ANASAYFA arrow right Güncel

“Barış İçinde Yaşam Hakkı”

“Barış İçinde Yaşam Hakkı”
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.43
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.43
Polis bariyerleri ile kafeslenmis bir halde “Barış için yaşam hakkı” kampanyası başlatıldı Yeşiller Sol Gelecek Partisi
Polis bariyerleri ile kafeslenmis bir halde “Barış için yaşam hakkı” kampanyası başlatıldı
Yeşiller Sol Gelecek Partisi İl Örgütü tarafından 1 Eylül Dünya Barış günü nedeniyle Barış için Yaşam Hakkı” imza kampanyası başlatıldı. İmza kampanyasının başlatılması nedeniyle Yeşilsu’da düzenlenen eylemde eylemcilerin etrafı polis bariyeri ile çevrildi.
Eylimde bir konuşma yapan Yeşiller Sol Gelecek Partisi İl Başkanı Celal Deniz, “Büyük yıkımların, ölümlerin, yerinden yurdundan edilmelerin yaşandığı iki dünya savaşından sonra her yıl umudun dillendirildiği 1 Eylül’de coğrafyamızda savaş, şiddet, baskı ve zor hala devam ediyor. Yaşanan savaş ve şiddet nedeniyle yaşam hakkımız elimizden alınıyor ve ekosisteme geri dönüşü olmayan tahribatlar veriliyor. Adil ve barış dolu bir evrende yaşamak mümkünken, küresel kapitalist güçlerin, bitmek tükenmek bilmeyen hırsıyla adaletsizlik, yoksulluk ve savaş körükleniyor Devletlerin silaha olan yatırımları her geçen gün artarken, bireysel silahlanmanın önü daha da açılarak, toplumdaki kutuplaştırmalar sonucunda oluşabilecek riskler göz ardı ediliyor” dedi.
Deniz, “Yeşil Sol Parti olarak, estirilen bu militarist rüzgâr karşısında vicdani ret hakkını savunuyoruz. Ölmeyeceğiz, Öldürmeyeceğiz ve Kimsenin Askeri Olmayacağız. Biliyoruz ki silah ve şiddet yoluyla elde edilenin kalıcılığı yine silah ve şiddetle sağlanır. Ve tarih göstermiştir ki silah, bir zümrenin çoğunluk üzerinde baskı aracı olarak kullandığı, egemenliğini kurduğu ve koruduğu araçların en başında gelir. Bugün bölgemiz ve ülkemiz büyük bir savaşın, ağır bir şiddet ortamının içindedir. 30 yılı aşkın bir zamandır Kürt sorununun etrafında süren çatışmaların, savaşın gelmiş olduğu bugünkü nokta gelecekle ilgili kaygılarımızı artırmaktadır. Yıkılan, yakılan şehirler, sokak ortasında bombalı saldırılar sonucunda parçalanmış bedenler, hepimize ağır travmalar yaşatmaktadır. Toplum olarak ölümü kanıksama halimiz, ölümler karşısındaki sessizliğimiz anlaşılır değildir. Ülkeyi yönetenlerin, devlet erkini elinde bulunduranların, kendi egemenliklerini daimi kılmak adına ısrar ettikleri tekçi ve baskıcı anlayış, ülkeyi bir yanı ile büyük bir cezaevine, bir yanı ile de kan gölüne çevirmiştir. Hak arayanların, kimliği için, inancı için mücadele edenlerin, yaşadığımız yüzyılda barışı kazanmak ve demokratik geleceğimizi sahiplenmek noktasında geliştirici, ön açıcı politikalarda birleşmesi gerekmektedir. Bölgede, özellikle Suriye savaşında yaşanmakta olanların, ancak barış siyasetiyle ve demokratik bir gelecek arayışıyla çözüme kavuşturulabileceğini biliyoruz” diye konuştu

“Yeşil Sol Parti olarak; Ülkemizde ve bölgemizdeki bu savaş politikalarının sonucunda, “yaşam hakkımızın” kalmadığını görerek, barış içinde yaşam hakkımızı sahiplendiğimiz bir kampanyayı başlattığımızı kamuoyuna 1 Eylül Dünya Barış günü vesilesiyle ilan ediyoruz” diyen Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir süredir yaşadığımız savaş ortamı ve artarak devam eden şiddet, hayatımızı ve geleceğimizi köreltiyor. Demokratik, adil ve huzurlu bir ülkede yaşam hakkımız muktedirlerce gasp ediliyor. Bir arada yaşama imkânımız ve umudumuz bugün ağır tehdit altındadır. Her ölüm duygusal kırılmayı büyüterek bizleri birbirimizden uzaklaştırıyor. Geleceğe olan inancımızı tahrip eden bu duruma teslim olmayacak, ölümlerin olağanlaşmasına izin vermeyeceğiz. Ortak çabayla yaşamayı ve yaşatmayı mümkün kılan şartları yaratmanın ve her geçen gün daha da kötüye olan bu gidişatı durdurmanın mümkün olduğunu biliyoruz. Bütün sorunlarımızın demokratik ve katılımcı bir diyalog ve müzakere içinde ele alınmasının, toplumsal mutabakatla barışın sağlanmasının önemini bir kez daha vurguluyoruz. Bugün halklarımız barışa, kardeşliğe ve dayanışmaya her günkünden daha fazla ihtiyaç duyuyor. İnsanlarımız daha fazla özgürlük, adalet ve eşitlik istiyor. Güçlü merkez ve “tek adam” yönetimi değil; kuvvetler ayrılığına dayanan bir demokrasi, yerinden ve yerel yönetim istiyor. Bu topraklarda yaşayanlar olarak, “barış içinde yaşam hakkımıza sahip çıkmak” için, iktidarı, muhalefet partilerini, sivil kurumları ve bütün yurttaşları diyalog, barış ve kardeşlik diline ve davranışına sahip çıkmaya, güven ve huzur veren bir ortamın yaratılmasına katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Türkiye'nin, bölgesel sorunların çözüme kavuşturulup, Suriye iç savaşının sonlandırılması için barış eksenli ve bölge halklarının özgür, demokratik geleceğine katkı sunacak, toplumsal mutabakata dayalı bir siyasete ihtiyacı olduğunu biliyor ve tavrımızı savaştan değil, inadına barıştan yana koyuyoruz. Kalıcı barışın da, demokratik çözümünde adresi halklarımızdır.”Adem Kesenek

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *