ANASAYFA arrow right Güncel

Ayrımcılık varsa adalet yok demektir

Ayrımcılık varsa adalet yok demektir
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.14
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.14
Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği ‘Hukuk Devleti’ seminerinde konuşan ünlü basın hukuku avukatlarından Fikret İlkiz,
Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği ‘Hukuk Devleti’ seminerinde konuşan ünlü basın hukuku avukatlarından Fikret İlkiz, gazeteciler hakkında açılan davalarda iç hukuk yollarının tamamlanmasının ardından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının bulunduğunu hatırlattı...


Ermeniler, Kürtler ve kadınlar konusunda medyanın ayrımcılık ve nefret içeren yayınlarına dikkat çeken Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceren Sözeri ise, “Ayrımcılığın olduğu yerde adalet olabilir mi? Eğer bir toplumda ayrımcılık varsa adalet yok demektir” diye konuştu. Av Fikret İlkiz ise, hukuk devleti tanımında, “Hukuk devletinde, devletin gücü, bireyin temel hak ve özgürlükleriyle sınırlıdır” uyarısında bulundu.

Siyasilerin ve medyanın nefret dili
Gaziantep Gazeteciler Cemiyetive Konrad Adenauer Stiftung tarafından ‘Hukuk Devleti’ adlı bir seminer düzenlendi. Seminere katılan Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceren Sözeri, medyadaki gizli ve açık “nefret” söylemlerinin toplum üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, gazetecilerin nefret söylemleri konusunda hassas davranması gerektiğini vurguladı. Hrant Dink’i ölüme götüren sürecin nefret söylemleriyle örüldüğünü hatırlatan Sözeri, siyasilerin ve yaygın basındaki gazetelerin, nefret ve ayrımcılık dili üzerine ilginç örnekler verdi.

Gazetelerin birinci sayfasının yüzde 79’u erkek haberleri ile dolu
Ermeniler, Kürtler ve kadınlar konusunda medyanın ayrımcılık ve nefret içeren yayınlarına dikkat çeken Ceren Sözeri, “Ayrımcılığın olduğu yerde adalet olabilir mi? Eğer bir toplumda ayrımcılık varsa adalet yok demektir” diye konuştu. Medyada kadın temsil durumuna da dikkat çeken Sözeri, yaygın basında yapılan araştırmalarda birinci sayfadaki haberlerin yüzde 79’unun erkekler, yüzde 21’inin ise kadınlarla ilgili olduğunu belirtti. “Yaygın basındaki gazetelerin künyesindeki yönetici pozisyonundakilerin yüzde 88’ini erkekler oluştururken ancak yüzde 12 düzeyinde kadın yönetici yer almaktadır” dedi.

Her şey kanuna uygun olsun diye kanunlar çıkarılır
Bireyin bilgi edinme ve haber alma hürriyetinin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri ile teminat altına alındığını hatırlatan Av. Fikret İlkiz ise, bir ülkede yasaların bulunmasının o ülkenin hukuk devleti olduğu anlamına gelmeyeceğini vurguladığı konuşmasında, “Siyasi iktidarlar seçimle işbaşına geldikten sonra kendi kendilerini güçlendirecek yasal düzenlemeler ve yasalar yapabilirler. Kanunlar baskı aracı haline dönüştürülebilir. Her şey kanuna uygun olsun diye kanunlar çıkarılır” dedi. İlkiz, “Ancak hukuk devletinde devletin gücü, bireyin hak ve özgürlükleriyle sınırlıdır” şeklinde konuştu.

Bilgi güçtür, gücü elinde bulunduran her şeye sahip olabilir
GGC tarafından Grand Otel’de ‘Hukuk Devleti’ adlı bir seminer düzenlendi. Yapılan seminere, GGC Başkanı İbrahim Ay, Konrad Adenauer Stiftung (KAS)Türkiye Temsilcisi Bekir Öncel, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Üyesi Doç. Dr. Ceren Sözeri, STK temsilcileri ve çok sayıda katılımcı katıldı. Seminerde ilk olarak bir açıklama yapan GGC Başkanı İbrahim Ay, öğrenmeye ayrılan zamanın az olmasının işleri daha da zorladığını ifade ederek, “Dünyamız bilginin hızla üretildiği ve aynı hızla tüketildiği bir yapıya bürünüyor. Bilgi güçtür, gücü elinde bulunduran her şeye sahip olabilir. Bilginin sürekli yenilenmesi ve eski bilgilerin geçerliliğini çabuk yitirmesi insanları sürekli öğrenmeye itmiştir. Kendini yenilemeyen insan, bilgi okyanusun da boğulmaya yüz tutuyor” dedi.

Almanya örneği
Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilcisi Bekir Öncel, “Şimdiki çağa bakıyoruz Almanya, ileri demokrasinin çok olduğu bir ülke. 1960’la baktığımızda öyle bir durum söz konusu değil. Almanya halen olası bir Nazi saldırılarına karşı kendini koruma altına almak için hazırlıklı bir durumda. Almanya’nın batı kesiminde halen bile toplumun yüzde 20’si Nazi taraftarı. Birleşmeden sonra doğusunda kalan kısımda ise, bu oran yüzde 44’e çıkmıştır. Bu çok vahim bir durum, ama buna rağmen 1960’larda tekrar demokrasinin gelmesi ile birlikte Nazi rejimi gibi bir rejimin ortaya çıkmaması için çaba gösteriliyor. Almanya’daki durum çalıştırmayı gerektiren bir durum, halen bile çalışılıyor” dedi.Adem Kesenek
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *