ANASAYFA arrow right Güncel

Başbakan’ın “dindar genç yetiştirme” eylem planı

Başbakan’ın “dindar genç yetiştirme” eylem planı
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 00.58
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 00.58
“Bir süredir ülke gündemini meşgul eden 12 yıl kesintisiz eğitim tartışmaları, AKP Hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın iddialarının aksine pedagojik kaygılarla değil, tamamen siyasal-ideolojik ihtiyaçlar üzerinden hazırlanmış ve TBMM’ye sunulmuştur” denildi

Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Koç, 12 yıllık kesintili eğitim önerisinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gündeme getirilmediğini, Başbakan’ın “dindar nesil yetiştirmek istiyoruz” açıklamalarına paralel olarak beş grup başkanvekilinin imzasıyla “kanun teklifi” olarak meclise sunulan düzenleme tüm toplumu yakından ilgilendirmesine rağmen, düzenlemenin asıl muhatabı olan kesimlerin tamamen dışlanarak böylesi bir adım atılmış olması düşündürücüdür” dedi. Kanun teklifinin genel gerekçesinde yer alan ifadelerin, düzenlemenin tek başına 8 yıllık kesintisiz eğitimi hedef almadığı, eğitimde yaşanan dinselleştirme uygulamalarını arttırmanın yanı sıra, bir süredir yoğun bir şekilde yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarını daha da yaygınlaştırmayı hedeflediği görülmektedir.

Hiç bir muhatabın görüşü alınmadı
Eğitim Sen tarafından düzenlenen eylemde, 12 yıllık kesintisiz eğitimin ideolojik amaç taşıdığına vurgu yapılarak, toplumun ve eğitim sisteminin ihtiyaçlarının tamamen dışında gündeme getirilen kanun teklifi hazırlanırken eğitim sendikalarının, eğitim alanında faaliyet yürüten kurum ve derneklerin görüş ve önerilerine başvurulmamış olması, önerinin tamamen siyasal saiklerle hazırlandığını gösterdiği ifade edildi.

Zorunlu eğitim iddia edildiği
gibi 12 yıla çıkarılmıyor
Yapılan açıklamada, “Alt komisyonda son hali verilen yasa teklifinin 10. maddesinde, ortaöğretim hizmetinin “örgün” ve “yaygın” öğrenim veren kurumların tümünü kapsadığı dile getirilmektedir. Bu düzenleme, ortaöğretimde yaygın öğrenimi içererek zorunlu eğitimi 12 yılla değil, fiilen 8 yılla sınırlandırmaktadır. Dolayısıyla, zorunlu 12 yıl eğitim hizmeti son kademede sadece diploma almaya bağlanmaktadır. Daha açık ifade etmek gerekirse söz konusu teklif ile iddia edildiği gibi zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmamaktadır” denilirken, Meclis alt komisyonunda yapılan düzenlemelerle eğitimin kademelendirilmesinden vazgeçilmediği, ilk teklifte 6 yaşın bitirilmesi olarak ifade edilen ilköğretime başlama yaşının 5 yaşının bitirilmesi olarak değiştirildiği, öte yandan en fazla tepki toplayan, ilköğretimin birinci kademesinden sonra açık öğretime geçilmesini olanaklı kılan düzenlemenin değiştirilerek, son dört yıllık kademeyle sınırlandırıldığı açıklandı.
Tehlikeli sonuçlar yaratacak
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Koç, “1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 22. maddesine dair ilk teklifte “ilköğretimin kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu, devlet okullarında ve parasız olacağı” ifadesi yer alırken alt komisyondan geçen teklifin 7. maddesinde bu ifade çıkartılmıştır. Söz konusu ifadelerin çıkartılması özellikle kız çocuklarının okullaşmasına yapılan vurgunun ortadan kaldırılması açısından manidardır. Ayrıca ilköğretimin devlet okullarında parasız olması vurgusunun çıkarılması da son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilecek niteliktedir. Zira ilköğretimin parasız olmasını düzenleyen ilgili Anayasa maddesinde yapılacak küçük bir değişlik ile ilköğretim hizmetinin paralı olması mümkün hale gelmesinin önü açılmıştır” diye konuştu.
Zorunlu eğitime ilişkin rakamlar, kademeli
eğitimi savunanları yalanlamaktadır
8 Yıllık Zorunlu İlköğretim Yasası’nın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana sayısal gelişmelere bakıldığında oransal artışların azımsanmayacak düzeyde olduğu, geçtiğimiz 14 yıl içinde ilköğretimde net okullaşma oranları yüzde 84,74’den yüzde 98,41’e, ortaöğretimde ise okullaşma oranlarının yüzde 37,87’den yüzde 69,33’e ulaştığı kaydedilen açıklamada, “Özellikle kız çocuklarının eğitime erişiminde zorunlu eğitimin çok önemli bir yer tuttuğu açıktır. Bu gerçekleri görmezden gelerek tamamen siyasal-ideolojik bir bakış açısıyla kesintili eğitimi savunmak söz konusu değildir” denildi.
Okul öncesi eğitimin kapsam
dışında olması kabul edilemez
Açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: “Eğitim sistemi ve çocukların gelişimi açısından son derece önemli olan okulöncesi eğitimin zorunlu eğitimin kapsamı içine alınmaması büyük bir eksiklik olarak dikkat çekmektedir. Meclis alt komisyonunda yapılan değişiklikle okula başlama çağı 6 yaşın bitiminden 5 yaşın bitimine düşürülmüş ve bu değişikliğin okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması isteğini gidereceği dile getirilmiştir. Bu anlayışla okulöncesi eğitimin zihinsel gelişime etkisi ve ilköğretim eğitiminden farklılığı gözardı edilmiştir. Dolayısıyla bu düzenleme, okulöncesi eğitim zorunluluğunu karşılamamakta; yeni sorunların açığa çıkmasının önünü açmaktadır.”

Erken yaşta mesleğe yönlendirme pedagojik olarak sakıncalıdır
“Mesleğe yönlendirmenin 10 yaşından sonra yapılacak olması, henüz eğitim sürecinin başında olan ve gelecek ile ilgili sağlıklı kararlar veremeyecek durumda olan çocukların erken yaşlarda yapacağı bilinçsiz seçimleri gündeme getirecek ve sonraki yıllarda öğrencilerin söz konusu seçimlere mahkum kalması riskini arttıracaktır. Dünya ülkeleri mesleğe yöneltme yaşını ortaöğretim (lise) başlangıcına doğru yönlendirirken, pedagojik olarak hiçbir faydası olmayan erken yaşta mesleğe yönlendirme uygulaması çocuklara yapılacak en büyük kötülük olacaktır.”

Çocuk Emeği Sömürüsü arttırılmaktadır
“Yasa teklifinin alt komisyonda düzenlenen 12. maddesi ile çocuk emeği sömürüsünün önü sonuna kadar açılmaktadır. Bir önceki teklifte yer almayan bu düzenlemeye göre, on çalışanı olan bir işletmeye sınırsız stajyer meslek lisesi öğrencisi çalıştırma hakkı tanınmaktadır. Oysa Mesleki Eğitim Kanunu’nda yer alan haliyle en fazla o işyerinde çalışanların onda biri kadar stajyer çalıştırma hakkı tanınmaktadır. Alt komisyonda şekillendirildiği haliyle teklifteki 12 maddeye göre bu oran sınırı kaldırılarak işletmelere ucuz işgücü olarak diledikleri kadar öğrenci istihdam etme olanağı sunulmaktadır. Torba yasada meslek lisesi öğrencilerinin cebindeki üç kuruşa göz diken AKP, şimdi de çocuklarımızın ucuz ve güvencesiz işgücü olarak sömürülmesine sonuna kadar olanak verecek bir düzenlemeye imza atmaktadır. Torba yasa döneminde de çok fazla tartışmaya neden olan bu konuya dair AKP’nin yeniden adım atması manidardır.”

Düzenleme ile sınav yaşı düşecek ve
dershanelere gidiş oranları hızla artacaktır!
“İlköğretim ikinci kademede farklı okullara geçiş olanağı olduğundan, sınav yapılması kaçınılmaz olacak ve sınav yaşı 8’e düşecektir. Bir taraftan uzun vadede seçme sınavlarının kaldırılacağını iddia ederken, diğer taraftan böylesi bir uygulamayı hayata geçirmek istemek büyük bir çelişkidir.”


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *