ANASAYFA arrow right Güncel

Barışın hakim olduğu bir dünya ve ülke hayal değil

Barışın hakim olduğu bir dünya ve ülke hayal değil
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.22
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.22
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kırkayak Park’ında yüzlerce kişinin katılımı ile halaylar çekilerek kutlandı. Kutlamalara DİSK, KESK, TTB, TMMOB ve Türk-İş’e bağlı Şube Başkanları ve temsilcilerinin yanı sıra siyasi parti ve STK temsilcileri il
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kırkayak Park’ında yüzlerce kişinin katılımı ile halaylar çekilerek kutlandı. Kutlamalara DİSK, KESK, TTB, TMMOB ve Türk-İş’e bağlı Şube Başkanları ve temsilcilerinin yanı sıra siyasi parti ve STK temsilcileri ile birlikte çok sayıda kişi katıldı

Her yıl olduğu gibi bu yılda 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kırkayak Park’ında coşkuyla kutlandı. Kutlamalara DİSK, KESK, TTB, TMMOB ve Türk-İş’e bağlı Şube Başkanları ve temsilcilerinin yanı sıra siyasi parti ve STK temsilcileri ile birlikte çok sayıda kişi katıldı. Kutlamalarda şarkılar söylenip halaylar çekildi. Kutlamalar sırasında DİSK, KESK, TTB, TMMOB ve Türk-İş’e bağlı Şube Başkanları ve temsilcileri konuşma gerçekleştirdi.
İnsanca bir yaşam, demokrasi ve güzel yarınlar için 1 Mayıs’ta yan yana olduklarını ifade eden KESK Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, Demokratik Türkiye, insanca bir yaşam umudumuzu büyütmek için buradayız. Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın hakim olduğu bir dünya ve ülke hayal değil. Omuz omuza verdiğimizde isteğimiz dünya elimize değecek kadar yakın” diye konuştu.
Satış sözleşmeleri
ile kayıplarımız artıyor
Ersönmez, “1 Mayıs eşitlik, özgürlük, kardeşlik, barış, laiklik ve demokrasi ve daha çok demokrasi diyoruz. Demokrasinin, adaletin, laik bir düzenin, seküler bir yaşamın, barışın, kardeşliğin geliştirilemediği, eşitsizliğin kaldırılmadığı ortamda, emeğin haklarından söz edilemeyeceğini yaşayarak öğreniyoruz. Ülkemizin özgür, aydınlık ve güzel yarınları için; farklı kültür, kimlik, inançların, alevi sorunu, laiklik ve Kürt sorunun eşitlik temelinde çözümlenmesini bir kez daha talep ediyoruz. Bu gün milyonlar olarak yoksulluk sınırına çok uzak, açlık sınırına yakın yaşamaya zorlanıyoruz. Satış sözleşmeleri ile kayıplarımız artıyor” değerlendirmesinde bulundu.
1 Mayıs çalışanlarının sorunlarına
çözüm bulunduğu gün olmalı
Ülkenin içinde bulunduğu karanlık ve kasvetli durumdan kurtulmasının tek yolunun birlik, beraberlik ve kardeşlikten geçtiğini kaydeden TMMOB Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Kenan Seçkin, “Bu birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu bizlere hak ve özgürlük mücadelemizde karşılaştığımız tüm zorlukları açma gücü verecektir. 1 Mayıs bir hesaplaşma günü değil, çalışanlarının sorunlarını gündeme taşındığı ve çözümlerin bulunduğu gün olmalıdır. Ülkemizi gerginliğe sürükleyerek işçinin, memurun, emeklinin sorunlarını hasıraltı etme, gündemi saptırmak amacı güdenler, çalışanlara, sendikacılığa ve örgütlülüğe en büyük darbeyi vurmaktadır” ifadesini kullandı.
Hak aramak kutsal
bir mücadeledir
“Bugün en küçük ekonomik olumsuzlukta işten çıkarılan, sendika üyesi olduğu için sürülen, tehdit edilen, iş akdi feshedilen, kadrosu verilmeyen çalışanlar var” diyen Seçkin, “Bugün çalışanları devletin ve işverenin omuzlarında yük, gereksiz bir maliyet unsuru olarak görenler ve kaderine terk edenler var. Bugün emeğinin karşılığını alamayan ve alın terini akıtan ama kıymeti bilinmeyen çalışanlar var. Birlikteliğimizi kaybettikçe haklarımızı da kaybediyoruz. Bizler birlik oldukça hiçbir güç çalışanların haklarını gasp etmeye yetmeyecektir. Bu nedenle bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Haklarımızı arayacağız çünkü hak aramak kutsal bir mücadeledir. Bizler bu mücadeleyi yalnızca bir alanda değil her alanda, her platformda veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
“Biz Türkiye nüfusunun
büyük çoğunluğuyuz”
1 Mayıs’ın birlik, dayanışma ve mücadele günü olduğunu ifade eden DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Biz Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğuyuz. Biz ülkenin dörtte üçü, yani ücret geliriyle yaşamaya çalışanlarız. Biz bu ülkede üretilen tüm değerlerin, tüm güzelliklerin esas sahibiyiz. Biz Türkiye işçi sınıfıyız. Biz “Cumhur”un büyük çoğunluğu olarak, ülkemizde kurulmak istenen yeni rejimde yok sayılıyoruz. Bu düzenin hangi sınıfların çıkarına, hangi sınıfların zararına olduğuna, Olağanüstü Hal’in ilan edildiği 20 Temmuz 2016’dan beri tanığız. Bu düzen, “OHAL’den istifade” grevlerin yasaklandığı, sendikal hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı, taşerona kadro gibi milyonları ilgilendiren, darbe ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir konunun bile KHK ile düzenlendiği, böylece ayrımcılığa ve hak kayıplarına neden olan, hak aramayı sınırlandıran bir düzendir” dedi. “İşçi sınıfı olarak sesimizi
yükseltme zamanıdır”
Demokrasinin, adaletin, laikliğin, toplumsal barışın ve kardeşliğin tek adam rejimine kurban edilmek istendiğini söyleyen Güdücü, “Böylesi bir ortamda işçi sınıfının haklarını savunmak giderek güçleşmektedir. Bir kişinin hem meclis, hem hükümet, hem de mahkeme olduğu yerde hiçbir hakkımız güvencede olmaz. Ama biz bu düzenden güçlüyüz. Biz bu düzene itirazı olan, ülkenin geleceğine dair endişe duyan, demokrasiye, barışa ve adalete hasret milyonlarız. Türkiye kritik bir eşikteyken işçi sınıfı olarak sesimizi yükseltme zamanıdır. Biz bugün Türkiye’nin dört bir yanında milyonların buluştuğu 1 Mayıs meydanlarından emeğin demokrasi seferberliğini ilan ediyoruz” şeklinde konuştu.
Ekonomik krizlerin, savaşların
faturasını bizlere ödettiriyorlar
TÜMTİS Gaziantep Şube Sekreteri Mahmut Canyurt, “Ekonomik krizlerin, savaşların faturasını bizlere ödettiriyorlar. Ekonomi büyüyor ancak emekçinin sofrasındaki ekmek küçülüyor. Döviz karşısında emekçinin ücreti eziliyor. Sermayenin kar hırsı her gün onlarca emekçi kardeşimizin canına mal oluyor. Uluslararası sermaye yeni pazarlar bulmak için savaşları körüklemeye devam ediyor. Dünya nüfusunun yüzde birini oluşturan bir avuç zengin karına kar katarken savaştan canını kurtaran göçmen işçiler sığındıkları ülkelerde çifte sömürü altında yarı aç yarı tok bir durumda yaşam mücadelesi veriyor” ifadelerine yer verdi.
İşçisi, üretici köylüsü,
esnafı mağdur ediliyor
Bugüne kadar yapılan özelleştirmelerin ağır faturaları emekçilerin ödediğini vurgulayan Canyurt, “Bizlerin vergileriyle kurulmuş olan Şeker Fabrikaları birer birer satılarak tekelci sermaye peşkeş çekiliyor. İşçisi, üretici köylüsü, esnafı mağdur ediliyor. Yetmiyor nişasta bazlı şekeri piyasaya sürerek halkın sağlığı tekelci gıda şirketlerini insafına bırakılıyor. OHAL’i biz kendimize ilan ettik dediler, emekçilerin görevlerini hak alma eylemlerini yasakladılar. OHAL gerekçesiyle her koşulda kutladığımız 1 Mayıs'ı da yasaklayarak emekçilerin sesini boğmak istiyorlar. OHAL’i muhalif sesi bastırmanın aracına dönüştürdüler. Ancak emekçiler bu korku duvarını yıkacaktır. Alın terine, ekmeğine sahip çıkacaktır” şeklinde açıklama yaptı. Hüseyin Karataş
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *