Gaziantep’in, çok önemli bir jeopolitik konumda olduğunu vurgulayan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Ali Gür, “Ortadoğu coğrafyasının merkezindeyiz. Burası hep medeniyetlerin savaş noktası olmuştur. Şimdi ise üçüncü dünya savaşının mihenk taşıdır. Burası rastgele seçilmiş bir yer değildir. Çünkü bu ara geliş noktasına sahip olan milletler, Ortadoğu’ya ve dünyaya yön veriyorlar. Bu sınırın kapısında son karakol ve bekçi konumunda olan Gaziantep’tir. Bu kadar sosyolojik, siyasal ve jeopolitik bir konuma sahip olan bir şehrin dinamikleri de bu işin farkında olmalılardır. Bu coğrafya bizim kaderimiz ve bu kaderden kaçamıyoruz. Bu ülkede var olduğumuz müddetçe, savaşlar peşimizi bırakmayacak ama önemli olan bu kaderimizi birlikte şekillendirmektir. O yüzden burada yapılacak sosyolojik çalışmalar çok önemli” ifadelerini kullandı.
Benim hiç kimseyle
hiçbir derdim yok
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Ali Gür, basın mensuplarıyla biraraya gelerek, gündeme ve üniversitenin çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Gür, hiç kimseyle bir derdinin olmadığını söyledi. “Benim hiç kimseyle hiçbir derdim yok. Kendi iç düzeniyle iç barışı, düzeni tamamlamış bir insanım. O yüzden de rahatım. Asla gizli saklı bir şey yapmadım, yapmıyorum. Her şeyi açık yaşadım. Şeffaf yaşadığım için de hiç korkmadım. Şeffaf yaşadığım için de bedel ödedim. Bedel ödemekten de korkmuyorum” dedi.
“Her insanın mutlak bir fikri olmalı”
Her insanın, mutlak bir fikri olması gerektiğini vurgulayan Ali Gür, “Ben göreve geldikten sonra atamalarımı yaparken, benim çok önemli bir ilkem vardı. Ben, her insanın mutlaka bir fikri olması taraftarıyım. Ben fikri olmayan insandan korkarım. Birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızla farklı fikirlerimiz var. Çok tartışırız. Hilmi Hoca ile tarih ve sosyoloji anlamında tartışırız. Ama en çok tartıştığımız iki arkadaşımız ile birlikte çalışıyoruz. Çünkü onlarla birlikte çalışmak bana zenginlik veriyor. Farklı fikirlerin bir arada olması korku ve endişe değil aksine bize güç veriyor. Akademi de her fikir var ve olmalıdır da önemli olan bu farklı fikirleri konuşturarak tartıştırarak çatıştırmaya dönüştürmeden ortak bir senfoni oluşturabilmektir. Bundan hem ben kazanıyorum, hem üniversitem kazanıyor, hem de şehrim kazanıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Güneydoğu’nun, Doğu Anadolu’nun
ve İç Anadolu’nun en iyisi olalım”
Şu anda Gaziantep Üniversitesi’nde İki büyük yapı olduğunu ve bunlardan birinin Mühendislik diğerinin ise Tıp Fakültesi olduğunu belirten Gür, “Şu anda üniversite olarak iki büyük yapımız var. Bunlardan birincisi mühendislik, Türkiye’de İngilizce eğitim veren nadir üniversitelerden biri. İkincisi ise Tıp Fakültesidir. Bölgeye gerçekten çok iyi bir hizmet veriyor. Sadece Gaziantep’ten değil, Diyarbakır, Siirt, Şanlıurfa, Adıyaman, Kilis, Kahramanmaraş, Osmaniye ve çok tuhaf gelecek ama Adana’nın bir kısmı, buraya tedavi olmak için geliyorlar. Peki, bu yeter mi? Yetmez. Çünkü biz daha büyük düşünüyoruz. Biz istiyoruz ki Güneydoğu’nun, Doğu Anadolu’nun ve İç Anadolu’nun en iyisi olalım” diye konuştu.
“27 bin metrekarelik
kütüphane yapılacak”
Gür konuşmasını şöyle sürdürdü: Gaziantep gibi iki milyon nüfusuyla, Türkiye’nin altıncı büyük ve en fazla ihracat yapan 5. büyük kentidir. Ve bu kente yaraşır bir kütüphane yapacağız. Sanayi de atılım yapmış, ihracatta beşinciliği yakalamış, üç büyük üniversitesi olan bir şehirde kütüphane yoksa bu büyük bir eksikliktir. Bu yüzden, hem şehre hizmet sunacak, hem de üniversitemizin öğrencileriyle birlikte diğer üniversitelere hizmet verecek 27 bin metre karelik kapalı alan olan, içinde duşlarıyla, dinlence alanlarıyla, kafeteryalarıyla ve en önemlisi de sabahları çorbasıyla hizmet veren bir yer olacak. Ve isteyen öğrencilerin de, ders çalıştıktan sonra uyuyabilecekleri büyük bir kütüphane kompleksi yapacağız. Biz de istiyoruz ki Gaziantep’e yaraşır, hem ihtişamlı, hem de fonksiyonel bir kütüphane kuralım. Bunun dışında kampüslerimize fazla bina yapmayacağız.”
“Kontrolsüz büyüme kaliteyi düşürüyor”
Gür, üniversitelerde kontrolsüz büyümenin sonuncunda eğitim kalitesinin düştüğünü söyledi. Üniversitenin öğrenci sayısının artık stabilize edilmesi gerektiğini kaydeden Gür, “Maalesef, üniversiteler de kontrolsüz büyüyor. Bu da eğitim kalitesini düşürüyor. Bunun için bizim artık üniversiteyi öğrenci sayısı açısında stabilizasyona götürmemiz gerekiyor. Çünkü biz burada 52 bin öğrenciye gerçekten iyi bir eğitim veremezsek, 70 bin olduğu zaman topluma eğitimsiz yeni bireyler kazandırmış oluruz. Yeni kampüsümüzde de akıllı binaları devraldık. Dolayısıyla bina sorunumuz yok” şeklinde ifade etti.
“Gizli saklı bir şey yapmadım”
Göreve geldiğim ilk günden beri herkesle iyi geçinmek için gayret ettiğini belirten Gür, “Benim hiç kimseyle hiçbir derdim yok. Kendi iç düzeniyle iç barışı, düzeni tamamlamış bir insanım. O yüzden de rahatım. Asla gizli saklı bir şey yapmadım, yapmıyorum. Her şeyi açık yaşadım. Şeffaf yaşadığım için de hiç korkmadım. Şeffaf yaşadığım için de bedel ödedim. Bedel ödemekten de korkmuyorum. Zaten bir kısım öğretim üyesi de bize güvenmişler. Bizi güvenlerine layık bulup bu üniversitede en yüksek oyla seçmişler. Diye konuşmasına devam etti.
“Göç enstitüsü kurulacak”
Gaziantep’te bir Göç Enstitüsü kurmayı da planladıklarını kaydeden Gür, kurulacak enstitü sayesinde sınır ötesinden yüz binlerce insanı toprağında kabul eden Gaziantep’teki sivil toplum örgütlerinin bu insanlarla ilgili bilgileri birilerine raporlayarak tüm dünyayla paylaşmasının önüne geçeceklerini ifade etti.
“Hedefimiz ilk 500 arasına girmek”
Dünyanın en iyi bin üniversitesi arasında 831. olduklarını söyleyen Gür, “Dünyanın En İyi Bin Üniversitesi arasında 831. sırada yer alma başarısını gösterdik. Bu çok önemli. Bunu yeterli görmüyoruz. Şuanda yeni hedefimiz ilk 500 arasına girmek. Bunu başaracak altyapı ve kapasitemiz de var” diyerek konuşmasını tamamladı.
“Yetki ve sorumluluğu yapıya yaydık”
Mümkün olduğu kadar yetki ve sorumlulukları yapıya yaymaya çalıştıklarını söyleyen Gür, “Koordinasyon yaparak, hem zamandan tasarruf, hem de üniversitemizde işlerin daha kurumsal yürümesini sağlıyoruz. Danışman hocalarımız var, Süleyman Hocamız, kendisi aynı zamanda Anestezi Profesörümüz ve aynı zaman da yoğun bakım sorumlumuz. Necip Fazıl hocamız ise, kendisi daha önce Oğuzeli Meslek Yüksekokulu Müdürümüzdü. Şimdi ise Naci Topcuoğlu Meslek Yüksekokulu Müdürlüğünü yapıyor. Mehmet Emin Sönmez arkadaşımız ise, Fen-Edebiyat Bölümünde Öğretim Görevlimiz. Bir değişiklik yaparak genel sekreterimizi bir akademisyenden seçtik. Bunu niçin yaptık? Üniversitenin hem bir akademik bir kimliği vardır, temsiliyet makamı vardır. Ayhan hocamıza bizim genel sekreterimizdir. 2 tane Genel Sekreter Yardımcımız bulunuyor. Birisi, Burhan Akyılmaz ve diğeri de Mehmet Eminoğlu arkadaşımız. Büyük bir yapıyız, üniversite olarak bu yapı içerisinde 52.000 öğrenci var. 2 tane kocaman kampüs var, taşralarımızda ise 4 tane kampüsümüz var. Böyle büyük bir devasa yapıyı bireylerin kaldırması ve yönetmesi kolay değildir. Ondan dolayı kurumsallaşmak istedik ve görev alanları belirledik” şeklinde konuştu.
"Üniversitelerde seçim olmamalı"
Rektörlük seçimlerinin kaldırılmasının isabet olduğunun altını çizen Rektör Gür, "Seçim üniversitelerde kaotik duruma dönüşüyor. Karşılıklı kurumsal kimlik zedeleniyor. Çünkü bilim insanları illegal yapıların oyuncağı haline geliyor. FETÖ yıllarca bunu kullandı. Üniversitelerin bir çok sorunu FETÖ’nün organizasyonuyla oluştu”derken, "Ben kadın öğretim üyelerimize pozitif ayrımcılık yapıyorum. Senatomuzda şu anda kadın öğretim üyemiz arttı. Bu bana zenginlik kazandırıyor. Çünkü toplumun yüzde 50.5’i kadınlardan oluşuyor. Fakat temsiliyet açısında kadınlar az oluyor. Ben buna karşıyım ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyorum" diye konuştu.Hüseyin Karataş
Benim hiç kimseyle
hiçbir derdim yok
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Ali Gür, basın mensuplarıyla biraraya gelerek, gündeme ve üniversitenin çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Gür, hiç kimseyle bir derdinin olmadığını söyledi. “Benim hiç kimseyle hiçbir derdim yok. Kendi iç düzeniyle iç barışı, düzeni tamamlamış bir insanım. O yüzden de rahatım. Asla gizli saklı bir şey yapmadım, yapmıyorum. Her şeyi açık yaşadım. Şeffaf yaşadığım için de hiç korkmadım. Şeffaf yaşadığım için de bedel ödedim. Bedel ödemekten de korkmuyorum” dedi.
“Her insanın mutlak bir fikri olmalı”
Her insanın, mutlak bir fikri olması gerektiğini vurgulayan Ali Gür, “Ben göreve geldikten sonra atamalarımı yaparken, benim çok önemli bir ilkem vardı. Ben, her insanın mutlaka bir fikri olması taraftarıyım. Ben fikri olmayan insandan korkarım. Birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızla farklı fikirlerimiz var. Çok tartışırız. Hilmi Hoca ile tarih ve sosyoloji anlamında tartışırız. Ama en çok tartıştığımız iki arkadaşımız ile birlikte çalışıyoruz. Çünkü onlarla birlikte çalışmak bana zenginlik veriyor. Farklı fikirlerin bir arada olması korku ve endişe değil aksine bize güç veriyor. Akademi de her fikir var ve olmalıdır da önemli olan bu farklı fikirleri konuşturarak tartıştırarak çatıştırmaya dönüştürmeden ortak bir senfoni oluşturabilmektir. Bundan hem ben kazanıyorum, hem üniversitem kazanıyor, hem de şehrim kazanıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Güneydoğu’nun, Doğu Anadolu’nun
ve İç Anadolu’nun en iyisi olalım”
Şu anda Gaziantep Üniversitesi’nde İki büyük yapı olduğunu ve bunlardan birinin Mühendislik diğerinin ise Tıp Fakültesi olduğunu belirten Gür, “Şu anda üniversite olarak iki büyük yapımız var. Bunlardan birincisi mühendislik, Türkiye’de İngilizce eğitim veren nadir üniversitelerden biri. İkincisi ise Tıp Fakültesidir. Bölgeye gerçekten çok iyi bir hizmet veriyor. Sadece Gaziantep’ten değil, Diyarbakır, Siirt, Şanlıurfa, Adıyaman, Kilis, Kahramanmaraş, Osmaniye ve çok tuhaf gelecek ama Adana’nın bir kısmı, buraya tedavi olmak için geliyorlar. Peki, bu yeter mi? Yetmez. Çünkü biz daha büyük düşünüyoruz. Biz istiyoruz ki Güneydoğu’nun, Doğu Anadolu’nun ve İç Anadolu’nun en iyisi olalım” diye konuştu.
“27 bin metrekarelik
kütüphane yapılacak”
Gür konuşmasını şöyle sürdürdü: Gaziantep gibi iki milyon nüfusuyla, Türkiye’nin altıncı büyük ve en fazla ihracat yapan 5. büyük kentidir. Ve bu kente yaraşır bir kütüphane yapacağız. Sanayi de atılım yapmış, ihracatta beşinciliği yakalamış, üç büyük üniversitesi olan bir şehirde kütüphane yoksa bu büyük bir eksikliktir. Bu yüzden, hem şehre hizmet sunacak, hem de üniversitemizin öğrencileriyle birlikte diğer üniversitelere hizmet verecek 27 bin metre karelik kapalı alan olan, içinde duşlarıyla, dinlence alanlarıyla, kafeteryalarıyla ve en önemlisi de sabahları çorbasıyla hizmet veren bir yer olacak. Ve isteyen öğrencilerin de, ders çalıştıktan sonra uyuyabilecekleri büyük bir kütüphane kompleksi yapacağız. Biz de istiyoruz ki Gaziantep’e yaraşır, hem ihtişamlı, hem de fonksiyonel bir kütüphane kuralım. Bunun dışında kampüslerimize fazla bina yapmayacağız.”
“Kontrolsüz büyüme kaliteyi düşürüyor”
Gür, üniversitelerde kontrolsüz büyümenin sonuncunda eğitim kalitesinin düştüğünü söyledi. Üniversitenin öğrenci sayısının artık stabilize edilmesi gerektiğini kaydeden Gür, “Maalesef, üniversiteler de kontrolsüz büyüyor. Bu da eğitim kalitesini düşürüyor. Bunun için bizim artık üniversiteyi öğrenci sayısı açısında stabilizasyona götürmemiz gerekiyor. Çünkü biz burada 52 bin öğrenciye gerçekten iyi bir eğitim veremezsek, 70 bin olduğu zaman topluma eğitimsiz yeni bireyler kazandırmış oluruz. Yeni kampüsümüzde de akıllı binaları devraldık. Dolayısıyla bina sorunumuz yok” şeklinde ifade etti.
“Gizli saklı bir şey yapmadım”
Göreve geldiğim ilk günden beri herkesle iyi geçinmek için gayret ettiğini belirten Gür, “Benim hiç kimseyle hiçbir derdim yok. Kendi iç düzeniyle iç barışı, düzeni tamamlamış bir insanım. O yüzden de rahatım. Asla gizli saklı bir şey yapmadım, yapmıyorum. Her şeyi açık yaşadım. Şeffaf yaşadığım için de hiç korkmadım. Şeffaf yaşadığım için de bedel ödedim. Bedel ödemekten de korkmuyorum. Zaten bir kısım öğretim üyesi de bize güvenmişler. Bizi güvenlerine layık bulup bu üniversitede en yüksek oyla seçmişler. Diye konuşmasına devam etti.
“Göç enstitüsü kurulacak”
Gaziantep’te bir Göç Enstitüsü kurmayı da planladıklarını kaydeden Gür, kurulacak enstitü sayesinde sınır ötesinden yüz binlerce insanı toprağında kabul eden Gaziantep’teki sivil toplum örgütlerinin bu insanlarla ilgili bilgileri birilerine raporlayarak tüm dünyayla paylaşmasının önüne geçeceklerini ifade etti.
“Hedefimiz ilk 500 arasına girmek”
Dünyanın en iyi bin üniversitesi arasında 831. olduklarını söyleyen Gür, “Dünyanın En İyi Bin Üniversitesi arasında 831. sırada yer alma başarısını gösterdik. Bu çok önemli. Bunu yeterli görmüyoruz. Şuanda yeni hedefimiz ilk 500 arasına girmek. Bunu başaracak altyapı ve kapasitemiz de var” diyerek konuşmasını tamamladı.
“Yetki ve sorumluluğu yapıya yaydık”
Mümkün olduğu kadar yetki ve sorumlulukları yapıya yaymaya çalıştıklarını söyleyen Gür, “Koordinasyon yaparak, hem zamandan tasarruf, hem de üniversitemizde işlerin daha kurumsal yürümesini sağlıyoruz. Danışman hocalarımız var, Süleyman Hocamız, kendisi aynı zamanda Anestezi Profesörümüz ve aynı zaman da yoğun bakım sorumlumuz. Necip Fazıl hocamız ise, kendisi daha önce Oğuzeli Meslek Yüksekokulu Müdürümüzdü. Şimdi ise Naci Topcuoğlu Meslek Yüksekokulu Müdürlüğünü yapıyor. Mehmet Emin Sönmez arkadaşımız ise, Fen-Edebiyat Bölümünde Öğretim Görevlimiz. Bir değişiklik yaparak genel sekreterimizi bir akademisyenden seçtik. Bunu niçin yaptık? Üniversitenin hem bir akademik bir kimliği vardır, temsiliyet makamı vardır. Ayhan hocamıza bizim genel sekreterimizdir. 2 tane Genel Sekreter Yardımcımız bulunuyor. Birisi, Burhan Akyılmaz ve diğeri de Mehmet Eminoğlu arkadaşımız. Büyük bir yapıyız, üniversite olarak bu yapı içerisinde 52.000 öğrenci var. 2 tane kocaman kampüs var, taşralarımızda ise 4 tane kampüsümüz var. Böyle büyük bir devasa yapıyı bireylerin kaldırması ve yönetmesi kolay değildir. Ondan dolayı kurumsallaşmak istedik ve görev alanları belirledik” şeklinde konuştu.
"Üniversitelerde seçim olmamalı"
Rektörlük seçimlerinin kaldırılmasının isabet olduğunun altını çizen Rektör Gür, "Seçim üniversitelerde kaotik duruma dönüşüyor. Karşılıklı kurumsal kimlik zedeleniyor. Çünkü bilim insanları illegal yapıların oyuncağı haline geliyor. FETÖ yıllarca bunu kullandı. Üniversitelerin bir çok sorunu FETÖ’nün organizasyonuyla oluştu”derken, "Ben kadın öğretim üyelerimize pozitif ayrımcılık yapıyorum. Senatomuzda şu anda kadın öğretim üyemiz arttı. Bu bana zenginlik kazandırıyor. Çünkü toplumun yüzde 50.5’i kadınlardan oluşuyor. Fakat temsiliyet açısında kadınlar az oluyor. Ben buna karşıyım ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyorum" diye konuştu.Hüseyin Karataş