepinizin gözünün önünde -söylemekten hicap duyuyorum ama kimse kusura bakmasın- emir eri gibi kullanılıyor. Değerli arkadaşlar, paltosunu tutuyor, çantasını taşıyor, telefonunu getiriyor vesaire. Böyle rencide edici, emniyet mensuplarını küçük düşürücü hâl ve hareketlerden hepinizin sakınması lazım.
Emniyet Hizmetleri Disiplin Tüzüğü yıllardır değiştirilmiyor ve Disiplin Tüzüğü'nde kolluk amirlerine gerektiğinden çok daha fazla yetki veriliyor. Kişilere böyle keyfî hareket edecek yetkilerin verilmemesi lazım… Emniyet mensupları, Avrupa Polis Etiği Yönetmeliği'ne uygun olarak eğitilmeli, hizmet içi eğitime önem vermeli. Özlük haklarını göz önünde bulundurulmalıdır.
Personeli göreve alırken objektif davranmazsanız, onları göreve alırken referansa göre, siyasi yakınlıklarına göre, belli bir düşünceye yakınlığına veya uzaklığına göre, mezhebine göre, inancına göre değerlendirirseniz, siz bu teşkilattan verim alamazsınız, bugün içine düştüğünüz duruma düşersiniz. Siz kendinize göre dizayn ettiğinizi düşünüyordunuz ama bir de baktınız ki sizin düşündüğünüz gibi olmamış. Şimdi, başka yollara sapıyorsunuz. Ne yapıyorsunuz? Personeli oradan oraya dağıtıyorsunuz. Bugün görevlendirdiğiniz emniyet mensubunu oradan alarak başka yere görevlendiriyorsunuz. Niye? "Efendim, bunlar paralel yapının mensupları." Oysa bunların hepsi sizin zamanınızda göreve geldi. Bunların hepsine sizin zamanınızda görevler verildi. Ee, siz o zaman müşterek hareket ettiniz, niye şimdi bu uygulamadan vazgeçtiniz?
Devlet içerisinde devlet hiyerarşisi dışında bir yapılanmayı biz de kabul etmiyoruz ama bunu bahane ederek teşkilat mensuplarını huzursuz etmeniz, oradan oraya sürmeniz, kendinize göre yeniden yapılandırmanız bizim hoş göreceğimiz bir uygulama şekli değildir… Gezi olaylarını gözünüzün önüne getirin. Hatırlıyor musunuz, bir polis müdürü mesaj atmıştı, "Siz Çanakkale destanını yeniden yazdınız." demişti? Sayın Başbakan ne yapmıştı o zaman? Övmüştü onları. Hatta ödüllendirildi, maaş taltifi ile ödüllendirildi oradaki görevliler. Daha sonra siz ne yaptınız? Onu, paralel yapının mensubu olduğu iddiasıyla başka göreve gönderdiniz ve havuz medyasına mensup bir gazete de başlık olarak bunu, haber olarak verdi. Neymiş? Efendim, "Çadırları yakanlar paralel yapının mensubuymuş." dedi. Peki, paralel yapının mensubu idiyse Sayın Başbakanın sözlerini nereye koyacağız değerli arkadaşlarım?







Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *