DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, asgari ücret hakkında yazılı açıklama yaptı. Asgari ücretin ülkemizde çalışanların tamamını ilgilendirdiğini belirten Güdücü, “Asgari ücret tespiti 16 milyondan fazla işçinin ve onların ailelerinin yaşam koşullarını ilgilendiren çalışma hayatının en temel konularından biridir. Asgari ücret on milyonların derdidir. On milyona yakın işçi ya asgari ücretin altında ya da asgari ücrete çok yakın bir ücretle çalışmaktadır. Öte yandan asgari ücret seviyesindeki artış, genel ücret artışlarını da etkilemektedir. İşsizlik ödeneklerinden, emekli aylıklarına kadar pek çok ödeme asgari ücret düzeyinden etkilenmektedir” diye konuştu.
2019 yılı asgari ücret her
zamankinden büyük önem taşıyor
“2019 yılı asgari ücreti ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz nedeniyle her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır” diyen Güdücü, “Geçen yılın asgari ücreti hem enflasyon hem de döviz karşısında erimiştir. 2019 asgari ücreti işçilerin kriz karşısında korunması için hayati öneme sahiptir. Kriz koşullarında ücretleri baskılamaya dönük yaklaşımlar, “fedakârlık” ve “aynı gemideyiz” söylemleri giderek artmaktadır. Nüfusunun dörtte üçünün ücret gelirleriyle yaşadığı bir ülkede, yaşanabilir bir memleketin ancak ve ancak yaşanabilir bir ücret ile mümkün olduğu, işçilerin yararına olanın ülkenin de yararına olduğu açıktır. Kapitalizmin her krizinin faturasını işçilere keserek, sermayeyi kurtarmaya yönelik neoliberal politikalar işçilere ve memlekete zarar vermiştir. Ücret artışına, insanca çalışmaya ve insanca yaşamaya dayalı bir büyüme mümkündür ve zorunludur. 2019 asgari ücreti belirlenirken konuya dair temel yaklaşım bu olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Asgari ücret pazarlığı
sıradan bir pazarlık değil
Asgari ücret pazarlığının sıradan bir pazarlık olmadığını, ülkenin en kapsamlı mücadele süreci olduğuna dikkat çeken Güdücü, “Asgari ücrete dair veriler, ülkemizdeki çalışma ve yaşam koşullarının dünyanın ne kadar gerisinde olduğunu göstermektedir. Türkiye, evrensel kabul görmüş temel sosyal haklardan birisi olan asgari ücrete dair dünyadaki standart ve uygulamalardan çok uzaktadır. Ülkemizde asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara uyulmamakta, BM, ILO ve Avrupa Konseyi ilkeleri dikkate alınmamaktadır. Uluslararası normlara göre işçinin sadece kendisinin değil ailesinin de (hane halkının) asgari ücret tespitinde hesaba katılması gerekir. Ülkemizdeki Asgari Ücret Tespit Yönetmeliği’nde yer alan tanımda ise işçinin ailesi asgari ücretin dışında bırakılmıştır” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş
2019 yılı asgari ücret her
zamankinden büyük önem taşıyor
“2019 yılı asgari ücreti ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz nedeniyle her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır” diyen Güdücü, “Geçen yılın asgari ücreti hem enflasyon hem de döviz karşısında erimiştir. 2019 asgari ücreti işçilerin kriz karşısında korunması için hayati öneme sahiptir. Kriz koşullarında ücretleri baskılamaya dönük yaklaşımlar, “fedakârlık” ve “aynı gemideyiz” söylemleri giderek artmaktadır. Nüfusunun dörtte üçünün ücret gelirleriyle yaşadığı bir ülkede, yaşanabilir bir memleketin ancak ve ancak yaşanabilir bir ücret ile mümkün olduğu, işçilerin yararına olanın ülkenin de yararına olduğu açıktır. Kapitalizmin her krizinin faturasını işçilere keserek, sermayeyi kurtarmaya yönelik neoliberal politikalar işçilere ve memlekete zarar vermiştir. Ücret artışına, insanca çalışmaya ve insanca yaşamaya dayalı bir büyüme mümkündür ve zorunludur. 2019 asgari ücreti belirlenirken konuya dair temel yaklaşım bu olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Asgari ücret pazarlığı
sıradan bir pazarlık değil
Asgari ücret pazarlığının sıradan bir pazarlık olmadığını, ülkenin en kapsamlı mücadele süreci olduğuna dikkat çeken Güdücü, “Asgari ücrete dair veriler, ülkemizdeki çalışma ve yaşam koşullarının dünyanın ne kadar gerisinde olduğunu göstermektedir. Türkiye, evrensel kabul görmüş temel sosyal haklardan birisi olan asgari ücrete dair dünyadaki standart ve uygulamalardan çok uzaktadır. Ülkemizde asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara uyulmamakta, BM, ILO ve Avrupa Konseyi ilkeleri dikkate alınmamaktadır. Uluslararası normlara göre işçinin sadece kendisinin değil ailesinin de (hane halkının) asgari ücret tespitinde hesaba katılması gerekir. Ülkemizdeki Asgari Ücret Tespit Yönetmeliği’nde yer alan tanımda ise işçinin ailesi asgari ücretin dışında bırakılmıştır” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş