CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın, her vesile ile kendince gündem yaratma peşinde koştuğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İstanbul’da Harp Akademileri Komutanlığı’nı ziyaretini değerlendiren Serindağ, bunu bir günah çıkarma çabası olmadığını belirterek, Balyoz, Ergenekon gibi operasyonlarla, şahsı dahil tüm ülkenin yanlış yönlendirildiğine gönderme yapan Erdoğan’ın, “aldatıldık” değerlendirmesine, “biz aldanmadık” cevabını verdi.
Yaşanan tüm gerçekleri bildiklerini ve baştan beri halka anlatmaya çalıştıklarını kaydeden Serindağ, “Erdoğan, devlet yapısı içerisinde örgütlenmiş güçlü bir medya desteğini arkasına almış kumpasa, bir darbe girişimine hep birlikte maruz kaldığımızı ileri sürüyor. Bununla da kalmıyor eski genel kurmay başkanı ve silah arkadaşlarının tutuklanmasına gönlünün razı olmadığından bahsediyor.Eğer ortada bir kumpas varsa bunun savcısından habersiz hiçbir şey yapılamaz.Balyoz, Ergenekon ve bununla ilgili davalarda Erdoğan, bu işin savcısı olduğunu alenen söylemiştir.Bir savcıdan habersiz kumpas olmaz, eğer kumpas varsa dönemin Başbakanı Erdoğan bunun içindedir. Eğer kumpas yapanlara bir operasyon yapılıyorsa, Erdoğan da buna dahil edilmelidir” dedi.
“Kumpasın güçlü bir medya desteği ile teçhiz edildiğine” işaret eden Erdoğan’ın, Türkiye’deki medyanın iktidar tarafından kontrol ettiği şeklindeki sözlerine, “Bu sizin eserinizdir” diyerek cevap veren Serindağ, Erdoğan’ın, Ankara kulislerinde dolanan bilgilere göre dönemin Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanması için özel çaba gösterdiğini ileri sürdü.
Balyoz ve Ergenekon Operasyonları ile aldatıldığını itiraf eden Erdoğan’ın, Kabataş meselesinde yanılmış olduğunu söyleyip söylemeyeceğine dikkat çekerek, “Bu yalan haberi insanların arasına kin ve nefreti sokmak için sürekli gündeme getiriyor. Bunun yalan olduğunu ne zaman açıklayacak milletimiz bekliyor. Camide içki içildiği gibi tehlikeli bir yalanla, Gezi Olayları’nda da aldatmış olmasınlar.Eğer Cumhurbaşkanı samimi ise tüm mağdurların maddi ve manevi haklarını iade etsin” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, parlamenter sistemin 10 Ağustos’ta askıya alındığı şeklindeki sözlerini sert şekilde eleştiren Serindağ, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:“Cumhurbaşkanı Denizli’de şöyle diyor: 10 Ağustosta Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Türkiye’de bir dönem fiilen bitmiştir. Kimilerinin 1876’dan, kimilerinin 1924’ten, bazılarının 1946’dan başlattığı parlamenter sistem, 10 Ağustosta, bir daha geri dönüş olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alınmıştır.”
Türkiye fiilî bir ara rejim dönemi yaşıyor, fiilî bir ara rejim dönemi yaşıyor; bu fiilî ara rejim dönemi Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ilan edilmiş bulunmaktadır. Bu ne demektir?Anayasa fiilen bekleme odasına alınmış demektir.Anayasa’nın bekleme odasına alınmış olması demek, Anayasa’nın askıya alınmış olması demektir. Başka bir ifadeyle anayasal darbe yapıldığı anlamına gelmektedir bu ve dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasa’yı tebdil, tağyir ve ilga suçunu işlemektedir.Cumhurbaşkanı dâhil hiç kimse Anayasa’yı görmezlikten gelemez. Kaldı ki Anayasa’mızın 104’üncü maddesinde Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yürütümünü gözetmekle görevlidir, yani uygulanmasını gözetmekle görevlidir.Anayasa’nın uygulanmasını gözetmekle görevli olan bir makam sahibi Anayasa’yı askıya almıştır.Bu bir anayasal darbedir.Milletimizin tüm fertlerinin, başta siz olmak üzere, Cumhurbaşkanına “Dur.” demesi lazımdır çünkü biz anayasal bir devletiz.Anayasa’mızda Anayasa’nın herkesi, yargı, yürütme ve idare makamlarını bağlayacağı, herkesin Anayasa’ya uymak zorunda olacağı hükme bağlanmıştır.Buna Sayın Cumhurbaşkanı da dahildir. Sayın Cumhurbaşkanının Anayasa’yı bekleme odasına alma hakkı yoktur. Kenan Evren’in silahla yaptığını Sayın Cumhurbaşkanı silahsız yapmaktadır. Böyle bir şeyi bizim kabul etmemiz mümkün değildir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İstanbul’da Harp Akademileri Komutanlığı’nı ziyaretini değerlendiren Serindağ, bunu bir günah çıkarma çabası olmadığını belirterek, Balyoz, Ergenekon gibi operasyonlarla, şahsı dahil tüm ülkenin yanlış yönlendirildiğine gönderme yapan Erdoğan’ın, “aldatıldık” değerlendirmesine, “biz aldanmadık” cevabını verdi.
Yaşanan tüm gerçekleri bildiklerini ve baştan beri halka anlatmaya çalıştıklarını kaydeden Serindağ, “Erdoğan, devlet yapısı içerisinde örgütlenmiş güçlü bir medya desteğini arkasına almış kumpasa, bir darbe girişimine hep birlikte maruz kaldığımızı ileri sürüyor. Bununla da kalmıyor eski genel kurmay başkanı ve silah arkadaşlarının tutuklanmasına gönlünün razı olmadığından bahsediyor.Eğer ortada bir kumpas varsa bunun savcısından habersiz hiçbir şey yapılamaz.Balyoz, Ergenekon ve bununla ilgili davalarda Erdoğan, bu işin savcısı olduğunu alenen söylemiştir.Bir savcıdan habersiz kumpas olmaz, eğer kumpas varsa dönemin Başbakanı Erdoğan bunun içindedir. Eğer kumpas yapanlara bir operasyon yapılıyorsa, Erdoğan da buna dahil edilmelidir” dedi.
“Kumpasın güçlü bir medya desteği ile teçhiz edildiğine” işaret eden Erdoğan’ın, Türkiye’deki medyanın iktidar tarafından kontrol ettiği şeklindeki sözlerine, “Bu sizin eserinizdir” diyerek cevap veren Serindağ, Erdoğan’ın, Ankara kulislerinde dolanan bilgilere göre dönemin Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanması için özel çaba gösterdiğini ileri sürdü.
Balyoz ve Ergenekon Operasyonları ile aldatıldığını itiraf eden Erdoğan’ın, Kabataş meselesinde yanılmış olduğunu söyleyip söylemeyeceğine dikkat çekerek, “Bu yalan haberi insanların arasına kin ve nefreti sokmak için sürekli gündeme getiriyor. Bunun yalan olduğunu ne zaman açıklayacak milletimiz bekliyor. Camide içki içildiği gibi tehlikeli bir yalanla, Gezi Olayları’nda da aldatmış olmasınlar.Eğer Cumhurbaşkanı samimi ise tüm mağdurların maddi ve manevi haklarını iade etsin” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, parlamenter sistemin 10 Ağustos’ta askıya alındığı şeklindeki sözlerini sert şekilde eleştiren Serindağ, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:“Cumhurbaşkanı Denizli’de şöyle diyor: 10 Ağustosta Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Türkiye’de bir dönem fiilen bitmiştir. Kimilerinin 1876’dan, kimilerinin 1924’ten, bazılarının 1946’dan başlattığı parlamenter sistem, 10 Ağustosta, bir daha geri dönüş olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alınmıştır.”
Türkiye fiilî bir ara rejim dönemi yaşıyor, fiilî bir ara rejim dönemi yaşıyor; bu fiilî ara rejim dönemi Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ilan edilmiş bulunmaktadır. Bu ne demektir?Anayasa fiilen bekleme odasına alınmış demektir.Anayasa’nın bekleme odasına alınmış olması demek, Anayasa’nın askıya alınmış olması demektir. Başka bir ifadeyle anayasal darbe yapıldığı anlamına gelmektedir bu ve dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasa’yı tebdil, tağyir ve ilga suçunu işlemektedir.Cumhurbaşkanı dâhil hiç kimse Anayasa’yı görmezlikten gelemez. Kaldı ki Anayasa’mızın 104’üncü maddesinde Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yürütümünü gözetmekle görevlidir, yani uygulanmasını gözetmekle görevlidir.Anayasa’nın uygulanmasını gözetmekle görevli olan bir makam sahibi Anayasa’yı askıya almıştır.Bu bir anayasal darbedir.Milletimizin tüm fertlerinin, başta siz olmak üzere, Cumhurbaşkanına “Dur.” demesi lazımdır çünkü biz anayasal bir devletiz.Anayasa’mızda Anayasa’nın herkesi, yargı, yürütme ve idare makamlarını bağlayacağı, herkesin Anayasa’ya uymak zorunda olacağı hükme bağlanmıştır.Buna Sayın Cumhurbaşkanı da dahildir. Sayın Cumhurbaşkanının Anayasa’yı bekleme odasına alma hakkı yoktur. Kenan Evren’in silahla yaptığını Sayın Cumhurbaşkanı silahsız yapmaktadır. Böyle bir şeyi bizim kabul etmemiz mümkün değildir”