1 milyon üzerinde öğrencinin girdiği Liseye Geçiş Sınav (LGS) sonuçları açıklandı
LGS sonuçlarını değerlendiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, ‘’Çocuklarımızı sınavlara değil, yaşama hazırlayan; eleştirel düşünme becerisi gelişmiş, toplumsal sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmelerine olanak tanıyan, nitelikli, bilimsel ve kamusal bir eğitim sistemi acil bir ihtiyaç’’ dedi.
Eğitim süreci bir rekabet alanı değil, hak alanı olarak kurgulanmalı
LGS’nin kaldırılması yerine öğrencilerin çok yönlü gelişimini esas alan, yönlendirme ve rehberlik temelli bir yerleştirme modelinin oluşturulması gerektiğini ifade eden Parlakçı, ‘’Tüm çocuklar için parasız, kamusal ve nitelikli eğitim sağlanmalı; özel okul teşvikleri yerine devlet okullarına yatırım yapılmalı. Eğitimde bölgesel ve sınıfsal eşitsizlikleri ortadan kaldıracak adımlar atılmalı; öğretmen atamaları, okul donanımları ve müfredat bu eşitlik temelinde yeniden düzenlenmeli. Çocukların ruhsal ve pedagojik gelişimini zedeleyen sınav ve başarı merkezli anlayış terk edilmeli; eğitim süreci bir rekabet alanı değil, hak alanı olarak kurgulanmalı’’ açıklanmasını yaptı.
Eğitim politikaları şeffaf ve toplumsal ihtiyaçlara dayalı biçimde şekillendirilmeli
Parlakçı, ‘’Eğitim politikaları, öğrenci, öğretmen ve velilerin aktif ve demokratik katılımıyla, şeffaf ve toplumsal ihtiyaçlara dayalı biçimde şekillendirilmeli. Sınav sistemi, müfredat, okul türleri gibi temel konular, katılımcı ve çoğulcu mekanizmalarla belirlenmeli. Bu katılım, yalnızca danışma değil, karar alma süreçlerinde de eşit temsiliyetle güvence altına alınmalı. Eğitim sisteminde reform, sınav tarihlerinin ya da soru tiplerinin değil; eğitimin yapısal niteliğinin değiştirilmesiyle mümkün. Eğitimde adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesi büyütülmeden gerçek bir dönüşüm sağlanamaz. Çocukları yarıştırmayın; birlikte öğrenen, birlikte gelişen bir modelin önünü açın’’ çağrısında bulundu.
Sınav sonuçları eğitim sisteminin piyasacı, performans odaklı ve seçici yapısını ortaya koyuyor
Liselere Geçiş Sınavı (LGS) sonuçlarının, eğitim sisteminin içinde bulunduğu yapısal krizleri bir kez daha gözler önüne serdiğini söyleyen Parlakçı, ‘’Her yıl yüz binlerce öğrenciyi eşitsiz bir hazırlık süreciyle sınava sokarak onları sıralayan, eleyen ve kategorize eden bu sistem ne çocukların gelişimini öncelemekte ne de eğitimde hakkaniyetin sağlanmasına hizmet ediyor. LGS sadece bir sınav değil, aynı zamanda toplumun en derin eşitsizliklerinin yeniden üretildiği, bölgesel, sınıfsal ve kültürel farkların sınav puanı aracılığıyla normalize edildiği ideolojik bir araç. Sınav sonuçları bir başarı ölçütü gibi sunulsa da aslında eğitim sisteminin piyasacı, performans odaklı ve seçici yapısını ortaya koyuyor’’ şeklinde konuştu.