Çanakkale’nin “geçilmez” olduğunu kanıtlayan zafer, tarihin seyrini değiştirdi. Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul’a girmek isteyen işgal güçleri, en güçlü savunmayla karşılaştı.
Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale cephesi, tarihin seyrini değiştirdi. 19 Şubat’ta başlayan Çanakkale Deniz Savaşı, 18 Mart’ta işgal kuvvetlerinin püskürtülmesiyle sonuçlandı. Deniz zaferini kara zaferi izledi. Yokluk içindeki ordu, Mustafa Kemal önderliğinde tarihi bir zafere imza attı. Bağımsızlık ateşi yakıldı. Milli Mücadele’nin ve Cumhuriyetin “önsözü” yazıldı. Çanakkale’de oluşan milli bilinç ve uyanış, önce Milli Mücadele’ye motivasyon oldu. Zaferle sonuçlanan Milli Mücadele ise Cumhuriyet ile taçlandı. Ulu önderin Çanakkale’deki “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” yönergesi, Milli Mücadele’de “Ya istiklal ya ölüm” parolasına evrildi.
Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale cephesi, Türkler için aktif bir cephe değildi. İtilaf Devletleri’nin İstanbul’a uzanma hedefi ile ihtiyat cephesi olarak planlanan bu cephe aktif hale geldi. 3 Kasım 1914’te İtilaf Devletleri’ne ait 18 parçalık bir donanma, sabahın ilk saatlerinde taarruza geçti. İngilizler Ertuğrul ve Seddülbahir’e, Fransızlar ise Kumkale ve Orhaniye tabyalarına bombardımana başladı. Cephaneliğe isabet eden bir mermi sonrası yaşanan patlamada 66’sı subay 71 asker, cephede Türklerin verdiği ilk şehitler oldu. Deniz savaşına önlem almak için mayın döşendi. Nusret mayın gemisinin bu alandaki başarısı, Türk denizcilik tarihine altın harflerle yazıldı. Cumhuriyet