Metro ve çevresi, meslek kuruluşlarının tüm çaba ve itirazlarına rağmen, müthiş bir inşaat yoğunluğu ile kuşatılarak, adeta kentin nefes yolları tıkanmaya başladı. Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, “Belediyenin verdiği sözü tutması gerekiyor. Çünkü bu sözlerin bir değeri yoksa söz vermenin de bir anlamı yoktur. Bu tür çalışmalar belediyenin itibarını zedeliyor” dedi
Metro Alışveriş Merkezi arkasında kentin sülietini bozacak yapılar yükselmeye devam ediyor. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermesine rağmen ruhsatlar verilmeye ve inşaatlar yükselmeye devam etti.
Metro Alışveriş Merkezi’nin arkasına yapılan binalar hakkında Sabah’a konuşan Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, büyük bir kent suçu işlendiğini vurguladı. Yapıların Büyükşehir Belediyesi’nin itibarını zedelediğine dikkat çeken Girişken, “Belediye imar hamlesini yaparken amaç çok farklıydı, ancak gelinen noktada tutulmamış bir söz görüyoruz. Elimizde yüksek yapılar ve gökdelenler kaldı. Ama Karmen Peyzajın yerine yapılan yapı kentte en nefret edilen yapıdır. Şu anda Metro civarında yapılacak yapılar ondan yüzde 15 oranında daha yoğun ve Karmen Peyzajın yerine yapılan yapılar 13 katlı iken buradaki yapılar 15 katlı” dedi.
İbretlik bir süreç yaşanıyor
Metro çevresinde yapılan planlamayı kaygı izle izlediklerini belirten Girişken, “İbretlik hikaye olarak yanı başımızda bir süreç yaşanıyor. Celal Doğan dönemine dayanan bir kent suçu dizisinin bugün geldiği noktayı görüyoruz. Celal Doğan, döneminde Metro alışveriş merkezi o planın tam orta yerine saplanmıştı. Metro ve çevresi 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı bir parçası. Sportif tesisler, alanlar ve açık alan düzenlemeleri parkın tamamlayıcısı olarak görev alacaktı. Ancak daha sonra buradaki yerler şahıs mülkü olduğu ve kamulaştırma bedeli çok yüksek olduğu için Büyükşehir Belediyesi tarafından burada belli oranda imar verileceği ve imar çalışmasından elde edilecek gelirin 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’nın kamulaştırılması için kullanılacağı söylendi” şeklinde konuştu.
Şehir silüeti çok kötü
bir şekilde etkilenecek
“Yüzde 64 kamulaştırması yapılan taşınmazlar Büyükşehir Belediyesi tarafından satışa çıkarılır çıkarılmaz bir şeylerin yanlış gittiği çok belliydi” diyen Girişken, elde edilen gelirin hiçbir kuruşunun 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’nın kamulaştırılması, yeni yerlerin parka kazandırılması için değerlendirilmediğini söyleyerek eleştirdi. Elde edilen paraların nerelere gittiğinin belli olmadığının altını çizen Başkan Girişken, “Biz yapılan 8 veya 9 imar planının tamamına dava açtık, yürütmeyi durdurma kararları alındı. Fakat belediyemiz yürütmeyi durdurma kararına uymadı, ruhsatlar verildi, inşaatlar yükselmeye devam etti. Burası 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’na yeni alanlar kazandırmak için imara açılmış bir yer iken bu amaç için kullanılmamış, şehrin ortasında deprem veya acil bir durumda toplanma alanı olarak kullanılacak bir yer yüksek yoğunluklu yapıya açıldı. Batı’dan gelen rüzgar koridoru üzerinde yüksek yapılar yer alacak. Şehir sülieti çok kötü bir şekilde etkilenecek ve bu kadar mücadelemizin neden yapıldığı Gaziantepliler tarafından daha net görülmeye başlandı” değerlendirmesinde bulundu.
Bu tür çalışmalar
belediyenin itibarını zedeliyor
Girişken büyük bir kent suçu işlendiğini kaydederken, gelinen süreci kaygı verici olarak değerlendirdi ve konuşmasına şöyle devam etti: “Bu dakikadan sonra bu inşaatların durdurulmasının olanaklı olacağını düşünmüyoruz. Ancak hiç değilse Gazianteplilere, belediyeye burada iş yapan müteahhitlere çağrımız; “Belediyenin vermiş olduğu sözü tutması için kamuoyu baskısı yapalım” Burası imara açıldı, 250 milyon liranın üzerinde gelir elde edildi, ama bu paranın bir kuruşu bile 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’na yeni yerler kazandırmak için kullanılmadı. Onun için belediyenin verdiği sözü tutması gerekiyor. Çünkü bu sözlerin bir değeri yoksa söz vermenin de bir anlamı yoktur. Bu tür çalışmalar belediyenin itibarını zedeliyor.” Hüseyin Karataş
Bu binalar bir avuç insanı zengin edecek. Ama çevre ve görüntü kirliliğinin bedelini bu kent halkı çekecek. Yapılan yanlışın vebali ve günahı da bu yapılaşmaya izin verenlerin olacak. Yüksek yoğunluklu yapılaşmaların, kentlerin yaşam dokusunu tahrip ettiği yolundaki tepkiler bir süre önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelmişti. Ancak herşeye rağmen duvarlar örülüyor.
RSS