Aramızdan ayrılalı bir yıl olmuş. Olmuş diyorum; bilmediğimden değil, çeşitli vesilelerle her zaman ismi geçtiğinden, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığımız oluyor. Aykut Bey, televizyonlardan, internetten dünya basınını takip eder, o gün içerisinde bilmem gerekenleri bana mutlaka iletir, gelişmelerden Türkiye’deki işi iletişim olanların en az yüzde 90 fazlasından daha önce bilgilenmemi sağlardı. 8 Kasım 2019 akşamına dek ne kadar bilgi zengini olduğumu, 9 Kasım 2019 sabahı çok acı bir şekilde anladım ama…
Aykut Bey ile 1985 yılında tanışmıştım. Gaziantep sevdalısıydı. Güzelliklerle anımsıyorum. Benimle ilgili olumsuz düşündüğünde de hiç küsmedim. Bilirdim ki, iyi niyetinin kurbanı olmuş. Son yıllarda telefonla en az üç kez görüşmediğimiz gün yoktu. Hemen her gece saat 23.00 dolayında telefonla en az yarım saat genel değerlendirme yapardık. 8 Kasım 2019 akşamı Tuğcan Otel’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinlemeye gitmişti. Mesaj gönderdi, sana anlatacaklarım var, görüşürüz diye.
O gün her nasılsa ilk defa telefonlaşmadık, konuşmadık. Üzerime çöken ağırlığa teslim oldum. Yarın ararım diye düşündüm. Vefat haberi ile uyandık. Allah mekanını Cennet etsin, rahmetini esirgemesin. Belki kendisini ifade etmekte yetersiz kalmış olabilir, ama güzel insandı, iyilik için çabalardı. Dostları her zaman eksikliğini yüreğinde hissetmeye devam edecek.